Sabah uyandığımda ağzımda ekşi bir tat vardı. Sonra saate bakıp saatin sabah olmadığını (öğlen de değil akşam olmuş lan), ağzımınsa yanı başımdaki limondan ekşidiğini anladım.
"Oha uyandı. " dedi bir kurbağa sesi. Pardon Can'mış.
"Ne diyorsun be?" dedim uykulu uykulu.
"Ferhat dağları deldi sen uyanamadın lan Defne. Allah belanı vermesin. Neyse kalk kaç saattir seni bekliyoruz alışveriş merkezine gideceğiz. "
"Tamam çık giyinip geliyorum." dediğimde tek kaşını kaldırıp 'ciddi misin sen' bakışı attı. O da biliyor çıkınca tekrar uyuyacağımı.
"Bak kıyafetlerini bile çıkardım annelik yapıp giydireyim mi? Kalk hadi işte, ulan ağzına limon sıktım çilek yok mu dedin nasıl bir manyak oldun sen? Hadi bekliyorum kapının önünde yoksa Asya'yı alır gelirim uykunda sana makyaj yapar." Son cümleyi duyunca ışık hızıyla ayağa kalktım çünkü yapardı. Göt korkusu başa bela shdjhjdg.
O da çıkınca benim için seçtiklerini giyip (kot şort ve en sevdiğim canımaşkım siyah üzerinde tardisli tişörtüm ile siyah sporlarım) ışık hızıyla aşağı indim. Saat 7.30 ve hava tam olarak kararmasa da ona yakın bir şey olmuştu . 19 saat uyumanın vermiş olduğu keyifle kapıya yaslanıp gelmelerini bekledim.
Kerem beni görünce çölde vaha bulmuş gibi sevindi. Hatta gelip sarıldı."Ne oluyor lan?"
Asya kafasını iki yana salladı. "Cidden öldüğünü sandı herhalde."
Alt tarafı bir günün dörtte üçünden bir saat fazla uyudum (matematiği burada zirvede bırakmak istiyorum) . Arabaya binip radyoda çalan yabancı şarkı eşliğinde ilerlerken ne yaptığımızı bilmediğimi fark ettim.
"Can avm'de ne işimiz var bizim be? En son çocukken winxli oyuncak almaya gitmiştim." (Sinema için ayrı bir yere gidiyoruz sakin olun shdjhdhr )
"Çağan bir etkinlik mi düzenliyormuş ne yardıma gidiyoruz. Ben de tam bilmiyorum işte gidince görürsün." Daha fazla bir şey sormadım ve gidene kadar müzik dinledim. Saçmalamayın tabi ki intikam planı kurmuyorum .
"İnsene lan." dedi Can hayvan gibi kolumdan çekerken. Nasıl kaptırdıysam kendimi shdbhdd. Kol kola içeri girdik. Ben de güvenlik görevlisine inat ikili geçtim o geçiş yerinden ( vallaha adını bilmiyorum wjdhddg) ama geçemedim. Çünkü şu an makineyle birlikte yerdeyiz.
"Ah. Of . Üstümde ayı var yetişin." diye bağıran Can'a ters bir bakış attım ve zorlukla da olsa ayağa kalktım. O değilde güvenlik şu an beni öldürecek galiba.
"Hanımefendi, " dedi ölümcül bir ses tonuyla. Kitaplarda hep derlerdi de dalga geçerdim gerçekmiş meğer. O an bir Defne atasözünü söyledim : Sıçtık.
"Mm, şey kafanızda bir kırmızılık mı var?" diye sordum gözlerimi kocaman açarak. İnanmış olmalı ki kasketini çıkardı ve ben de Can'ı alıp yardırarak koşmaya başladım. Peşimizden geliyordu.
"Can," diye bağırdım yanı başımda olmasına rağmen. "Şuradaki yerde sen sağa ben de yürüyen merdivene kaçıyoruz itiraz yok tamam mı?"
"Tamam ." dedi. Ama sonra ekledi: "Ya benim peşime düşerse? "
"Düşmeyecek sen koş!" diye bağırdım. Ve o sağa saparken ben de aşağı inen yürüyen merdivende koşarak aşağı inmeye başladım. Cümleye bakar mısınız xsjddjd.
"Ah!" diye bağırdı bir ses. Ben de yerde bir seksen uzanıyorum falan her zamanki şeyler.
"Seni yoluma kim koydu ya?" dedim hızlıca ayağa kalkarken. Ama karşımda beyaz civciv şapkası takmış bir Çağan görünce gülmekten tekrar yere yuvarlandım, o nasıl tip lan shdjdhdhd.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİLEKLİ LİMONATA #Wattys2016
Mizah"Hadi takım heyecan yok. Asla heyecan yapmayın. Heyecan kim biz kim? Ya kazanamazsak? Tabii ki kazanacağız. Kazanamayanı döv-" derken Çağan elini omzuma koyarak; "Sakin ol. Çok iyi oynuyoruz. Kazanacağız." diyerek içtenlikle gülümsedi. Eyvallah Çağa...