Ayın Gölgesine Sığınmak

yalanlar mı ve gerçekler mi

Medyadaki şarkıyı bölümün yarısından sonra Araf ile Haza'nın sigara içtiği sahnelerden sonrasında dinlemenizi tavsiye ederim.

"Gerçekte yalanlar mı gerçekler mi?" Asıl sorduğu ona gerçeğin değilde yalanların ön planda olduğunu söylediğim konuydu ama anlamamıştı sanarım anlatamamıştım yada yanlış anlaşıldım. kim anlardı ki mecbur kaldım demeden.

"Kimin söylediğine göre değişir. İki türlü yalan vardır."

"Karşındakinin düşünceleri, yalan ise zaten onun hayatındaysa, bilerek kanmış olursun eğer bir gün sana bir yanlışı dokunursa neden diyemezsin çünkü bile bile inanan sen olursun sonuçta."

"Diğer türlü?"

"O zaman kandırılmış olursun ."

Herkes doğruyu isterdi ona orada söylemek istediğim buydu. Ama yalanın arkasına takılıp sızlanarak neden gerçeği söylemedin diyen insanlar usta yalancı ola biliyorlardı.

Ama yalana inanırdım sırlara herkesin hayatındadır bunlar. Ama bazen keşke bilmeseydim deriz benim duyduğum gerçeklerin var olmamasını isterdim.

Birde gerçek kandırılma var tabi doğruların tepe taklak olması o zaman sızlana bilir şikayet edebilirsin tabi kendinde o gücü bulursan.

"Benim için yalan pekte bir şey ifade etmiyor. Nede olsa karşındaki kişi tanıyorsun inanmasaydın bu kadar basit dimi?" Buna katılanın Kayra ve zübbeliği olması hoş değildi

"Pezevenkliğini katma lan bir işede."

"Neredeyse kırıcı olucaktın Enis." Dedi kayra yüzündeki sırıtışla.

"Şöyle baktıkca tüylerim diken diken oluyor." Üzerinde tişörtü olmasına rağmen kollarını sıvar gibi yapıp gerçekten öyleymiş gibi gösterdi.

"Diyar yeni çıkacak şu çantayı gördünmü? nasıl güzel insanlar çoktan ön sipariş oluşturmuş sen seversin çanta filan baktın mı?" Dedi hevesle Sena. Diyarsa Sena'nın hevesinin yanından bile geçmeyecek bir ses tonu ile konuştu.

"Pek benlik değil." Konuşurken Sena'nın yüzüne bile bakmaması aşağlayıcı tavrı ile bildiğim Diyardı sadece istisnaları vardı onun eğer o istisnanın içinde değilseniz, ona cevap vermeden arkanızı dönün ve gidin "Ve evet haklı olsanız dahi" çünkü başa çılamazsınız etrafınızdaki herkesin yanınızdan kayıp bir belağ çukuruna düşmeden gidin bu sizi güçsüz yapmaz inan ki ergen tavırlarla size saldıran birisi varsa onun size müdahale etmesine karşı koyun çığlıklar atın susmayın bir düşer iki düşer ama bir daha ki sefere artık sarsılmazsınız bile karşınızdaki zorba, arkadaş, sevgili, aileniz olsa dahi. Çığlık atın halen zamanınız varken gücün yoksa çabala bulunduğun yeri terk et bunun için çabala hala şansın varken inan bana hala ihtimal var "insan ihtimallerini kendi yaratır."

Sena'nın burada halen neden durduğunu anlayamıyordum ama bir o kadar da anlıyorum. Kayrayı herkes bilirdi yarın yanında bir başkasını görebilirdik.

Serap'ın kolumu dürtmesi ile bana uzattığı telefona baktım kahve rengi tüylü bir çantaydı. Kafamı salladım ne var bunda der gibi. Bana biraz daha yaklaşarak konuştu. "O işte şu önden liste oluşturulan çanta."

Sonra fotarafı aşağıya doğru kaydırdı. "Çüüşş!" Gördüğüm rakamlar yüzünden sesim yüksek çıkmıştı. "Elli beş bin beş yüz" O tavuk tüylerinden yolunmuş gibi duran çantanın nasıl o kadar ettiğini algılayamadım. "İnsanlar yanında tavuk görünümlü bir çanta taşımak için o kadar para..." sözüm yarım kaldı. "Fazla paran olursa böyle oluyormuş demek ki." Oturmaktan belim tutuldu arkaya doğru yaslandım "İnan ki hiç öyle dertlerim olmadı."