46.Bölüm

401 29 24
                                    


Demir sabır çekerek kapıyı açtı. Meryem hanım ve Kerim bey, torunlarının başına gelenleri duyar duymaz yola koyulmuş ve gelmişti. Zeynep'in bir de hamile olduğunu öğrendiklerinde bir yandan öyle sevinmislerdi ki bir yandan da başına gelenlerle üzülmüşlerdi. Meryem hanım "Ben artık onu hiç yalnız bırakmam... Doğuma kadar ben bakarım ona..." dedi. Kerim bey karısının ne kadar evhamlı olduğunu bildiğinden şimdilik bir şey demedi. Demir onları içeri buyur etti. Meryem hanım torununa sıkıca sarıldı ve onu yanına oturttu. Zeynep ve Demir o gün geceye kadar birbirlerine sadece uzaktan bakabildi. Kerim bey hanımlara "Ee hadi herkes evine gitsin de gençlerde dinlensin..." dediğinde Meryem hanım hemen itiraz etti "Öyle olur mu hiç? Ben onunla kalmaya geldim maazallah bir şey olur falan...Yok yok ben onunla kalacağım..." dedi. Sultan hanimlarda aynı şeyi söyleyince Demir iç çekerek hepsi için misafir odalarını hazırladı. Kendi yatak odalarına giderken Meryem hanım ısrarla Zeynep'in yanında yatmak isteyince Zeynep Demir'e baktı. Demir ona gitme diye baksa da Meryem hanım onu odasina götürdü. Demir iç çekerek bahçeye çıktı.

(Atilla kaya - Yanıma gel)

Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes uyumuştu. Bir kişi hariç...Demir... Demir evlerinde ki ilk geceyi karısı ile geçirmek istiyordu ama ah ah anneleri hele de Meryem hanım Zeynep'in üstüne cok titrediği için izin vermemişti. Demir odalarına gitmeden sessizce Meryem hanımların kaldığı odaya gitti. Sevdiğinin anneannesinin yanında uyuduğunu görünce derin bir nefes alarak ona baktı. Yanına çökerek sessizce saçlarını okşadı. Kulağına eğilip "Maviş..." dedi. Zeynep uykulu gözlerini zorlukla açarak ona baktı. "Demirr... " dedi. Demir yanağını okşadı. "Ben sensiz yatamıyorum...seni götürmeye geldim..." dedi. Zeynep gülümseyerek ona bakti. Meryem hanım gözlerini açmadan "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyul azim... Rahat ver sen Allahım..." dedi. Zeynep gülmemek için dudağını ısırdı. Demir'in kulağına "Bu gecelik sabret kocacığım...Yoksa anneannem hatim indirecek şimdi..." dedi. Demir dudak bükerek ona baksa da Zeynep onun yanağından öpüp onu yolladı. Demir bahçeye çıkıp efkarla yıldızları izlemeye başladı.


Zeynep Demir'in gidişi ile bir türlü uyuyamadı. Anneannesinin yattığından emin olunca gizlice odadan çıktı. Bahçede olan sevdiğini görünce gülümseyerek yanına gitti. Demir ona gülümseyerek bakınca Zeynep elini uzattı. "Hadi kocacığım odamıza gidelim..." dedi. Demir elini tutmak yerine hemen onu kucağına aldı ve odalarına çıkardı. Sevdiği ile odalarına geldiklerinde Demir onu dikkatle yatağa yatırdı. Gözlerinin içine bakarken "Sana deli oluyorum be ay yüzlüm... Bu günlerin hayalini o kadar çok kurmuştum ki...Şimdi gerçekleştiğine inanamıyorum... Sen benim eşimsin..." dedi ve elini Zeynep'in göbeğine koydu. "Ve bizim bebeğimiz olacak... Çok şükür Allah'a, bin şükür... Ömrüm oldukça sizleri çok seveceğim,  koruyacağım..." dedi. Zeynep gülümseyerek onun yanağını okşadı. "Ben de bebeğimiz de çok şanslı çünkü sen varsın..." dedi. Demir uzanıp onun alnından öptü. Sıkıca sarıldı. Yatağa uzandıklarında Demir'in arzudan gözleri kararmıştı. Zeynep mavi gözleri ile bakarken kulağına doğru eğildi. "Demir'im... Sevgilim...Sana bir şey söylemem lazım..." dedi. Demir ona beklenti ile bakarken Zeynep gözlerini kırpıştırarak "Sevişmemiz bir süre yasak..." dedi. Demir şaşkınlıkla ona baktı. "Ne kadar süre kurban olduğum?" Diye sordu. Zeynep iç çekerek "Bebek doğana kadar..." dedi. Demir'in suratı asıldı. "Valla mı?" Diye sordu. Zeynep üzülmüş gibi başını salladı. Demir üzüntü ile "Ne yapalım o zaman kurban olduğum siz iyi olun da ben... dayanmaya çalışırım..." dedi. Zeynep daha fazla dayanamadı gülerek "Ay kıyamam sana ya...Şaka yaptım...." dedi. Demir ona şüphe ile baktı. "Şaka mı? " diye sordu. Zeynep gülerek ona baktı. Demir bir anda onu altına alırken Zeynep hala gülüyordu. Demir ona arzuyla bakarak "Sen şimdi görürsün şakayı maviş..." dedi. Sabahın ilk ışıklarına kadar onunla sevişti. Zeynep sonunda isyan ederek uyuyakaldığında Demir onun göbeğini severek bebekleri ile konustu.

Kahvaltida Meryem hanım gözlerini kısmış ikiliye bakıyordu. Sultan hanımlarda mevzuyu anlamıştı. Gülmemek için kendilerini tutuyorlardı. Meryem hanım "Zeynep?? Sen rahat yatamadın mı?" Diye sorunca Zeynep "Yok anneannem uyudum..." dedi. Meryem hanım "Allah Allah bende rahat edemedin de gittin dedim!!" Dedi. Demir bıyık altından güldü. Zeynep zorlukla yutkunarak anneannesine baktı. "Şey seni rahatsız etmeyeyim diye sen rahat yat diye anneannem ben odamıza gittim...." dedi. Meryem hanım kafasını inanmadığını belki ederek salladı. Kahvaltıdan sonra Demir işe gitti. Annesinden Zeynep'i yormaması konusunda fırça yedikten sonra tabi... Meryem hanım, Zeynep'i dikkatle inceleyerek kızına bebeğin cinsiyeti hakkında tahminlerini söyledi. Sultan hanım "Aman ikisi de sağlıklı olsun da Allah ne verirse kabulümüz..." dedi. Havin hanım, adamları yollayıp Zeynep'in durumunu öğrenmelerini soyledi. Gelen haberle de rahat bir nefes aldi. Demir onu çocuğunu öldürmekle suçladığı icin vicdanı onun yakasina yapışmıştı. Yaptığı şeyden pişman olsa da af dilemeyi gururuna yediremiyordu. Çocuğun ölmediğini duyunca icten ice sevinmişti. Ama o çocuğu hiç görebilecek miydi? Demir'in buna asla müsaade etmeyeceğini adı gibi biliyordu....

Leyla, Pınar'ın kuzeniyle evleneceğini duyunca onun yanına gitti. Pınar sürekli sinir krizleri geçiriyordu. Amcasının eşi ve kızları şimdiden onu epey zorlamaya başlamıştı. Hele de Mahmut kendini nimetten sayıyor Pınar'ı amcası istedi diye kendine aldigi icin onun yatıp kalkıp şükretmesini söylüyordu. Leyla onu ne kadar sakinleştirmeye çalışsa da Pınar nefretle "Hepsi o lanet kızın yüzünden oldu... O lanet kız olmasaydı ben Demir ile evlenecektim şimdi hiç böyle bir şeyle uğraşmak zorunda kalmayacaktım...Sende simdiye Mirza ile evlenmiş olacaktın..." dedi. Leyla efkarla iç çekti. Pınar Zeynep için beddualar etmeye başladığında annesi de odaya gelerek onlara destek çıktı. Ama Allah hak üzerineydi ettikleri beddualar onları tek tek bulacaktı.

Kadir yarasına rağmen her şeyi hazır edince Esma'ya istedigi gibi gösterişli bir evlenme teklifi yaptı. Esma kabul edince de en kısa sürede isteme için ailelerle konuştu. Demir ne kadar uzatıp Kadir'i delirtse de Gülsüm hanım uzatmadan Zeynep biraz daha iyi olunca gelebileceklerini söyledi. Bir haftanın sonunda Zeynep doktor kontrolünden çıktığında  herkes rahat bir nefes aldı. Artık ikisi de iyiydi. Bu haberle Esma'yı  isteme için akşamına karar verildi. Herkes hazirliklar yaparak Demirhanların evinde toplandı. Kerim bey, Ali beyden Esma'yı istedi. Gençlerin yüzükleri dualarla takıldı. Herkes mutlulukla gençleri tebrik ediyordu..
Tatlılar yenilirken Demirhan erkekleri Kadir'i epey sıkıştırdı. Ama Esma ve Zeynep buna izin vermedi. Leyla kıskançlıktan delirmiş olduğu için o gün babaannesinin evine gitmişti. O gece Demirhanların çoğu mutluyken kimisi de mutsuzluktan ne yapacağını bilemez haldeydi.

(Niran Ünsal - Aklım hep sende)

Esma ve Kadir'in nişanı için bir hafta sonrasina gün alındı. Salon ve organizasyon şirketi ayarlandı. Demir ve Zeynep ilk danslarını orada yaptilar. Demir, Zeynep’in gözlerinin icine bakarken kendi düğünlerini hatırlayınca "Mavişim...bizde mi düğün yapsak??" Diye sordu. Zeynep gulerek ona baktı. "Demir... Delirdin mi? Biz evliyiz ve bebegimiz olacak... ne düğünü?" Dedi. Demir omuz silkerek "Eee bunlar engel degil ki..." dedi. Zeynep onun göğsüne başını koyarak sıkıca sarıldı. O sırada salona giren kişi ile bir anda ortam gerildi. Havin hanım yine karalara bürünmüş olarak içeri girdi. Gülsüm hanıma sinirle bakarken "Ne o? Geç mi kaldım?" Diye sordu. Ali bey sinirle yerinden kalktı. Karısının kolundan tuttu.  Demir onu görmeden dışarı çıkardı. Havin hanım direnmek istese de Ali bey izin vermedi. "Ne yapıyorsun burada be kadın?" Diye sinirle sordu. Havin hanım ikinci cümlesini ima ile söyleyerek "Affediyorum işte onları... Mutlu gününde torunumun yanında oluyorum...." dedi. Ali bey sabir çekerek "Sen kimsin de  affediyormuşsun... Torunların, iceridekiler seni affediyor mu ki sen affediyorsun??....Git kadın git...Yoksa Demir'i artık kimse tutamaz..." dedi. Havin hanım bozularak ona bakınca Ali bey "Pişman olmak için bile geç kaldın...Haydi şimdi de tatsızlık çıkarmadan git..." dedi. Havin hanım kocasına baksa da Ali bey adamlara işaret ederek onu konağa götürmelerini söyledi...
















Demir o sırada aşkla karısının maviliklerinde kaybolmuştu....
















***************************************************

Ay Işığında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin