10.KARANLIĞIM

109 10 0
                                    


Sizin hiç neden olduğunu bilmediğimiz halde kalbiniz hızlı attı mı? Kalbinizi biri bu derecede hızlı attırdı mı? Sadece gözlerinin içine bakarak görebildiniz mi içindeki çaresizliği, hiç kimsenin göremediği ışığı, umudu.. Fark ettiniz mi hiç?
Kendini karanlığa adamış biri..
Iraz Varol..
Karanlığın sahibi..
Koyu mavi gözlerin sahibi..
Karanlığa haps olmuş bir ruhun sahibi..
Koyu mavi Gözlerine her baktığımda kalbimi hızlı attıran bedenin sahibi..
Neden onun karşısına her geçtiğimde böyle Attığını bilmediğim kalbimi, neden onun karşısında da zap edemiyorum bilmiyorum..
Gözlerinin içine her bakışımda olan Duyguları neden durduramıyorum bilmiyorum..
Çözemiyorum..
Kendi karanlığını ancak bir karanlıkla bastıra biliyor, bunu biliyorum..
O Yüzden pek fazla konuşmuyor, gülmüyor, sorularıma cevap vermiyor..
Kendi karanlığından korktuğu için..
O derinliğe, o karanlığa o kadar çok haps olmuş ki oradaki ışığı göremiyor..

''Korkuyorsun''
Bu Sefer bu Lafı ben ona söylemiştim, çünkü benim Korkularım herkes de olan korkulardı ama onunkiler sadece ona Özel olanlardı..
''Bunuda nerden çıkardın''
Konuşuyordu ama hala uçurumdaki karanlıktan Gözlerini alamamıştı..
''Sen kendinden korkuyorsun varol''
Dediğimde ilgisini çekmiştim ama bu sefer benim ilgi odağım olmuştu karanlık..
''Kendi karanlığından korkuyorsun''
Sözlerime devam ediyordum ama Gözlerim kapanmak için yalvarıyordu adeta..
O hiçbir şey demeyip önüne dönünce bende bir şey demedim ve kapanmak için çırpınan Gözlerimi önümüzdeki uçurumdan daha karanlığa Bıraktım..
Saçlarımdan gelen Yasemin kokusu yüzüme vuran rüzgarın saçlarımı savuruşuyla Gözlerimi araladım.
Bu sefer Gözlerimi kapattığım karanlık yoktu.. Kızıl ve sarının uyumunun yeşilin üzerinde ki uyumu vardı.. Güneş Gözlerimi açtırtmamıştı, Gözlerimin açılmasına neden olan rüzgardı.. Tenimin içine kadar işleyen ve iliklerimi soğutan rüzgar..
Gözlerimi kırpıştırarak uyuşmuş bacaklarımı torpidodan Aşağıya indirdim ve etrafıma bakındım..
Iraz arabada yoktu, şimdi baktığımda uçuruma o kadar çok yaklaşmadığımızı görüyorum.. Dikiz aynasından baktığımda ıraz'ın Arabanın arkasına yaslanmış bir şekilde gördüm sol elini kaldırdığında elindeki sigarayı dudaklarına götürdüğünü fark ettim..
Sigara ellerinin Arasında sanki asilleşiyordu, bir sigarayı bile güzelleştirebiliyordu elleri..
Dikiz aynasından ıraz'ın yanında cadıya benzeyen suratıma bakmadan arabayı açıp hızlı bir şekilde indim arabadan, eteğim biraz yukarı Çıktığı için aşağı doğru çekiştirdim ve ıraz'ın yanına gidip bende Arabanın arkasına tam yanına yaslandım..
Rüzgar çok sert esiyordu.. Kollarımı göğüsümde birleştirip kollarımı ovaladım..
Yanına geldiğimde bile bana bakmamıştı tabiki şimdi ceketini çıkartıp vermesini beklemiyordum..
Siyah deri montu tabloyu tamamladığından beri hala bendeydi, dolabımda bir askıya asmıştım.. Dolabın kapaklarını her açtığımda  o güzel nane kokusu burnuma doluyordu bu gün geçtikçe azalsada ben hala o kokuyu alabiliyordum..
Bir damla yağmur burnuma düştüğünde başımı havaya doğru kaldırdım, toprağın üstüne yağmur damlaları düştükçe havaya yayılan toprak kokusunu doya doya burnuma çektim.. Bu kokuyu seviyordum, rüzgarın kulaklarıma bıraktığı sesi seviyordum..

''Gidelim''
Bakışlarımı Gökyüzünden Alıp ıraz'a çevirdiğimde o Çoktan yürümeye başlamıştı..
Ayaklarımı hareketlendirip yerime ıraz'ın yanına yerleştim..
''Beni eve bırakır mısın?''
Dediğimde emniyet kemerimi bağlıyordum..
Başını Tamam anlamında sakladıktan sonra arabayı çalıştırıp U Dönüşü yaptı ve tekrar yola çıktı..
Yol boyunca hiç konuşmadık, yağmur ana yola çıktığımızda durmuştu.Eve gelene kadar hava iyice aydınlanmıştı sanırım sabah yedi, yedi buçuk gibiydi.

Görüşürüz desem bile cevap vermeyeceğini bildiğim için hiçbir şey demeden kapıyı açıp inecektim ki konuştu..
''Akşama odanın penceresini açık bırak'' dediğinde ona döndüm o gerçekten ben bir şey demeden konuşmuş muydu? Ve penceremi neden açık bırakacaktım?
''Neden?'' Dedim vücudumu ona çevirip elimi kapıyı açma yerinden çekmeden..
''Güzel bir uyku çekmek istiyorum'' dediğinde Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım .. ''Hadi haziran öyle şaşkınca bakma'' dediğinde alaylıydı ama sesi yorgun çıkıyordu..
Kapıda olan elimi açma yerine getirdim ve çektim kapı açılınca ''Görüşürüz'' deyip arabadan indim. Iraz benim içeri girmemi beklerken yavaş adımlarla bahçe kapısını açıp eve girmeden ona baktım ve sonra kapıyı kapatıp dış Kapıya doğru Yürüdüm.. Çantamı Merve'ye Bıraktığım aklıma gelince elimi alnıma koydum..
Lanet olsun şimdi nasıl zili basmadan eve girecektim.. Acaba susam teyze uyanmış mıdır diye düşünürken kapının açılmasıyla Karşımda susam teyzeyi görmemle boynuna atlamak istedim bu soğukta Dışarıya birinin çıkmasını beklemek hiç iyi bir fikir değildi..

KARANLIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin