2. BÖLÜM "VAPUR"

524 31 22
                                    

Kerem arabayı sıraya çekti ve marsupilaminin kuyruğundan daha uzun olan kuyrukta sıramızı beklemeye başladık. Piç Asya hemen uyumuştu. Allah'ım ben neden başımı yastığa koyduğum anda uyuyamıyorum? Dur biraz daha uğraşayım bu malla uyurken.

"Pişşt Can, sen marketten uzun jelibon aldın ya kaldı mı ondan?" diye sordum ön koltukta pinekleyen gerizekalıya.

"Al." diyerek poşeti uzattı. Ben ona trip atarken o da bana atmaya başladı galiba. Uzatmadan aldım. İçinden uzun jelibonları çıkardım ve görevime başladım. Asya'nın saçını üç bölüme ayırdım ve jelibonlarla örmeye başladım. 'Jelibonla nasıl saç örüyorsun mal' diye soracak olursanız örüyorum işte cahiller. On dakikalık bir serüvenin ardından işi başarıyla tamamladım ve piç smile yaparak Asya'ya baktım. Salak kız biri ona söylemedikçe göremeyecekti ve ben tabi ki bizim çocuklara söylettirmeyecektim. Ben işi bitirene kadar sırayı geçip biletleri almıştık. Kerem arabayı durdurdu.

Kerem aynadan bana baktımış olacak ki;

"Neden pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun , Defne ?" diye sordu. Gülmekten cevaplayamayınca arkasına döndü.

Keremin o anki bakışını tarif edecek olursak aynen şöyleydi;
'ne demek uzaylılar dünyayı istila etmeye gelmiş , Asya' yı gördükten sonra vazgeçmişler?' Böyle bir bakış vardı, evet kesin.

"Ne yaptın lan kıza ?" Neden böyle tepki verdin ki şimdi? Sanki aylarca çalıştığı ödevin üstüne kahve döktüm? Ha onu zaten yapmıştım ama şimdi konumuz bu değil.

"Çünkü, ona kırmızı çok yakışıyor." dedim şarkının ritminde söyleyerek.

"Hatırlatta senin yanında uyumayalım. Değil mi Emir?" Sırf ben sinir oluyorum diye bunu diyor çocuğa. Can'ın birinci adı Emir ama ben o ismi sevmediğimden dolayı Can'ı kullanıyoruz. Neyse konuya dönelim.

"Lan uyudun mu rezil? Birazdan burnuna rimelini sokarsa uyarmadı deme." Dedi Kerem, uyuyan Can'ı dürterek. Can tepki vermeyince oflayarak kulaklığını taktı.

Ben kimim ki zaten? İnsan bir nasılsın Defne bizle olmaktan mutlu musun? Bi sohbet bi birşey eder yani. Ama yok benim arkadaşlarım insan mı ki? Biri kulaklığı takmış hayal kuruyor büyük ihtimalle. Diğer ikisi öküz gibi yatıyor. Ben ne yapacağım?

"İnşallah hafıza kartın çökerde müziksiz kalırsın Kerem!" beni duymadığını biliyordum ama beddua etmessem içimde kalırdı.

"Niye durdu bu ya?" Kerem'in çemkirişiyle ona döndüm.

"Ne oldu?" Allah'ım lütfen bedduam tutsun lütfen, dinimiz amin!

"Hafıza kartı çöktü, lanet olsun." Oha! Yok bin Bloom olmak isteyen kızın birbirine saldırışı. İmanlı çıktım. Artık ne kadar içten dilediysem.

"Hak ettin sen. Beni benimle bırakırsan beddua yersin,sonrada tutar böyle." dedim gözlerimi kısarak. Derin bir nefes aldı.

"Ya ben küçükken Cami'yi Allah sanıyordum. Kimsede uyarmamıştı. İnsan bi der, oğlum sen gerizekalı mısın? Ama yok. Tövbe Tövbe Allah'ım, bütün günahlar aileme."

Birde bu çocuğu zeki sanardım ha. Ulan Cami'yi tövbe tövbe.

"Lan ahahahahshshshsjah oğlum ne çeşit bir maldın sen? ahshsjshsj." Tamam, sakinim.

"Sen az önce random mu güldün? Yani o gülüşün başka açıklaması olamaz. Hatta sen güldün mü?" Hotto son goldon mo. Hayır ne gülmesi. Şeytani yaratıklar içime girdi şuan fonksyonlara bakıyorlar çalışıyor mu diye. Sanırım bir yerde arıza çıktı. Değil mi şeytani yaratık kardeşim?

ÇİLEKLİ LİMONATA #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin