+18
Köşeye sinen küçük oğlan çocuğu.
Sen her zaman benimdin,ben her zaman senindim.
Sana olan aşkım,sevdam,tutkum.Seni ilk gördüğüm an sertçe içimi talan etti,başta kalbim sıkıştı.İçimdeki tüm organlar sorgusuzca dışarı çıkacakmış gibi hareket etme...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın aşklarım✨
♠️
Yanıma çektiği sandalyenin üzerinde başını masaya yaslayıp dik dik yüzümü inceleyen güzelliğe bakarak derin bir nefes aldım,sarhoş olduğu her halinden belliydi ve bunu bana belli etmekte hiç bir sakınca bulmuyordu.Bakışları öyle istekliydi ki birazdan kucağıma tırmanıp dudaklarıma yapışırsa hiç şaşırmaz ve karşılık verirdim.
Gözleri sadece dudaklarımda değil bedenimin her bir zerresinde istekle geziniyordu.
Elimi kaldırarak yavaşça başının arkasına yerleştirdim ve parmaklarımı saçlarının arasından geçirerek hafifçe okşadım "Gözümde güzel küçük bir bebekten farksızsın,bunu biliyorsun değil mi?" dedim kısık çıkarmaya çalıştığım sesimle. Sarhoştu ve yüksek sesim kulaklarını oldukça rahatsız edebilirdi bu yüzden ses tonuma oldukça dikkat etmem lazımdı.
Parmaklarımı kısa bir süre yumuşacık saçları arasında gezdirdiğimde atlas yüzünü buruşturdu"neden çektin?okşasana."sesinden tamamen sarhoşluk akıyordu.İsteğini yerine getirerek parmaklarımı eski pozisyonuna getirdim ve yavaşça okşamaya devam ettim "Giorgi."dedi atlas kısa bir sessizlikten sonra"sence ben sana aşık mıyım?" sorusuyla yüzümde belli belirsiz bir gülümseme oluştu ve parmaklarım yavaşça ensesine doğru süzüldü.
"Bilmem aşık mısın?"başımı hafifçe yana yatırdığımda bana kocaman gülümsemiş ve yüzünü kolları arasına gömmüştü.
Utanmış mıydı yoksa?
"Sorumu cevaplamadın ama,böyle olmaz bebeğim."dikkatle masaya yaslandığı başını kaldırarak sandalyesini bana doğru çevirdim ve bacaklarım arasına girebileceği mesafeye kadar onu kendime doğru çektim"bakmayacak mısın yüzüme?"gözleri sanki saatlerdir yüzüme sabitlenip bakmıyormuş gibi şimdi göl kenarında dolanıyordu.
"Yavrum,"dedim elimi ensesine yerleştirip yüzünü kendime çekerek"asıl manzara tam karşında."
Atlas sırıtıp"Sen misin o?"dedi ve dilini dudakları üzerinde gezdirip bacaklarını bacaklarıma sürttü"ben manzarayı uzaktan izlemeyi sevmem ama,Onu ne yapacağız?"kafede çok fazla insan kalmamıştı,ya da barda mı desem.İlk geldiğimizde içtiğimiz kahveler sonrasında saat on a doğru kafe kısmı kapanmış ve sadece içki satılmaya başlamıştı.
Atlas da durur mu?hemen bardak sayısını unutacağım kadar cin ve bira içmişti...
Şuan da da tamamen çevrimdışı bir şekilde sadece tek bir yere odaklanmıştı.
