"Seni öpeceğimi düşündün değil mi?" Diyip sırıttı. Kendime gelip hemen geri çekildim.
"Öyle birşey düşünmedim." Dedim inatla. Birazcık inatçı biriyim.Aklınızda bulunsun. Güldü ve yaklaştı,"İstersen öpebilirim." Dedi etkileyici ses tonuyla. İçimdeki şeytan, "Arya kızım, tokatı yapıştır şu dingile" diyor. 2.şeytan,"Evet de ve öpüşün." Diyor. Melek,"Geri çekil ve birşey söyleme,büyüklük sende kalsın." Diyor.
"Bi susun ya!" Dedim istemsizce bağırarak.
"Anlamadım?" Dedi.
Yapmacıktan güldüm ve, "Hadi çadırı kurmaya devam et." Dedim konuyu değiştirerek.
----/----/----/----
"Oha kızım bu anlattıkların film gibi resmen!"
"Sayende Burçincim." Dedim yapmacıktan gülümseme atarken.
"Sayemde çok büyük aşklar olacak desene." Diyip sırıttı.
"Saçmalama Burçin ya ne aşkı.Hem sessiz ol yandakiler duyacak" dedim sessizce.
Burçin etrafına baktı ve yaklaştı,"Çok şanlısın. Hem yakışıklı, hem öküz, hem romantik, hemde yakışıyorsunuz." Dedi.
Kolunu cimcikledim ve, "Olmaz öyle şey Burçin. Boşuna hayaller kurma. Yaşadıklarımız film gibi ama bu yaşananlar film değil. Böyle aşklarda anca filmlerde olur. Boşa ümitlenmeyelim." Dedim. Ve etrafı izlemeye başladım. Gözlerimle Cemi aradım ama bulamadım. Zaten bir bulayım, o Defne konusu hakkında hesap soracağım. Geçen sefer unutmuştum sormaya.
"Arya, şu etrafına baksana. Mesela şu kızla şu erkeğe. İki saattir bakışıyorlar. Ben anlarım,kesin bunlar birbirlerini seviyor. Bir de şu sevgililere bak. Nasıl da sarmaş dolaşlar. Yalnız olduğumuzu yüzümüze vuruyorlar resmen. Gülizar Hocaya bak, Yiğit onu nasıl da sinir ediyor." Diyip güldü.
*Aynen* anlamında kafamı salladım. Yiğit üniversitenin en afacanıdır. Yaramaz,yakışıklı,tatlı ve çekicidir. Ama aşk meşk işlerinden hiç anlamaz. Hocaları sinir etmeye de pek payılır.
Erkekler ateşi yakmaya başladılar.Akşam olmuştu ve hâla cem ortada yoktu. Tabiki merak etmiyorum arkadaşlar ama ne bileyim.. Aman herneyse.
Yiğit yanımıza geldi,"Naber kızlar." Dedi.
*İyi* anlamında kafamı salladım. Burçin hemen, "Süper!" Dedi sevinçle. Evet arkadaşlar Burçin Yiğiti seviyor.
"Arya, hayırdır dalgınsın?" Dedi yanıma oturarak.
"Hiç." Dedim.
Cemle Yiğit kankalardı. Acaba yiğite sorsam mı? Yok ya yanlış anlar bu salak şimdi. Gerçi sormama gerek kalmadı. Burçin"Cem nerede yiğit?" Dedi bana bakıp sırıtarak. Burçine pis pis baktım.
Yiğitin, "Defneyledir o." Demesiyle aflladım. Hemen, "Nasıl ya, onlar ayrılmamışlar mıydı?" Dedim.
Yiğit sırıtarak, "Ne o Arya, pek bi telaşlandın." Dedi.
"Yoo telaşlanmadım. Hem banane canım." Diyip ayağa kalkacakken Burçin durdurdu.
"Dur kızım napıyorsun, ayağın sakat." Dedi.
Doğru ya. Ayağım sakattı. O katıksız odun yüzünden. Yiğit,"Nereye gideceksen ben seni götüreyim." Dedi.
"Ayağa kalkmam yasak."
Yiğit birden beni kucağına aldı. "O zaman şöförünüz Yiğit Bey emrinizde. Nereye gitmek istersiniz?" Dedi.
Burçine baktım ve bana kötü kötü bakıyordu. "Gerek yok, biryere gitmeyeceğim." Dedim. Dememle Cem görmem bir oldu. Orda dikilmiş bize kötü kötü bakıyordu. Sonra arkasını dönüp gitti. Noldu şimdi buna.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Işığı.
ChickLitBu açıklamayı fazla uzatmıyorum. Aryanın hayatı kapkaranlık. Bu karanlığın içinde kavga eden ailesi, bir türlü düzelmeyen işleri, vb. Şeyler var. Bu karanlığa bir ışık lazım. Arya ileriki zamanlarda ışık kaynağını buluyor. Bu ışık kaynağını da tesad...