Ay Işığında

44.Bölüm

Pınar Zeynep'in odasına gelirken sinsice gülüyordu. Kapıyı çalıp içeri girdiğinde Zeynep şaşırarak ona baktı. Pınar sahte gülümsemesi ile "Ayyy canım biz annemle seni görmeye geldik de... Hadi aşağı inelim..." dedi. Zeynep ona şüphe ile baktı. "Beni mi görmeye geldiniz. Hayırdır inşallah??" Diye sordu. Pınar yapmacık şekilde gülerek "Ay niye bu kadar şaşırdın ki?" Diye sordu. Zeynep ona gözlerini devirerek baktı. "Pınar... İkimizde çok iyi biliyoruz ki birbirimizden hiç ama hiç hoşlanmıyoruz. Rol yapmana gerek yok..." dedi. Pınar ona tek kaşını kaldırarak baktı. "Bak ya... Demir'in karısı oldun ya canım...İstemesekte kabul etmek zorundayız... Onun için zeytin dalı uzatıyoruz gibi düşün..." dedi. Zeynep alayla güldü "O dalı ben uzatiyor muyum acaba?" Diye sordu. Pınar odadan çıkınca o da hiç istemese de çıktı. Pınar'ın onu kapıda beklediğini görünce ona baksa da önden yürüdü. Merdivenlerin başına geldiklerinde Zeynep arkasından onu sertçe iten kız yüzünden dengesini bulamadan merdivenlerden yuvarlanmaya başladı. Onun çığlığı ile  konaktakiler avluya çıktığında Demir de aldığı çiçekleri eline alarak konağa giriyordu. Sevdiğinin avluda boylu boyunca yattığını görünce elinde ki çiçekler yere düştü. Herkes gibi o da korku ve panikle koşarak karısının yanına gitti.

Demir Zeynep'i kucağına almak istediğinde Esma hemen engel oldu. "Dur abi!! Yanlış bir yerinden tutarsan kötü olur..." dedi. Elleri titreyerek telefonunu çıkardı ve 112 yi aradı. Demir panikle karısının yüzünü elleri arasına aldı. "KURBAN OLDUGUM AÇ GÖZLERİNİ....ZEYNEPIM GUZELIM...AC GÖZLERİNİ..."dedi. Gülsüm hanım korku ile ağlayarak gelinine bakıyordu. Serpil hanim ve kızı ise sinsice gülerek birbirine bakıyordu. Annesine bu müjdeyi? Vermek için sabırsızlanıyorlardı. Demir Zeynep'in saçlarının arasından akan kanı görünce panikle bağırmaya başladı. "NEREDE KALDI BU AMBULANS?? ESMAA, ADAMLARA HABER VERRR...." diye bağırdı. Zeynep'e ne kadar seslense de sevdiği cevap vermiyordu. Ambulans sonunda geldiğinde Zeynep'i dikkatle sedyeye aldılar. Demir de onunla ambulansla hastaneye geçerken Gülsüm hanım ve Esma da adamlarla onların peşinden gitti. Serpil hanım kızını alarak haberi annesine vermek için yanına gitti.

Zeynep hastaneye getirildiğinde hemen doktorlar ona müdahale etmek için odaya aldı. Demir bir haber beklerken yüreği korkuyla deli gibi çarpıyordu. Annesi ve Esma da geldiğinde "Ne oldu anne? Nasıl oldu? " Diye sordu. İkisi de görmemişti ne olduğunu sadece Zeynep'in çığlığı ile hemen koşmuştular. Onlar konuşurken Zeynep'e testler yapılmaya başlanmıştı. Sonunda doktor odadan çıktığında Demir büyük bir beklenti ile ona baktı. Doktor "Zeynep hanımın iç kanama riski var...Ameliyata almamız gerekebilir ama bu durumda bebek riske girecektir. Bu durumda bir karar vermeniz gerekecek..." dediğinde Demir için dünya durdu. Bebek mi? Çok istediği şey olmuştu ama şimdi daha ona sevinemeden kaybedecek miydi? Hem de Zeynep'ini de... Gülsüm hanimlarda aldıkları bu haberle kahroldular. Demir doktora caresizlikle baktı "İkisini de...kurtarma şansınız yok mu?" Diye sordu. Doktor "Annenin hayatını riske atamayız. Şimdilik gözetim altında tutacağız ama eğer.... Komplikasyon durumunda anneyi kurtarmak önceliğimiz olacaktır..." dedi. Demir yıkılmıştı... Zeynep'i yoğun bakıma aldıklarında Demir nefes alamadığını hissediyordu.

Kadir'i öldürmek için pusu kuran adam da onu izliyordu. Onu vurmak için uygun anı kolluyordu. Kadir iş arkadaşları ile yemeğe giderken dalgındı. Esma'ya yapacagi evlilik teklifi için ayarladığı her şeyi tekrar tekrar kontrol ediyordu. Onlar tam lokantaya girmek için karşıya geçerken bir el silah sesi duyuldu ve Kadir sırtında hissettiği acı ile sendeledi. Yere düşerken arkadaşlarının ona seslendiğini uzaklardan duyuyordu... Çınarlara bu haberler peş peşe gittiğinde Sultan hanim fenalaştı. Hastaneye giderken "O yaptı... O dedi ve yaptı... Benim yüreğimi yaktı ya Allahım sende onun yüreğini yak... " dedi. Ömer bey çocuklarına bir şey olacak diye korkuyla arabayı kullanıyordu. Baba yüreği paramparça olmuştu. Bir yanı kızına bir yanı oğluna yanıyordu.