Soğuk ring gecesi

26 20 24
                                    

"Korku o artık hayatımın bir parçası haline gelmişti."

Aldığı darbe ile oraya gidip bu maçı durdurmak istedim. Attığım adım tek bir adım ile sınırlı kaldı. Güçlü parmaklar kolumu sardı. "Şimdi değil o salak seni buraya hiç bir şey demeden peşinden getirmiş olabilir ama o ring den bir kazanan çıkmadığı sürece buradan kimse çıkamaz.

Dakikalardır bekliyordum o cümlemin ardından. Kimin kazanacağı umrumda dahi değildi. Tek temennim oradan en az hasarla çıkmasaydı. Ama şimdiye kadar yüzüne üç yumruk inmişti karnına aldığı darbelerin daha fazlaydı dördüncü den sonra saymayı bıraktım elmacık kemiği morarmış alt dudağı ise patlamıştı. Rakibine karşı atakta bulunuyordu ama şimdiye kadar sadece hafif sersemletmesinden başka bir işe yaramadı.

Rakibinin burun ile dudağının arasına attığı yumruk işe yaramıştı eğer kazanmak istiyorsan üç yere vur. Şakak
Çinsel organ dudağın üst kısmı bu üç yere atılan darbeler ölüme kadar götüre bilir. Acı ile beli bükülen, rakibinden yararlanarak arka bacağına tekme  attı.
Dizine yediği tekme ile yere düşmesi kaçınılmaz oldu. Yüzüne atacağı yumruk, rakibinin bileğini tutması ile yerini bulamadan kendi yüzüne, yedi yumruğu gafil avlandığından
direnemedi karnına yediği tekme ile geriye savrulan taraf oldu.

Durumu kötüleşmişti arka taraftan gelen sesleri veya çığlıkları artık  duymuyordum tek derdim o maviliklere şu an daha yakından bakmaktı. Yerde hırpalanması uzun sürmedi bacaklarını rakibini boynuna dolayıp nefes almasını kısıtladı. Rakibinin yumruğundan hızla kafasını yan tarafa çekerken kurtuldu rakibinin hatasından yararlanıp kolumdan tutup onu aşağı çekti bu sefer üstte olan oydu ve rakibinin yaptığını yapmadı rakibi şansı varken onu kullanmayıp avı ile Oynamıştı.

Araf ise arka arkaya indirdi yumrukları yüzüne rakibi en son haraket siz kalınca bir halta yaramayan hakem düdüğünü çaldı. Araf ise bitkin bir halde ayağa kaltı. Yükselen sesler ve çığlıklar tek duyduğum "GÜZ" adı oldu Kısa bir an gözleri benim olduğum tarafa döndü saniyelik te olsa maviliklerin de huzur bulduğuma sevindim.

Hakem kolunu kaldırınca güz diye atılan çığlıkları daha derinden duydum. "Yine sağ çıktı şerefsiz  ne zaman bu sefer kaybedecek desem bir yolunu buluyor." Diyar'ın hemen yanında duran Enisi'in  hangi ara geldiğini fark etmemiştim. "Hadi oyalanmayın." Diyar'ın elini tutup bir iki adım attı. Bana dönüp. "Araf nerede durmanı söyledi ise oraya git acele et." Kafamı aşağı yukarı onaylar şekilde salladım "Bizde şu parayı alalım."Dedi Diyara onu donuk bakışlarının ardımdan onayladı ve ilerlediler.

Sahadan inen Araf ile girdiğim kapıdan   geri çıktım onu ilk girdiğimiz oda da bekleme mi söylemişti.
Enis Diyarla giderken fark edememişti ama Diyar'ın gözlerinde oluşan donukluk Enis tarafından eli tutulunca oluşmuştu. Enis'in ise farkında dahi olmadan bulunduğu bir davranıştı.

Merdivenlerden yukarı çıktığım da koridor daha kalabalıktı maç başlayacağı için herkes erkenden toplanmıştı ama şimdi kalabalık arasından geçerken tedirgin dim sola döndüğümde duvardaki tablolara baktım ama hayır inerken inceleme fırsatım olmuştu tabloları ama bu çerçeveleri ve tuvalleri görmediğime emindim etraftan geçen kişilerin bana bakışlarını hissetmek nefeslerimin sıklaşmasına sebep oldu en kötüsü ise gerçekte o bakışların bana olmaması idi  içine düştüğüm durumdan dolayı kafamda kurduğum bir şey olması olası idi.

Dikkat çekmemek için yavaş adımlar ile ilerliyordum  ama nereye gittiğime dair  bir fikrim yoktu ikinci ilk döne bileceğim yerden dönüp yukarı çıktım bu sefer geriye doğru yürümeye devam ettim tam oturup ağlayacağım noktaya gelmişken duvardaki tabloların tanıdıklığı ile hızlan dım kanlı kuğ tablosunun yanına gelince rahatladım bura da iken aşağıya inmiştim yukarı çıkmalıydım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 4 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ayın Gölgesine Sığınmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin