25.Bölüm

501 25 34
                                    


Demir ve Zeynep Pınar'ın çağırması ile avluya indiginde Havin hanımlar Zeynep'e nefretle bakıyordu.  Demir içinden sabır çekerek karşılarına geçip oturdu. Zeynep'i de hemen kolunun altına aldı. Serpil hanım  sinsice "Demir'im... Nasıl oldun oğlum? Yaraların iyi mi? Ah o seni vuranın elleri kırılsın, soyları kurusun inşallah..." dedi. Zeynep dişlerini sıkarak Serpil hanıma bakarken Demir sert sesiyle "Hala!! Beddua etme... Vuran değil vurmasına sebep olan için et edeceksen de..." dedi. Serpil hanım sinirle Zeynep'e bakarak "Ona da ediyorum sen merak etme... Konağa getirip birde nikahına aldın..." dedi. Demir sinirle nefesini alarak "HALA!! BÜYÜĞÜMSÜN SAYGISIZLIK ETMEK ISTEMEM AMAA KARIMA DA SAYGISIZLIK ETMENE IZIN VERMEM..." dedi. Havin hanım sinirle gülerek "Serpil kızım boşuna kendini yorma... Gözü kör olmuş yeğeninin... " dedi. Demir onlara sinirle baktı. O sırada yanlarına Ali bey geldi. "Tabi kızım sende annende kendinizi boşuna yorup boş boş konuşmayın... Kabul etmeyen varsa aha da işte kapı orada... Çeker gider..." dedi. Serpil kırgınlıkla babasına baktı "O ne biçim söz baba?? Sen bizi kendi evimizden mi kovuyorsun??" Diye sordu. Havin hanım ona öfke ile bakarken Ali bey "Nasıl anlamak isterseniz öyle... o ağzınız hayır konuşmayacaksa da susun  daha fazla huzur kaçırmayın ...." dedi. Serpil hanımla annesi birbirine sinirle bakarken Demir Zeynep'in elinden tutup kalktı. Odalarına giderken "Hadi hazırlan güzelim. Yemeğe gidelim..." dedi. Zeynep  bu teklife hiç hayır demek istemedi. Hazırlanıp aşağı indiklerinde Demir mutfağa geçti. Gülsüm hanım çalışanlarla sofra hazırlığı yapıyordu. Demir "Anne, biz Zeynep ile dışarıda yemek yiyeceğiz size afiyet olsun..." dedi. Gülsüm hanım ona bakınca gözleri ile konuştular. Gülsüm hanım "Afiyet olsun yavrum...Gidin gidin..." dedi.





Demir babaannesinin ve halasının onun yanında bile Zeynep'e ettiği lafları duyunca delirmişti. Hele yanında değilken neler demişler diye düşününce öfkesi daha çok katlaniyordu. "Yavrum?? Bugün canını çok mu sıktılar? Bak saygıdan susmak zorunda falan değilsin..." diye devam edecekken Zeynep ona bakıp  gülümsedi. "Demir...Canım sıkkın değil sende canını sıkma...Ne yiyeceğiz beni nereye götüreceksin??" Diye merakla sordu. Demir "Canın ne istiyor kurban olduğum?" Diye sordu. Zeynep bilmem deyince Demir onu sürekli gittigi mekana götürdü. İkili huzurla yemeklerini yedikten sonra meydanda ki kahveciye geçtiler. Her gittikleri yerde bütün gözler onlara dönüyordu. Kimisi birbirlerine ne kadar yakıştıklarını söylüyor,  kimi de kıskançlıkla berdel evliliği diyordu... Ama kimse Demir'in o sert görüntüsünden bunu yüksek sesle dile getiremiyordu. Akşamın ilerleyen saatlerine kadar konağa gecmediler. Konağa gectiklerinde ise hemen odalarına çıktılar. Zeynep üstünü değiştirip banyodan çıkınca Demir'de sigarasını içmek için terasa çıktı. Zeynep anneannesinin verdiği macundan bir kaşık yedi. Yatakta otururken kitabını eline alıp okumaya başladı. On dakika sonra bütün vücuduna bir sıcaklık yayılıyor gibi hissetti. "Allah Allah...pencere de açık... " diyerek kitabıyla kendine hava yaptı ama sıcaklık geçmek bilmiyor gibiydi. Demir odaya geldiğinde Zeynep banyoya geçip elini yüzünü soğuk suyla yıkadı. Tekrar odaya geldiğinde Demir dikkatle ona bakıyordu "Iyi misin yavrum?" Diye sordu. Zeynep zorlukla gülümseyip "İyiyim iyi... Sadece çok sıcak..." dedi.

(İbrahim tatlises- tabi tabi ) 😅

Yatağa gectiklerinde Zeynep Demir'in teması ile daha çok yanmaya başladı. Zeynep aniden ayağa kalkınca Demir de doğrulup oturdu. Merakla "Kurban olduğum neyin var?" Dedi. Zeynep boynuna ve ensesine hava yaparak  "Çok sıcak oldu ya..." dedi. Demir şüphe ile "Yavrumm??" Dedi. Zeynep onun gözlerinin içine bakarken "Yanıyorum..." dedi. Demir gülmemek için dudağını ısırdı "Güzelim sen o macundan mi yedin??" Diye sordu. Zeynep hemen başını olumlu anlamda salladı. Demir gülerek kafasını sağa sola salladı. Zeynep anlamayarak ona bakarken "Demir ya ne gülüyorsun? Yanıyorum diyorum..." dedi. Demir ona bakarak "Söndürelim mi??" Dedi. Zeynep ona şaşkın şaşkın bakarken Demir gür bir kahkaha atıp ayağa kalktı. Karşısına geldiğinde yüzünü elleri arasına aldı. "Kurban olduğum bana güveniyor musun?" Diye sordu. Zeynep başını olumlu anlamda salladı... Demir dudaklarına doğru egilince Zeynep derin bir nefes alarak gözlerini kapattı. Şu an vücudu bilmediği tepkiler veriyordu... Dudakları birbirine değdiğinde dışarıdan Pınar'ın çığlıkları duyuldu. Zeynep hemen korku ile  gözlerini açıp kendini çekti. Demir içinden söve söve ona bakarken Pınar konağı ayağa kaldiriyordu "SAPIKKK SAPIKKK VARRRR...." Demir kavuşmaya ramak kala olay çıkaran kuzenine öfkesi ile odadan çıkarken bastığı yeri inletiyordu. İkinci kata indiğinde herkes Pınar'ın başına toplanmıştı. Demir sert ve sinirli sesiyle "NE OLUYOR BURADA??" diye sordu. Pınar ağlayarak hemen koşup ona sarılmak için hamle yapmıştı ki Demir onun kafasından tutup durdurdu. "Konuş!! Ne diye bağırıyorsun?" Dedi. Pınar bozularak ona baktı "Sapık...Sapık vardı. Ben üstümü değiştirirken beni izliyordu..." dedi. Gülsüm hanım şok içinde ona bakıyordu. Esma alayla "Bu kadar yaygara bunun için miydi yani? Sanki ne görecek..." dedi. Pınar ona öldürecek gibi bakınca Esma omuz silkti. Pınar dekoltesini düzelterek Demir'e baktı. Ama Demir avluya baktı görünürde kimse yoktu. Sinirle aşağı indi. Kapıda ki adamlara içeri giren oldu mu diye sordu ama hiç kimse ne içeri girmiş ne çıkmıştı... Demir o sinirle tüm konağa baktı ama kimseyi bulamayınca avluda oturanların yanına gelerek sinirle "Kimse yok!!!" Dedi. Pınar ne kadar itiraz etse de Demir öfke ile ona baktıktan sonra odaya çıktı.  Zeynep terastan olanları öğrendikten sonra tekrar odaya girmişti.




Demir odaya girmeden derin bir nefes aldı. Odaya girdiğinde Zeynep ona baktı... Demir bir şey demeden onun yanına gelince Zeynep heyecanlandı. Karşılıklı durduklarinda Demir "Nerede kalmıştık?" Diye sorunca Zeynep utanarak bakışlarını kaçırdı. Demir yine yüzünü elleri arasına aldı. Tam öpecekken bu sefer Esma'nın sinirli sesini duydular. "Abiiiii!!!!" Demir sinirle "Hay Demir kadar başınıza taş düşsün... Ulan bir rahat vermediler... " dedi. Zeynep kendini çekecekken Demir izin vermedi. "Ben seni öpeyim de sonra isterse kıyamet kopsun..." diyerek dudaklarına yöneldi. Sonunda hayallerini süsleyen o dudaklara kavuştu... Esma sinirle "Abiii!! Bu gerzek bayıldı gelip onu hastaneye götür diyorlar..." dedi. Demir hiç ayrılmak istemedigi dudaklardan Esma'nın kapıyı ısrarla çalmasıyla ayrıldı. Zeynep kızarmış yanakları ile ona bakarken Demir "Ben gidip... onun... tövbe estağfurullah... Yavrum ben hemen bırakıp geleceğim beni bekle tamam mı??" Dedi. Zeynep alt dudağını ısırarak ona bakınca Demir ici giderek ona baktı. Pınar'a söve söve odadan çıkarken Esma'da nasibini aldı. Esma sinirle "Benim ne suçum var yaaa?? O salak ayılıp bayılıyor suçlusu Esma oluyor oh vallaaa....." diye sitem etti.







Demir sinirle aşağı indiğinde Pınar kendini iyice bıraktı. Serpil hanım telaşla "Demir sen onu taşı oğlum... Ay ayılmıyor da bir şey oldu kızıma... Ay ay nazara geldi kızım... nazara... o sapık her kimse Allah belasını versin..." diye söylendi. Esma alayla "Bedduacı halam iş başında gene... gece dozumuzu da aldıysak yatalım artık ya..." dedi. Demir Leyla'ya sinirle bakarak "Leyla sen halamla onu getirin ben arabayı kapıya getiririm..." diyerek konaktan çıktı. Leyla ve Serpil hanım Pınar'ın kollarına girerek onu dışarı çıkardı. Demir onları hastaneye götürdü. Pınar'ın hiç bir şeyi yoktu ama Serpil hanımın ısrarı ile ona serum bağladılar. Demir hastane bahçesinde onları beklerken sabırsızdı. Sigarasını bile içesi gelmiyordu çünkü dudaklarında hala Zeynep'in dudaklarının tadı vardı. Demir ne hayaller kurarken kendini nerede bulmuştu. Hastaneden sonunda çıktıklarında Demir o kadar hızlı kullanıyordu ki arabayı halası "Demir oğlum... Ne bu acele sanki nereye yetisecegiz?? " dedi. Demir içinden "Vuslata yetişeceğim..." dese de halasına cevap vermedi. Konağa geldiklerinde tüm ışıklar kapalıydı. Demir halasının dediklerini duymadan koşarak odasına çıktı.












Odaya girdiğinde Zeynep'in kokusunu derin bir nefesle içine çekti. Zeynep yatakta uyuyordu. Demir iç çekerek hemen yanına gitti. Saçlarını okşarken ıslak olduğunu fark etti. Demek ki Zeynep'te onun gibi bu hareretle duş alarak geçirmeye çalışmıştı. Ki Demir onun için başka yöntemler düşünürken onu uyandırmaya kıyamadı. Üstünü değiştirip yanına uzanınca Zeynep'i kendine çekip sıkıca sarıldı. Sabah uyandıklarında Zeynep uykulu gözleri ile Demir'e baktı. Dün gece ilk öpüşmeleri aklına gelince derin bir nefes alarak onun dudaklarına baktı. Demir izlendiğini fark etse de gözlerini açmamıştı. Zeynep'in ne yapacağını merakla bekliyordu. Zeynep biraz doğrulup Demir'in yüzünü inceledi. Eliyle  önce sakallarına sonra da dudaklarına dokundu. Demir bu duruma o kadar mutlu olmuştu ki... gözlerini açıp Zeynep'in elini öptü. Zeynep ona bakarken Demir "Dün gece başladığımız işe devam edelim mi yavrum?" Diyerek bir anda Zeynep'i altına alınca Zeynep şaşkınlıkla ona bakıyordu. Demir beklenti dolu gözlerinin içine baktı.

(Murat başaran- bir öpücük kesmez) 😅😅😘🫣🫣🫡















***************************************************

Ay Işığında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin