4.KARIŞIKLIK

119 13 0
                                    

Sırıtarak Sınıfa girdim evet ıraz'ı kantinde bırakıp sırıtarak Sınıfa kadar yürümüştüm.
''O sarı ne bu hal ağzın kulaklarında''dedi Ege.
''Ya bak burnumda şimdi gözümün yerine geçecek'' dedim ama hala sırıtıyordum,
''Bak sen'' dedi Ege dalga geçerek ''nasıl olacakmış o''dedi evet Ege ve saçmalıkları Allahtan hoca Sınıfa gitmişti de ona cevap vermek zorunda kalmamıştım, Cam kenarında Merve'nin yanına geçip oturdum ve kitaplarımı çıkarmaya başladım ki Selen arkamdan fısıltıyla konuşmaya başladı,
''Haziran, kantinde seni Iraz'la Konuşurken gördüm''dedi merakla,
''AA evet Gökhanla ilgili bir durum vardı da o Yüzden ben konuşmasını istedim'' Aslan Merve,
''Hı iyi bakalım'' dedi Selen, bende Merve'ye dönüp selen'e çaktırmadan bir öpücük yolladım o da aynı şekilde bana yolladı ve kıkırdadık ta ki tarih öğretmenimiz konuşana kadar,
''Evet! Sessiz olun, ben size performans ödevi vermiş miydim?'' Dedi, ah bu adam be ödevleri,
''Hayır hocam'' dedi sınıftan çalışkan bir kız,
''Tamam o halde, ben ve ikinci tarih öğretmeni Selma hanımla bir karar aldık ve onun Girdiği bir sınıf ile bu sınıfın öğrencileri ikişer grup halinde ödev yapacak'' dedi, sınıftan sesler yükselmeye başladı..
''Ne ödevi hocam''
''Hangi sınıf''
''Olamaz'' gibi Şeyler ama tabiki Ahmet bey hepsini susturdu ve açıklama yapmaya devam etti..
''Sınıf 11-c ile sizde 11-D siniz değil mi?'' Dedi ve yine aynı çalışkan kız evet dedi ''evet bu dönem böyle yapacağız A-B, C-D ve E-F'' dedi.
''Yaşasın bu Gökhanların Sınıfı''dedi Merve sırıtarak ama ben bir şey demedim Ahmet hoca devam etti,
''Grupları ben seçeceğim panoya teneffüste Bakarsınız'' dedi Sınıftan itiraz sesleri yine yükselmeye başladı ama hoca hemen onları susturup ders anlatmaya başladı, teneffüste Merve çok merak ettiği için panoların olduğu tarafa doğru yürümeye başladık..
''Ay inşallah gökhanla eşleşmişimdir'' deyip durdu Merve, sevgi sonunda Dayanamayıp kafasına bir tane geçirdi ve ''yeter merve'' dedi,
Merve'yle kafasını ovalayarak panoların olduğu alana varınca kalabalıktan anladığımız kadarıyla bizim sınıf listesi oradaydı ve direk oraya yöneldik ilk Merve baktı ve rahatlamış mutlu bir şekilde ellerini çırpıp bize döndü,
''Gökhanla eşleşmişim'' dedi, daha sonra sevgi baktı ''bende alperle'' dedi, Alper Gökhanların sınıftan çok yakışıklı olmasada yakışıklı bir çocuktu ama sevgi yüzünü buruşturmuştu, daha sonra ben listede kendi adımı buldum..
HAZİRAN YILMAZ - IRAZ VAROL
KONU: TARİHİ BİR YERİ GEZİP, FOTOĞRAF ÇEKİP, BİLGİ VERME.
Ah hadi ama bu bir şaka Olmalı Iraz'la bir ödev yapmak mı birde gezip, yok artık. Biz yan yana bile gelemezken birde ödev mi yapacaktık!
Kantinde Bizimkilerle oturmuş eşleşmeler hakkında konuşuyorduk ama tabiki Ege Tolga'ya dalga geçiyordu,
''Haha o Zerrin sana aşık değil miydi? Ben öyle hatırlıyorum'' dedi Ege yine ve yine Tolga'yı sinir etmek için elinden geleni yapıyordu, evet Zerrin'in Tolga'ya aşık olduğunu hepimiz biliyoruz ama Tolga onu istemiyordu, ah bu erkekler..
''Kapa artık şu çeneni ege'' dedi Tolga ama Ege hala gülüyordu, Zerrin biraz balık etli bir kızdı ama Tolga onun bazı konularda hiç iyi olamayacağını söyleyip duruyordu, pislik..
''Tamam tamam nasıl olsa daha bir ayımız var daha ne eğleniceğiz kim bilir'' dedi Ege
''Egggee'' dedi Tolga uyaran bir tonda ama Ege Oralı olmadan gülmeye devam ediyordu, sonunda Selen konuşmaya başladı..
''Of bende Gül'le eşleşmişim, niye Gül allahım niye o kadar yakışıklı Erkeğin Arasında Gül!'' Diye sızlandı, Gül çok sessiz ve biraz utangaç bir kızdı o Yüzden Selen onu istemiyordu,
''Allahtan bana Gökhan denk geldi'' dedi Merve
''Banada Alper geldi ya'' dedi sevgi memnuniyetsiz bir tavırla,
''AA ama kızlar en azından sizinki iyi ben alicanla eşleştim Alican'' dedi Didem ve bileklerini kesiyormuş gibi yaptı bu yaptığı hafif bir kahkaha atmama neden oldu..
''Ee haziran sen kimle eşleştin bu kadar Neşeli olduğuna göre iyi biri olmalı'' dedi Tolga ben tam cevap verecekken biri benim yerime cevap verdi,
''Benimle'' dedi biraz soğuk ama güzel bir ses tonuyla, daha sonra herkes sesin geldiği yere baktı tabi benim arkamı dönmem gerekti, baktığında Iraz Gökhan ve Barış'ın yani Iraz'la kuzen olduğunu bildiğim Barış'ın yan yana durduğunu gördüm, biraz şaşırmıştım doğrusu Iraz benim yerime konuşmuştu, daha sonra Gökhan bir sandalye çekip benim ve Merve'nin arasına oturdu barışta selen'le sevginin Yanındaki boş sandalyeye oturdu, Iraz'a da benimle Ege'nin Arasında kalan boş sandalye kalmıştı Iraz'da bir kaç saniye sonra hızlı bir şekilde sandalyeye oturdu, herkes soran gözlerle bana bakarken Gökhan Lafı aldı..
''Arkadaşlar bu barış''dedi barışı işaret ederek ve sonra ıraz'a dönüp devam etti ''bu da Iraz, hani bahsetmiştim ya'' dedi Gökhan bizim çocuklara bir kaç kez anlatmıştı sanırım Ege ve Tolga kafalarını salladı Gökhan daha sonra tekrar devam etti ve bizimkileri tanıttı,
''Bu Selen'' seleni işaret etti kafasıyla, Selen hemen dikleşti ve ''merhaba'' dedi, Gökhan tekrar devam etti ''Didem, Tolga ve Ege'' dedi Ve teker teker hepsi merhaba dedi.
''Bunlarda sevgi Merve ve haziran'' dedi bizi göstererek ''bunların üçü tam bir baş belası'' dedi gülerek ve masadaki herkes sırıtmaya başladı ama Iraz sıkılmış gibi duruyordu, Gökhan devam etti,
''Ama sen zaten Merve ve Haziran'ı tanıyorsun değil mi Iraz'' dedi Gökhan ve bütün bakışlar dördümüz Arasında gezindi daha sonra Iraz Lafı Aldı ve konuştu,
''Evet, unutmak ne mümkün'' dedi o güzel koyu mavi gözleri bana dikip ama bu fazla sürmedi,
''Siz nereden tanışıyorsunuz'' dedi Ege Kafası karışmış gibi bir hali vardı bende hemen Ege'ye döndüm her ne kadar o mavi gözlere bakmak istesemde.. Ne diyorum ben ya, saçmalama haziran.
''Rastlantı'' dedim hafif tebessüm ederek zaten Ege'de fazla üstelemedi ve başka konulardan konu açıldı arada Sırada Iraz'la göz Göze geliyorduk ve bu zaten hızlı atan kalbimi dahada hızlı atmasına neden oluyordu, ben düşüncelere dalmışken Gökhan'ın sesiyle kendime geldim,
''Siz gerçekten kalınıyorsunuz'' dedi ama masada sadece ben sevgi Merve ve Gökhan duyuyorduk bu söylediğini,
''Yine ne yaptık'' dedim sitemle,
''Her zaman bir Şeyler yapıyorsunuz biriniz yapmasa diğeri yapıyor'' dedi,
''Of Gökhan ne olcak sanki gelsek ne olur valla bak bir şey yapmıcağım'' dedi sevgi, şimdi anlaşıldı ne olduğu sevgi akşam için gökhana yalvarıyordu..
''Hayır dedim sevgi! Daha üç günlük çocuğu bara getirecekmiş'' dedi hem kesin hem söylenir bir sesle, Gözlerim Gözlerim bir an ıraz'a kayınca bana baktığını gördüm ve Gözlerimi kaçırdım ama onun gözlerinin hala bende olduğunu hissedebiliyordum,
''Of ya Merve sende şey söylesene, senin sevgilin bize niye karışıyor'' dedi sevgi
''Sakın merve'' dedi Gökhan Merve tam konuşacakken, Merve'de susmak zorunda kaldı biz susunca. Irazın hala bana baktığını fark edebiliyordum ve boynumun tam ortasında yine o boşluğun oluştuğunu da, bende baktım o mavi Gözlerine rengi o kadar güzeldi ki,
''Neden bu kadar Tedirginsin'' dedi, Iraz? Iraz benimle mi konuşmuştu? Ben Şaşkın Şaşkın ona bakarken o yine o soğuk sesi ve çatık kaşlarıyla konuşmaya devam ettim ''çok değişken bir ruh halin var''
''Peki sen neden hiç gülmüyorsun? Dudaklarınla aranda bir sorun mu var?'' Dedim, dikkatlice yüzünü incelerken sanki dudağının bir tarafı hafif bir şekilde kıvrılmıştı ama kafasını iki yana salladığından tam emin olamamıştım..
Zilin çalmasıyla Iraz sorumu cevaplamadan yanımdan kalktı ve kantini. Çıkışına doğru yürüdü. Herkes sınıflara dağıldı, can kenarında oturuyorduk sevgi ikinci Sırada tek başına oturuyordu biz Merve'yle üçüncü Sırada Selen ve Didem bir arkamızda onların arkasında da Tolga ve Ege oturuyordu tabi Ege Tolga'yla ne zaman dalaşsa sevginin yanına geliyordu sevgi ne kadar yanlız oturmak istesede Ege bir yolunu bulup oturuyordu yanına bir keresinde sevgi onu ayaklarıyla ittirerek sıradan bile atmıştı ama nafile..
Son ders bitince hepimiz servislere Yürüdük ben bahçede ıraz'a bakarken buldum bir anda kendimi, ne dedim ben ıraz'a bakarken mi? Yok artık ne yapıyorsun haziran dön önüne, deli gibi bakmak istesemde hiçbir yere bakmadan sevinse geçtim Merve ben sevgi aynı servisteydik diğerleri farklı servislerde Gökhan arabasıyla geliyordu acaba Iraz'da mı kendi arabasıyla geliyordu., sanane haziran..
Servis evin önüne geldiğinde Merve Çoktan inmişti sevgiyi Öpüp eve girdim ve burnuma yemek kokusu doldu, hemen mutfağa yöneldim.
''O Esma donatmışsın yine'' dedim masaya geçerken, harika gözüküyordu
''Biraz fazla oldu galiba, yine gitti bizim diyet'' dedi gülerek, evet biz Esma'yla her pazartesi diyete başlar sonra vazgeçerdik..
Birden aklıma annem geldi acaba şimdi Esma yerine annem olsaydı bu masayı donatan Esma'nın yerine annemle başlasaydık her pazartesi diyete belki ona dün olanlarda anlatırdım evet esmaya da güvenirdim hemde hiç olmadığı kadar, ama Ben ne zaman evden kaçıp annemin yanına gelsem mezar taşına yatıp beni sevmesi için Ağlayarak yalvarırdım ona ve babam her seferinde beni orada bulur yattığım mezar taşından kucağına alır ve eve getirirdi ama şimdi o kadar çok Yapmıyorum sadece oturup ona Olanları anlatıyorum her ne kadar her seferinde Yanımda olduğunu bilsemde saatlerce konuşurdum onunla, en son geçen hafta sonu gitmiştim yanına ve şimdiden özlemiştim ona Olanları anlatmak bana o kadar iyi geliyordu ki..
Annemin yanına gidemediğim sıralarda annemle babam evliyken onlara hizmet eden ve benim büyümemde çok büyük etkisi olan susam teyzeyle konuşurdum, yıllık izninden kullanıp Ankara'da ki kızının yanına gitmişti şimdi o Yüzden yoktu..
''Esma susam teyze ne zaman gelecek'' ayrıca hala bizimle yaşıyordu ilk katta bir odası vardı ve bu evde kalıyordu. Eski evimizde hemen benim odamın Yanındaki odadaydı ama Esma'yla babam evlenince evi değiştirmek istemişti babam ve bu siteye taşınmıştık sevgiler ve mervelerde bizden sonra taşınmıştı.. Annemle anılarımızın olduğu ev ise hala aynı annemin yerleştirdiği eşyalarla duruyordu, babam her ay temizletiyordu arada bende gidiyorum ama Dayanamayıp bağırarak ağladığından dolayı babam pek izin vermiyor..
''Bir ay izinli canım, biliyorsun geçen sene kullanmadı kızı buraya geldi o Yüzden bu sene fazla verdi baban'' dedi Esma sofraya salatayı yerleştirirken.. Esma'nın yemeklerinde çok güzeldi ama susam teyzenin Yemeklerine kimse yetişemezdi, babam her zaman yemeklerini annem gibi yaptığını Söyler..
Kafamı salladım ve önüme döndüm..
Esma ben ve babam yemeklerimizi yemiş salonda oturuyorduk babam kahvesini içiyordu Esma ve ben ise internetten Esma'nın çok beğendiği elbise hakkında yorum yapıyorduk ki kapının çalmasıyla hepimiz birbirimize baktık, saat sekiz buçuktu ve birini beklemiyorduk,
''Ben bakarım'' dedim ve Esma'yla oturduğumuz ikili koltuktan Kalkıp Kapıya yöneldim, kapıyı açmamla şaşırmam bir oldu.
''Sevgi ne Oldu sana''
Ağlamaktan yüzü şişmiş bir halde Kapıya yaslanmış olan arkadaşıma şaşkınlık içinde baktım be hemen kolumdan tutup içeri soktum.
''Ben hiç iyi Değilim haziran'' dedi, sesinden gerçekten çok ağladığı belli oluyordu.
''Gel canım odama gidelim orada konuşuruz'' dedim, sevgide başını sallayıp bana ayak uydurdu.
''Kimmiş haziran'' diye salondan çıkıp bizi görünce şaşkında bize bakan Esma hemen yanımıza geldi ''ne oldu sana sevgi'' dedi sevgiye biraz daha yaklaşarak, Esma'ya şimdi değil gibi başımı salladım ve sevgiyle beraber odama çıktık onu yatağa oturttum bende çalışma masasının sandalyesini çekip oturdum, burnunu çekmekten artık tahriş olduğu belli oluyordu..
''Duş almak ister misin? Rahatlarsın'' dedim, kafasını olumlu anlamda salladı ve ayağa kalktı bende arkasından kendi odadaki banyoya girdim ve suyu açıp ona temiz havlu çıkartıp odama döndüm. Acaba ne oldu da bu halde diye düşünürken Merve'yi aramak aklıma geldi hemen cebimden telefonumu çıkartıp Merve'yi buldum ve Aradım, ikinci çalışta açtı.
''Yes bebek'' dedi sesi gayet Neşeli geliyordu,
''Nerdesin''dedim tedirgin bir sesle o da anlamış olacak ki sesi hemen Değişti,
''Evdeyim de ne oldu?''
''Hemen bize gelmen gerek.. Sevgi''
''Ne oldu sevgiye''
''Bilmiyorum.. Bize geldi hiç iyi gözükmüyor'' dedim ve kısa bir süre sonra elimi anlıma koyup devam ettim ''hadi bekliyorum Çobuk ol'' deyip telefonu kapattım, bir süre sonra duş kapı çaldı ve Merve odama girdi, soran gözlerle bana baktı ve ''nerede'' dedi sonunda.
''Duşta hala çıkmadı'' dedim, Merve'de yatağıma oturdu ikimizde birbirimize bakıyorduk ki banyonun kapısı açıldı ve sevgi giyinmiş bir şekilde çıktı dışarı, Merve'yi gördüğüme hiç şaşırmamıştı çünkü biz ne zaman böyle bir şey olsa hep beraber atıştırdık, ikimizde sevgiye soran gözlerle bakınca sevgi kendini yatağa Attı tabi bende hemen Yanlarına.
''Şerefsiz'' dedi kırılmış bir sesle ''beni nasıl aldatır ya'' dedi bu sefer ağlamaklı bir sesle ''hemde bizim okulun orospusuyla, düşüne biliyor musunuz? Beni gökçeyle aldattı hemde Gözlerimin önünde'' dedi sevgi, Gökçe bizim okulun maskotu herhalde birlikte olmadığı çıkmadığı erkek yoktur zaten artık onunla çıkanlara değil çıkmayanlara şaşırıyoruz..
''Mert seni gökçeyle mi aldattı'' dedi Merve şaşkınlıkla ama sonra şaşkınlığı hemen silindi ve devam etti ''hiç şaşırmadım''. Ona kınayan gözlerle baktım,
''Bana bunu nasıl yapar ya o Kızın sırıtışını bir görseydiniz sanki Dünyayı o yaratmış.. Ah onun dişlerini eline vermek istiyorum'' dedi sevgi dişlerini sıkarak.
''Sonuna kadar varım'' dedi Merve.
''Siz bu işe karışmayacaksınız''de sevgi ikimize bakarak.
''Saçmalama istersen birde gökçeye yardım edelim'' dedim
''Bir şey yapmayacağım zaten dokuzuncu sınıftan dolayı üçümüzünde kınaması var'' dediğinde sevgiye inanmayan gözlerle baktık sevgi ve hiçbir şey yapmamak..
''Ne kınaması ya saçmalama..''
''Sen ve bir şey yapmamak''dedim Merve'nin sözünü tamamlayarak..
''Kesinlikle'' dedi Merve, sevginin ilk söylediğini yeni anlamış gibi.
''Evet bir şey yapmayacağım kapatalım artık bu konuyu'' dedi hafiften yalancı bir gülümsemeyle..
Daha sonra biraz daha konuştuk bir ara yanımıza esmada geldi daha sonra sevginin dinlenmesi için yatmaya karar verdik, yatakları serip üçümüz birlikte yattık tabiki ben ortada yattım asla üç kişi yatarken kenarda yatamazdım, yatakta da biraz sohbet edip uykuya daldık..
Sabah kalktığımda Merve hala uyuyordu daha sonra arkam dönük olan sevgiye baktım ama yerinde yoktum hemen fırladım yerimden,
''Merve! Kalk sevgi yok''dedim Merve'de hemen benim gibi fırladı yataktan, Merve banyoya bende Aşağıya bakmak için indim merdivenlerden, Esma daha gitmemişti..
''Sevgiyi gördün mü esma'' dedim Esma bir an şaşırsada bir kaç saniye sonra cevap verdi..
''Evet beş dakika önce okula diye çıktı'' dediğinde hemen arkamı dönüp geldiğim merdivenlerden yukarı çıktım.
''Hemen giyin okula gitmiş'' dedim Merve'ye dolabıma yönelirken,
''Bu sefer kesin o kızı öldürecek''dedi Merve ve o da benim gibi hazırlanmaya başladı.. Hızlı bir şekilde hazırlanıp çıktık evden be sitenin çıkışında bir taksi Durdurup bindik, sokağın tam Başımda indik ve okula doğru koşar adımlarla Yürüdük, kalabalık buradan belli oluyordu, hemen kalabalığı delip ortaya doğru atıldık..
''Ne o çok değerli iki arkadaşın seni yanlız mı bıraktı.'' Gökçe'nin sesiydi bu sevgiye konuşuyordu bahsettiğide Merve ile bendim..
''Ne diyorsun kızım sen''dedim, Gökçe arkasına bakıp ''elnur'' dedi Arkadaşının orada olup olmadığını kontrol etti, onlara baktığımda Gökçe, elnur ve Melisa vardı.
''Ne o yanlıların olmayınca korktun mu?'' Dedi Merve gökçeye,
''Ne korkucam ya Konuşuyoruz şurda'' dedi Gökçe,
''Bak hala Konuşuyoruz diyor kızım senin ne işin vardı kağanın evinde'' dediğinde sevgiye baktım yüzü sinirden kıpkırmızıydı.
''O çağırdı'' dedi Gökçe sinsice bir tebessümle,
''Bak birde o çağırdı diyor! Allahım elimde kalcak şimdi ya!'' Dedi sevgi ve gökçeyi sol omzundan itti,
''Yavaş ol sevgi'' evet evet bu ses elnur'un ta kendisiydi.
''Sen kapa çeneni!!'' dedim Elnur'a bağırarak..
''Bir şey demedim haziran'' dedi elnur.
''Deme zaten'' dedim ve o arada Gökçe Lafı aldı.
''Sana ne oluyor haziran bu benimle sevgi arasında'' dediği o anda Gökçe'nin o olmayan saçına yapıştım ve sesimi yükselterek konuştum..
''Bana mı ne oluyor! göstericem ben sana şimdi bana ne olduğunu!!'' Dediğim gibi gökçeye bir tokat savurdum, yanağı kızarmaya başlamıştı ama aldırmadım ve saçını çekmeye devam ettim, omzumdan bir el beni çekti.
''Bıraksana ya kızı sahip çıksaydı o zaman sevgide'' Melisa dediğinde Gökçe'nin saçını Bıraktığım gibi Melisanın üstüne yürüdüm ''sana ne oluyor be küçücük boyun var türlü türlü huyun'' dediğim anda arkamda bir hareketlilik hissettim ve arkama baktım sevginin gökçeyi yere yatırıp dövdüğünü gördüm, Merve'de Elnur'la tartışıyordu. Bende Melisaya dönüp Omzundan ittim.
''Ben bir şey yapmadım'' dedi ağlamaklı bir sesle..
''O zaman burnunu ne sokuyorsun kızım'' dedim ve Melisayı yere yatırdığım gibi pataklamaya başladım bir ara kaçtı ama saçlarından yakalayıp tekrar yere yatırıyordum ki belimden bir el beni tuttu ve Melisanın Saçı elimde kaldı kız artık ağlamaya başlamıştı ki yüksek sesle bağırdım..
''Gördünüz mü şimdi kim kime sahip çıkıyormuş''dedim, belimdeki el hala çekilmemiştim ve ben debelenmeye devam ediyordum ama burnuma dolan bu koku bana birini hatırlatıyordu o gün beni kucağına Alıp taşıyan kişinin Kokusu bu.. Iraz'ın.
''Sakin ol!'' Dedi Iraz soğuk bir sesle, Melisa Ağlayarak uzaklaştı bende debelenmeyi bırakıp ıraz'a baktım daha sonrada kızlara, Merve Gökhan'ın elindeydi ama hala yerde oturan Elnur'a bir Şeyler söylüyordu, Gökhan onu zorla elnur'un başından çekmeye çalışıyordu.. Sevgiyi aradı Gözlerim ve bulduğunda da büyük bir şok geçirdim.. Sevgi ve Barış mı? Barış sevginin kolundan zorla tutuyordu ama sevgi gökçeyi bir türlü bırakmıyordu..
Belimde hala ırazın eli var ve ben bunu daha yeni algılıyormuşum gibi kalbim deliler gibi atıyordu..
''Hemen çıkar onu burdan kınaması var'' dedi Gökhan bana ve ıraz'a bakarak. Iraz belimi bırakıp kolumu yakaladı ve beni Kalabalığın Arasından itişe kakışa çıkardı, biraz ileride duran siyah son model arabaya doğru yürümeye başladı. Eli hala kolumdaydı ve kaşlarını çatmış bir şekilde önümden gidiyordu. Benim siyah Arabanın sürücü koltuğunun hemen Yanındaki rahat koltuğa oturmamı bekledi ve oturduğum anda kapıyı hızlı bir şekilde kapattı o da Arabanın önünden dolaşıp hemen Yanıma yerleşti kaşları hala çok fazla çatıktı ve yüz hatlarından Anladığım kadarıyla çok fazla sinirliydi, kavga etmeme mi kızmıştı? Yok artık.. Arabayı hızlı bir şekilde çalıştırdı ve okulun yakınlarında ki ana yola çıktı.. Dikiz aynasını sürekli kontrol ediyor ve bu onun zaten çatık olan kaşlarının dahada çatılmasına neden oluyordu.
''Onca işimin arsında her zaman olduğu gibi bir yerlerden fırlıyorsun.. Üstelik kınama cezan var ve sen kavga ediyorsun'' dedi sonunda patlamış bir bomba gibi, arabayı o kadar hızlı sürüyordu ki koltuğa iyice sindim ve Kısık sesle cevap verdim..
''Hak ettiler''
Bu söylediğimle direksiyonu dahada sıktı neredeyse kırılacaktı daha sonra bir elini direksiyondan çekip işaret ve orta parmağıyla vitesi değiştirdi bu Arabanın daha hızlı gitmesine sebep oldu, dikiz aynasına arada Sırada bakmaya devam ediyordu.
''Bizi Öldürmek mi istiyorsun sen?'' Dedim korkmuş bir sesle araba o kadar hızlı gidiyordu ki.. Iraz dikiz aynasına bir kez daha baktı ve birazda olsa yavaşladı.
Kormuş Gözlerimi ondan alamıyordum saçlarıyla aynı renk olan kirpikleri uzun ve kıvrımlıydı bunu yandan bakınca daha iyi anlıyordum. Gözlerinin koyu maviliği sanırım sinirli olduğu için siyaha dönmüş gibilerde ama hala mükemmel gözüküyordu, üstünde siyah renk uzun kollu bir t-şört ve yine siyah renk bir pantolon vardı, kaşları hala çatıktı ona baktığımı Çoktan fark etmişti ama bana Dönmesi uzun sürdü bir kaç saniye sonra yola bakmaya devam etti bende önüme döndüm.
Araba yavaşlayınca etrafıma bakındım sahile gelmiştik ama geçen geldiğim sahile değil başka bir sahile. Araba durunca Gözlerimi denizden çekip ıraz'a baktım, biraz yumuşamışa benziyordu ama suratı her zaman ki ifadesiz halindeydi. Arabadan indiğinde bende kapıyı açıp indim. Bir banka oturup denizi izlemeye başladık ne o konuşuyordu ne de ben, sessizliği bozan Iraz oldu ben hala aşık Olduğum mavi denize bakarken..
''Mavi rengini seviyorsun öyle değil mi?'' Dediğinde Kafamı ona çevirdim ama o hala denize bakıyordu, ah kalbim neden bu kadar hızlı atıyorsun sadece bir soru!
''Evet..''
Mavi rengini seviyordum hatta aşıktım demeliyim her ne kadar aşkın ne olduğunu bilmesemde..babam bana küçükken annemin mavi rengini sevdiğini söylerdi böylelikle sevmeye başladım ama daha sonra bırakamadım her kıyafetimde illaki bir mavi olurdu babam her zaman anneme benzediğini Söyler o da her kıyafetinde kullanırmış maviyi..
''Bir anlamı Olmalı'' dedi hala denize bakarken ama ben hala ona bakıyordum,
''Kesinlikle var'' dedim ve onun konuşmayacağını anladım onun için bu kadar soru bile fazlaydı.. ''Annemin en sevdiği renkmiş'' dedim bu sefer ilgisini çekmiş olmalıyım ki Gözlerini bana çevirdi, kaşları her zaman çatıktı ama Şaşkın ifadesini gizlemek için dahada çatıyordu her seferinde.. Bu sefer ben denize döndüm ve konuşmaya başladım.
''Ben çok küçükken kanserden ölmüş'' dedim bunu söylerken burnum sızlamıştı annemi ilk kez başka birine anlatıyordum, Ağlamamak için direndim ama r damla göz yaşı döküldü yanaklarımdan aşağıya, Kafamı ıraz'a doğru çevirdim o acıma bakışını Aradım yüzünde ama bana başkalarının baktığı gibi acıyarak bakmıyordu bakışları artık sertte değildi..
Bir kaç saniye daha bana baktı ve benden yana olan kolunu kaldırıp enseme koydu ve beni kendine çekti bende onun göğüsünde yerimi aldım, harika bir kokusu vardı, hissettirmek istemezmiş gibi çekti kokumu içine.. Ben, daha önce Arkadaşlarımın yanında bile anlayamayan ben şimdi bu Çocuğun göğüsünde Yatıp ağlıyordum ve bu yetmezmiş gibi o çok beğendiğim kokusunu çekiyordum içime, nedensiz bir biçimde..

KARANLIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin