Soğuk terler ile uyandım.Başımda Cenk dikiliyordu. Etrafıma bir göz attığımda kırmızı ve siyah tonlarındaki oda gözlerimi fal taşı gibi açmamı sağlamıştı.Ne yani rüya mıydı?
Gözlerimi tekrar kapatıp açtım.. Bi daha..Hayır, yok işte değişen bir şey yok! Cenk odunundan bu romantizm anca rüyada görülür zaten. Bi dakika?! Şimdi biz tatile daha gitmediğimize göre, kaynanam beni hamile olmam için zorlamadı, o zaman...
Yataktan zıplayarak kalktım. Bana malmışım gibi bakan Cenk'e masum bir gülücük gönderdim.Banyoya fırladım. Daha çok işimiz vardı. Bavulları hazırlamak gibi :)Kaynanam bize dargın bakışlar atıyordu.Polat Elmas ise yüzünde muzip bit ifadeyle sırıtıyordu.Evet!Hamile olmadığımı uygun bir dille söylemiştik.
"Bana bak Polat, öyle sırıtıp da benim canımı sıkma!Zaten mahcup oldum tüm arkadaşlarıma!"
"Bana ne kızıyorsun be? Ağzını tutmasını öğrenseydin?!"
"Ay bir de seni hiç çekemem!"
"İşine gelirse!"
Konuşma baya hararetlenmişti.Araya Cenk sazan gibi atladı..
"Anne-baba!Daha genciz biz, ben size bir sürü torun sevdireceğim. Batıdan size hayır yok nasıl olsa."
Kızgınlıkla yanımda duran mahlukata baktım.
"Ben odadayım bavulları hazırlayacağım."
Kızmış olduğumu fark etmeli ki arkamdan gelmeye başladı. Benim hızlı adımlarıma yetişmeye çalışıyordu.Arkamı aniden döndüm.
"Kaç tane istersin? On mu on iki mi?"
"Çocuktan bahsediyorsan on iyi, Kürt müyüm ben?"
"Sen var ya, sen değil kürt,ormandaki kürtleşmiş ayıların başısın. Ne çocuğu be? Pantalon! Hem sen o çocukları rüyanda görürsün. Bana yaklaşamazsın!"
"Rüya demişken.. Dün gece rüyanda bir şeyler sayıklıyordun."
Rengim attı. Yüzüne doğru üfleyerek merdivenlerden koşa koşa çıkmaya başladım.
****
Yolların bu kadar uzun olacağını bilseydim eğer, Cenk'in uçak teklifini reddetmezdim.Hava iyice kararmıştı.Ben korkuyla etrafa yani bu ıssız mekana bakarken sarsıldık.
"Noluyor lan? "
"Efendim, araba bir anda durdu. "
"Hay ben böyle işin ta-"
"Aaaaaaaa, orda bişey vaaağğrr!!!"
Ay dolunay, etraftan kurt uluma sesleri geliyor ve biz burda dımdızlak kaldık! En önemliside şu an bize doğru gelen bir mahlukat var. Biraz daha yaklaştığında kel, bodur tipli,keçi sakallı bir adam olduğunu fark ettik.İyice korkmaya başladım ben.
"Burada napıyorsunuz?"
Manzarayı seyrediyoz dayı, full çekiyo.Töbe ya.
"Yolda kaldık!"
"Vah vaah,imama söyleyeyimde yarın selaları hazır etsin, hazırda tabut var mıdır ki? "
"Ne diyosun dayı sen?! "
"Yarına işiniz pert diyorum."
"Niyeymiş?"
"Yahu buranın yakınlarında sadece bir pansiyon var, o da içinde balayına gelmiş bir çift öldüğü için lanetli. Bir giren sağ çıkamıyor."
"Dayı sen ne içtin böyle ya,yürü git işine. Nerde şu pansiyon, söyle hadi!"
"Çok yakında,şurdan sağa dönünce karşınızda olur. "
"Benim daha iyi bir fikrim var! "
Araya sazan gibi atladım.
"Telefon!"
Bir kaç kere denedikten sonra Cenk sinirle bağırdı!
"Çekmiyor! "
"Çekmez tabi!"
Elimi alnıma vurdum. Ben tam bir maldım.Saf olanlardan.Cenk bir küfür savurduktan sonra kesin sesiyle konuştu.
"Pansiyona gidiyoruz!"
???????????????????????????????????Tedirgin adımlarla tahta kapıdan içeri girdim. Etrafımı inceliyordum. Çoğu şeyin tahta olduğu bu yer, nostaljik bir hava katıyordu. Bu eser İkinci Mahmur zamanımda..
Aman ne diyorum ben yaa?! Korkudan sapıttım iyice.
"Ooo misafirlerimiz varmış! "
Annecim!!!!
Cenkin arkasına fırladım.
"Bize bir oda verin amca, yolda kaldık gecenin ortasında!"
Bu çocuk nasıl bu kadar rahat?
"Tabi evladım, kralından mı olsun?"
Ne diyo bu adam ya?
"Ver işte birinden, fark etmez. "
Soldaki tahta anahtarlıktan bir anahtar çıkarıp verdi. Elimizede bir fener tutuşturdu.
"Yukarısında karanlıktır, dikkat edin! "
"Sağolun!"
Tahta merdivenlerden çıkmaya başlarken bir çatırtı geldi. Merdivenler illallahla duruyordu zaten. Of, ben çok korkuyorum!
Birden karşımıza beyaz önlüklü,önlüğünün önünde kırmızı lekeler olup ağzından o kırmızı şeyler damlayan cırtlak mavi gözlü bir kadın çıktı ve dedi ki;
"Hoşgeldiniz!"
Çığlığı bastım, hay gelmez olaydık!!
Koşa koşa merdivenleri geçtim. Her yer karanlıktı. Dışarıdan kurt ulumaları gelip, çekirgelerin sesleriyle karışıyordu. Oda numarasını bulup içeri girdiğimizde ilk işim kapıyı kilitlemek oldu.
"Yardım ette şu eşyaları kapının önüne yığalım! "
"Çok mu korkuyorsun? "
"Evet!"
"İyi, yığalım hadi! "
On dakika sonra işimiz bitti.Birden bir çığlık sesi duyuldu!
"Aaaaaaağğaaaaaaaaaaaaağğğğğaaa!!!!!!!! "
Pencereye yöneldiğimizde ağacın dibinde elinde BALTAYLA bir şeyi kesen bir adam gördük. O an ki korkuyla Cenke sarıldım. O bundan memnun olmuş bir şekilde gülüyordu. Oflayarak ondan ayrıldım. Yatağa doğru ilerlerken bir anda beni yatağa itti!
"Daha çok işimiz var! "
*****
Doğum günün kutlu olsun meleğim. Sana doğum günü hediyesi... BluesBerries
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTİCİ
RomanceDamla,babası yüzünden hayal kurmayı unutan, satılığa çıkarılmış,evliliğe mahkum edilmiş, platonik aşık bir kız.. Cenk,egoda tavan yapmış Damla'nın ulaşamayacağı haram bir hayal.. Rüzgar,ikili oynayan bir piyon.. Burçin ise bu oyunun devamını geti...