KARANLIĞIM

8.ÖDEV

Sabah kalktığım gibi Yasemin kokulu şampuanımla ılık bir duş aldım ve bornozumla dolabın karşısına geçtim. Hava yine ve yine çok soğuktu ama ben bugün etek gitmek istiyordum. Bordo siz üstü Eteğimi elime Alıp baktım ve bunda karar kılıp yatağın üstüne bıraktım daha sonra eteğin üstüne siyah bir buluz çıkardım ve Onuda yatağa bıraktım. Hızlıca beyaz iç çamaşırlarımı giyip bordo eteği ve siyah buluzu Üstüme geçirdim, hava soğuk olduğu için dizlerime kadar gelen siyah çoraplarımı ayağıma geçirdim ve saçlarımı kurutmayı sevmediğim için nasıl olsa kahvaltıda kuruyacağı için salınık bıraktım ve hızlıca Aşağıya indim. Teyzem Çoktan uyanmış ve tabiki kahvaltıyı hazırlamıştı.
''Günaydın'' dedim teyzemin yanına yaklaşarak.
''Günaydın.. Bu ne güzellik haziran hanım'' dedi teyzem yanağımı öperken.
''Dışarı çıkacağız ırmakla o yüzden'' ne zaman bu kadar yalancı oldum bende bilmiyorum..
''Günaydın'' diyip mutfağa giren ırmak da harika giyildiği için şükrettim.
''Öhö Öhö.. Bu kılıkta nereye ıymak, Hajiran'' yalancı bir öksürükle mutfağa giren kuzeye gülümseyerek baktım..
''Annecim bak bunlar dışarı çıkacakmış, hemde bu kılıkta'' dedi teyzem peynirleri doğrarken.
''Çok bekleyler'' dedi kuzey ve koşturarak içeri girdi.
Dış Kapının klik sesini duyduğumuzda ırmakla birbirimize baktık ama kuzey Çoktan anahtarlarla birlikte yukarı koşmaya başlamıştı, bizde kuzeyin arkasından yukarı çıkarken kuzeyi koridorun sonunda pencereyi açmış Anahtarı dışarı doğru tuttuğunu gördük..
''Sen o anahtarları bir Aşağıya at bücür, seni ordan atmazsam banada Irmak demesinler'' dedi Irmak Gözleri Kısık bir şekilde kuzeye bakarken, ama bilmez misin Irmak'cım kuzey bu ne dersen tersini yapar..
Anahtarlar gözden kaybolmasından birkaç saniye sonra 'trank' sesiyle Irmak avazı Çıktığı kadar bağırdı..

''Iymak senin adın şimdi değişti mi? Hayi beyn anahtaylayı ataysam ıymak demeşinler dedin ya''

''Kuzeyyy!!! Bu sefer öldün!'' Ama kuzey Irmak'ın bağırışıyla Çoktan Aşağıya koşmaya başlamıştı. Kuzey önden Irmak arkadan Aşağıya doğru koşarlarken arkalarından tebessümle bakıyordum. Kuzey ve Irmak'ın arkasından bende Aşağıya indim. Neden bu kadar kızıyor anlamıyorum bizde bahçe Kapısından çıkarız ne var bunda ama Irmak bu ilaha bir bahane bulup kuzeyi öldürecek..
''Kuzeyy!! Buraya gel saklanbaç oynamıyoruz gerizekalı, sadece seni öldüreceğim'' dedi Irmak salonun ortasında Durmuş kuzeyin nereye saklana bileceğine bakıyordu..
''Irmak bırak şu çocukla uğraşmayı'' dedim ve bahçe kapısını gösterdim, Irmak gösterdiğim yeri görünce haince gülümsedi.

''Tamam Çıkma bütün gün bu evdeyiz nasıl olsa, elbette çıkacaksın burada bekliyorum''

Başımı sağa sola sallayıp tebessümle mutfağa gittim, karnım fazla aç değildi o Yüzden ırmakla ayakta bir Şeyler atıştırıp odalarımıza çıktık çantamı Alıp kurumuş olan sarı saçlarımı bordo toka ile at kuyruğu topladım.. Üzerime siyah deri ceketimi giydim, çantamın içine not defteri, kalem, kulaklık gibi eşyalarla doldurdum en son telefonumu da elime Aldım. Tam Kapıdan çıkarken Iraz'la nerede buluşacağımızı konuşmadığımız için telefonumda dün beni aradığı numarayı Aradım. Numarasını daha kaydetmemiştim. Biraz beklemenin sonunda telefonu açmıştı..

''Ne var!'' Kaba! Telefonu böylemi acıyordu?
''Merhaba'' dedim onun tersine kibar bir şekilde.
''Ne oldu haziran.'' Sağol canım bende iyiyim..
''Nerede buluşacaktık onu soracaktım, hani dün telefonu suratıma kapattım ya soramadım'' dedim iğneler bir sesle ama o bunu zerre kadar umursamamış bir sesle cevap verdi..
''On dakika sonra seni sitenin çıkışından alırım'' dedi ve yine telefonu suratıma kapattı. Öküz..

Hızla odadan çıkıp Aşağıya indim Irmak Çoktan inmiş etrafına bakıyordu beni fark edince eliyle sus işareti yaptı ve Bahçe kapısına yöneldi bende asık bir suratla arkasından.. Sessizce kapıyı açıp kendimizi dışarı attık.
''Hadi kuzey fark etmeden'' dedi sessizce Irmak ön Kapıya doğru Yürürken. Evden çıkıp sitenin çıkışına doğru Yürüdük..