45.Bölüm

430 25 23
                                    

Zeynep şaşkınlıkla onlara baktı. "Başımı o kadar kötü mü vurdum ya? Hayal görüyorum..." Dedi. Demir gözleri dolu dolu ona baktı. Gülerek "Hayal değil kurban olduğum...Bizim bebeğimiz olacak... Güzel gözlüm anne oluyorsun..." dedi. Zeynep'in şaşkınlıktan gözleri kocaman açıldı. "Bebeğimiz mi?..." dedi. Demir onun alnından öperek "Evet...Kurban olduğum evet...Bizim bebeğimiz..." dedi. Zeynep doktora baktı. Doktor ona sorular soruyordu ama Zeynep kendinde değil gibiydi. Doktor bebekle ilgili bilgi verdi. Zeynep'in muayenesi bitince normal odaya aldılar. Demir bir saniye bile karısının elini bırakmadı. Aileleri hemen odaya gelmişti. Hepsi merakla Zeynep'e bakıyordu. Sultan hanım gözünde yaşlarla kızına sarıldı. Ellerini koklayıp öptü "Güzel gözlüm, kurban olduğum... Çok ağrın var mı? İyi misin?" Diye sordu. Zeynep annesine gülümseyerek baktı. "İyiyim Sultanım... Sen merak etme..." dedi. Gülsüm hanım üzüntü ve korku ile oğluna baktı. Demir'in gözlerinin içinin güldüğünü görünce "Bebek...o iyi mi?" Diye sordu. Demir başını olumlu anlamda salladı "Allah'a şükür hem Zeynep'im hem bebek iyi..." dediğinde herkes şaşırarak Zeynep'e baktı. Sultan hanım ağlayarak "Benim bebeğimin bebegi mi olacak?" Diye sordu. Zeynep'in de gözleri doldu. Ağır ağır başını salladı. Herkes onlari tebrik etti. Babası saçlarından koklayarak öptü. Kadir de duyduğu haberle yaralı olsa da kardeşinin yanına geldi. Zeynep onu öyle görünce panikleyip korksada Kadir onu rahatlattı.


Kadir doktorlar ne kadar hastanede kalmasını söylese de kalmadı. Çünkü bir an önce Esma ile kavuşmak istiyordu. Demir ise Zeynep'in gerçekten iyi olduğuna ikna olmadan hastaneden çıkmasını istemedi. Zeynep kendine geldiğinde Demir onun nasıl düştüğünü sordu. Zeynep, Gülsüm hanimlara baktı. "Bilmiyorum...başım döndü galiba..." diye yalan söyledi. Çünkü doğruyu söylerse Demir'in Pınar'ı yaşatmayacağını biliyordu. Ama Demir bunun öyle olmadığını gözlerinden anlayabiliyordu. Bu işin de peşini bırakacak değildi. Doktor Zeynep'i muayene ederken Demir annesi ile çıktı. Annesinin gözlerinin içine bakarak "Anne!! Nasıl oldu??" Diye sordu. Gülsüm hanım oğluna üzüntüyle baktı. "Oğlum ne bileyim sabah sizden sonra halanla kızı geldi. Odaya çıkmıştı Zeynep. Sonra biz salondaydık onun sesini duyunca hemen koştuk..." dedi. Demir'in kaşları çatıldı. "Hepiniz mi salondaydınız anne?" Diye sordu. Gülsüm hanımın da kaşları çatıldı. Düşününce "Pınar...O Zeynep'i sordu onu çağırmaya gitmişti..." dedi. Demir'in öfkesi ile gözleri ateş saçmaya başladı. "Tamam anne...Sen Zeynep'in yanına geç..." dedi. Gülsüm hanım oğluna üzüntüyle baktı ama Demir'i artık durduramayacağını biliyordu.




Hastaneden çıktığında halasını aradı. Sert ifadesiyle "Neredesiniz? Kızın nerede?" Diye sordu. Serpil hanım korku ile "Ev...evimizdeyiz yeğenim...Ne oldu ki?...O?o nasıl oldu?" Diye sordu. Ama Demir cevap vermek yerine telefonu kapattı. Arabasına bindiğinde gaza bastı. Serpil hanım korku ve panik ile annesini aradı. "Anne...Yetiş Demir buraya geliyor... Kızımı öldürecek anne... O...o söylediyse ittiğini...anne kurban olayım Yetiş... çocuğunun bizim yüzümüzden öldüğünü biliyorsa bizi de öldürecek..." dedi. Havin hanım, Demir'in çocuğunun katili olarak kendini gördüğü için yıkılmıştı. Onun tek hayali onun bir ağa olarak evlenmesi ve çocukları olmasıydı ama şimdi bunu onun elinden almıştı. Artık onunla aralarının düzelme ihtimali bile kalmamıştı...


Demir, halasının evine geldiğinde kapıyı eniştesi açtı. Onu görünce sevinerek "Vahh...Demir oğlum nasılsın? Ne zamandır görmedim seni." Dedi. Demir öfkesini dizginlemeye çalışarak "Eyvallah enişte... Halamlar evdeymiş..." dedi. Eniştesi onu içeri davet etti. Demir, içeri girdiğinde halasının yüzünde o korkuyu gördü. Öfke ile "Kızını çağır..." Dedi. Eniştesi şüphe ile ona baktı "Hayırdır oğlum ne oldu? " diye sordu. Demir eniştesini severdi. Derin bir nefes alarak "Enişte... Ona bir şey soracağım..." dedi. Pınar salona geldiginde Demir onu bakışlarıyla bile öldürmeye çalışıyordu. "NEDEN??" diye sordu. Pınar zorlukla yutkunarak "Yalan söylüyor Demir...Ben...Ben onu itmedim... O...o kendi düştü..." dedi. Demir öfke ile üstüne yürüdü. Halası onu tutmaya çalıştı. "NİYE ULAN NIYE İTTİN ONU?? O SOYLEMEDI BILE... NIYE YAPTINNNN NIYEEE??" diye bağırdı. Pınar ağlayarak "Anneannem...anneannem dedi... O ölürse...senle ben..." dedi ama Demir'in gözlerinde ki nefreti görünce sustu. Eniştesi duydukları ile sinirlendi. Kızına sert bir tokat attı. "SEN NE DIYORSUN LAN??" diye bağırdı. Pınar ağlayarak annesinin arkasına sığındı. Serpil hanim Demir'e yalvarmaya başladı. "Seni sevdiğinden yaptı Demir... Bak karın yaşıyormuş... Affet onu Demir..." dedi. Demir öfke ile "SİZİ ALLAH AFFETSIN... DUA EDIN...DUA EDIN ONLARA BIR SEY OLMADI...YOKSA YEMIN OLSUN KI SIZI YASATMAZDIM... BIR DAHA ASLA ONUN GÖLGESİNE BILE DEGMEYECEK GOLGENIZ...ANLADINIZ MI BENİ?? " diye bağırdı. Pınar'a nefretle baktı. "SENİ HİÇ BIR ZAMAN LEYLADAN ESMADAN AYRI GÖRMEDİM... AMA BUNDAN SONRA...AKLIN VARSA KARSIMA CIKAYIM DEME..." dedi. O öfke ile oradan çıkarken Pınar'ın babası kızına ve karısına sinirle baktı. "Siz ne biçim insansınız ulan?? Ne boklar çeviriyorsunuz? Bu saatten sonra bu kapıdan dışarı çıkmak yok!!! Mahmut ile de evlenip defolup gideceksin bu evden..." dedi. Pınar duyduğu isimle annesine baktı. Babasının ayaklarına kapanıp yalvardı "Baba...Ne olur yapma onunla evlenemem... hayır baba... yapma bunu bana..." dedi. Ama babası onu dinlemedi bile... O da evden çıktığında Pınar annesine ne kadar dil dökse de Serpil hanim "Artık beni dinler mi sanıyorsun?" Dedi. Mahmut, Pınar'ın amcasının oğluydu. Nerede pis bir iş var Mahmut oradaydı. Çocukluğundan beri şımartılmış ve ne isterse elde etmişti. Pınar ondan nefret ediyordu ama şimdi kocasi olacaktı...






Demir, hastaneye gelmeden Zeynep'e yapacağı sürpriz için gerekli olan herseyi ayarlamaya çalışıyordu. Hastaneye geldiginde derin bir nefes alarak odaya girdi. Zeynep güzel gözleri ile ona baktığında içinden binlerce şükürler etti. Yanına gidip alnından öptü. Düştügünde başından yaralanmıştı ve dikiş atılmıştı. Vücudunda da ezilmeler ve yaralar olmuştu. Demir, onun yaralarından öptü. Hepsini öperek iyileştirmek istiyordu. Zeynep gülümseyerek ona baktı. Anneleri bir an yalnız birakmiyordu Zeynep'i. Etrafında dört dönüyordu. Sürekli bir şeyler yedirip, icirmeye çalışıyordu. Bebeğe ona iyi gelecek diye... Zeynep üç günün sonunda hastaneden çıktığında Demir ile arabaya bindiler. Demir  "Kurban olduğum..." diyerek elinden öptü. Yeni evlerine doğru yola koyuldu. Evlerine geldiginde Zeynep ona baktı. Demir "Evimize hoş geldin karıcığım..." dedi. Zeynep gülümseyerek onun yardımı ile arabadan indi. Demir anahtarları ona uzattı. Zeynep kapıyı açtı ve birlikte içeri girdiler. Ev temizlenmiş ve  Zeynep'in seçtiği esyalar yerleştirilmişti. Demir onun elinden tutup evi gezdirdi. Yatak odasına gelmeden yanda ki odaya yönlendirdi onu... kapıyı açtığında Zeynep'in gözleri doldu....

(Kayahan - Minnacık Sevdacık )

Demir şimdiden bebek odasını hazır etmişti. Beyaz renkte bir bebek yatağı... Dolabı... Duvarları bile açık bir gök yüzü gibi boyamıştı... Beşikte Beyaz bir tulum ve bebek patikleri duruyordu. Zeynep gözlerininden yaşlar akarken onları sevdi. Demir onu kendine çevirdi. Yüzünü elleri arasına aldı. Göz yaşlarını öperek sildi. Sonra alnından uzunca öptü. "Seni alnıma yazan Allah'a ne kadar şükretsem az... Ay yüzlüm... İyi ki sevmişim seni... İyi ki o gece seni görmüşüm... İyi ki kaderim senin..." dedi. Zeynep onun gözlerine aşkla bakarken Demir onu göğsüne sardı. Saçlarını sevdi. Oradan çıktıklarında Demir,  yatak odasını da gösterdi. Oda o kadar büyük ve ferah olmuştu ki... Demir onun belinden sarılarak "Planlarımı artık rahat rahat yapabilirim..." diyerek dudaklarına yöneldi. İkili kendinden geçmiş öpüşürken kapı çalmaya başladı...





Demir ayrılmak istemese de Zeynep ondan ayrıldı. Demir söylenerek kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açtığında karşısında Sultan hanim ve annesi elleri dolu dolu duruyordu. Demir derin bir iç çekerek onlari içeri davet etti. Zeynep gelenleri görünce kocasına baktı. Onlar Zeynep ile ilgilenirken birde bebek için ördükleri şeyleri gösteriyordu. Demir ise  ciğerci kedisi gibi karısına bakıyordu. Zeynep onun bu hallerine gülerek uzaktan öpücük atınca Demir kaş göz yaparak onu odaya çağırdı. Zeynepte annelerin dikkatini çekmeden kaçmaya çalışıyordu ama ne mümkün... Tam odaya doğru giderken kapı çaldı...







Yeni ev, yeni umutlar... Ama Demir'in baş başa kalma planları gerçekleşebilecek miydi??








****************************************************
1172 kelime

Ay Işığında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin