23. KUTULAR

54 2 0
                                    


Israrla çalan telefon melodisi ve ısrarla başını köprücük kemiğim ve başım arasından çekmeyen bir Iraz artık telefon ikinciye çalınca Iraz başını kaldırıp arayana baktı.

''Umarım önemli bir şeydir Barış''
''....''
''Tamam bakarım şimdi''

Telefonu kapatıp cebine koydu bakışları benim korkak bakışlarıma kayınca bir süre baktı sonra elimi tutup beni çekiştirmeye başladı.

''Yukarıda biraz dinlensek iyi olur bugün çok yoruldun''

Yukarı benim odama çıktık, Iraz beni yatağın kenarına oturtup öteki tarafa geçti. O yatağa uzanınca ben her zaman ki gibi baktım.

''Bana bakmayı kesip yatar mısın artık''

Bu otoriter sesinin karşısında yatağa yattım ve bedenimi ona döndürdüm. Gözleri kapalıydı ama uyumadığını biliyordum saat neredeyse altıydı Doğum günümüzün bitmesine altı saat kalmıştı ve biz hala birbirimizin Doğum gününü kutlamamıştık, gerçekten Iraz'ın Doğum gününü kutlamak istiyor muydum bilmiyordum. Ben bunları düşünürken uyku beni yavaş yavaş kolları arasına aldı.

Gözlerimi açtığımda yatakta tek başımaydım, Iraz çoktan kalkmıştı veya hiç uyumamıştı.
Kalkıp üstündekileri çıkartıp banyo yaptım bu beni kendime getirmişti iyice kurulanıp iç çamaşırlarımı üstüne geçirdim. Aynanın karşısında iyice çöken bedenime baktım Ne kadar çok kilo vermiştim. Köprücük kemiklerim artık daha fazla belli oluyordu, elim istemsizce boynuma gitti. Kendimi toplayı aynanın karşısından çekildim. Eşyalarımı alıp yatağın üstüne bıraktım.
Siyah koton çoraplarımı giyip bacaklarımın arasından kısa kot eteğimi geçirdim onun üstüne bordo boğazlı yün kazağımı giydim ve son olarak ayağıma siyah botlarımı giyerek aynanın karşısına geçtim saçlarımı kendi hallerine bırakıp gözlerimi bir rimelle canlandırdım. Bakışlarım valizin üstünde duran kutuya kayınca arkamı dönüp valize yürüdüm ve yıllar önce annenin dokunduğu benim için emek harcayıp on sekizinci yaşım içim bana bir hediye hazırladığı kutuyu ellerimin arasın aldım içinde ne vardı çok merak ediyordum ama açmadan önce odamdan çıkıp aşağıya büyük salona indim Iraz hiçbir yerde yoktu bizimkinler çoktan gökhanların bara gitmişlerdi. Kutuyu yemek masasının üstüne bırakıp eski gramofonun yanına yürüdüm yabancı bir müzisyene ait bir plak alıp bildiğim kadarıyla gramofonu çalışırdım şarkı çalmaya başladığın hafifçe gülümsedim ve bu yıllar öncesindeki şarkıyı hatırlamaya çalıştım sanki bu parçayı bir yerden duymuş gibiydim .

''Bu Beatles''

Iraz bir anda arkamda belirince korkuyla yerimde sıçrayıp ona döndüm beni korkutmuştu, bir anda ortadan kaybolup bir anda ortaya çıkmasına Ne zaman alışacaktım bilmiyordum.

''Korkuttum mu.''
''Ben sadece çalıştırabilir miyim diye merak etmiştim''

Kapı pervazında durmuş kolları birbirine bağlı bir şekilde yaslandığı yerden beni izliyordu. Ellerini çözüp yanıma yaklaştı.

Sağ elini bana doğru uzatıp tam gözlerimin içine baktı.

''Sana bir dans sözüm vardı''

Titremeye başlayan dizlerimi umarım fark etmiyordur, umarım..

''Şimdi mi?''
Ben şaşkınlığı hala üstümden atamamışken o beni çoktan sağ elimden yakalayıp salonun ortasına doğru çekti. Bana dönüp titreyen ellerimi elleriyle kavuşturdu ve nazikçe tek eliyle belimi kavradı ben boşta kalan elimi sağ omzuna koyduğumda ilk Iraz hareket etmeye başladı. Sanki beni yönlendiriyor gibiydi yön verdiği  hareketlere uymaya çalışıyordum, elini belimden çekip beni kendi etrafımda döndürdüğünde suratımın kızardığından emindim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 09, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin