Kırmızı Kar...

717 28 5
                                    

Haftaya onun olacakmışım, güleyimde boşa gitmesin.Ben Damla Akay yakında Cenk Elmas'ın oluyorum? Var mı bende o göz.. "Tabiki "kocacım",elbette senin olacağım.. "Sinsice gülüyordum.. "Ha-harbimi?! "diye soran gerizekalıya "Ama kırmızı kar yağdığında."diyip alaycıl gülüşümü yolladım. "Yağdırırız, sorun yok. "dedi..Aynı gülüşten bir adet daha.. İşte belki kaç gece yatmadan önce aklıma gelip sevineceğim biraz da kendime "kocacım"dediğim için kızacağım ve utanacağım bu olay,biriciğimin sesiyle bölündü. "Kızım nerdesin sen ya, aklım çıktı gerizekalı! "diye çemkirmeye başladı Mine.. Sırıttım.. "Rüzgarla dertleşiyorduk biraz."dedim Cenk'e bakarak.. Sinirlendiğini hissedebiliyordum.Bunu belli etmemeye çalışıyordu. Mine kolumdan tutup beni yine o sıkıcı partiye götürmeye çalıştı. Konuya annemin adı girmeseydi, hayatta gitmezdim ama malum anne terliğinin menzili ağır oluyor.. İçeriye girdiğimde loş bir hava karşıladı beni. Kaynanam olacak kadın ve annemde gelmişti. Annem elinde kırmızı bir kaftan tutuyordu. Kına gecesi! Bana uzattı. Minenin yardımıyla üzerime geçirdim. Ortadaki sandalyeye oturdum. Başıma kırmızı örtüyü örttüklerinde bir an boğulacağımı sandım. Vee kızlar elinde tepsiyle girdiler içeri. Kimse (Mine hariç) bana neden ortadan kaybolduğumu sormamıştı, işime gelirdi bu. İşte,o türkü. Ben mum ışığında melek gibi parlayan anneme kırmızı tülün içinden bakıyorum. Yapmayın ya. Ağlatacaksınız şimdi beni!
"Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar. " Bebekliğim geldi aklıma. Gizli gizli emekleyip annemin makyaj malzemelerini denediğim anlar.. Kurabiye paketini sıfırladığım anlar..
"Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler." Mafyaya versinler ama demi?!
"Annesinin bir tanesini hor görmesinler. " Parkta oynarken düştüğümde pamuk elleriyle tutup kaldırması geldi aklıma. Elime bir damla yaş damladı.. Bir damla daha..
"Uçan da kuşlara malum olsun, ben annemi özledim. " Kuş alcam ben, uçsun gitsin annemi getirsin banağğ...
"Hem annemi, hem babamı ben köyümü özledim. " Beni elleriyle cehenneme iten babamı özleyemem ben!
"Annemin yelkeni olsa, açsa da gelse,babamın bir atı olsa, binsede gelse,kardeşlerim yollarımı bilsede gelseee. " Artık sadece birkaç damla değil,hıçkırıklarla ağlıyordum. Ellerime dokunan biriyle yumduğum gözlerimi açtım. Annem, kınayı yakıyordu ellerime. Hani üç şeye kına yakılırdı ya bu hayatta? Artık dört oldu.. Kurbanlık koça kına yakılır, Allah'a kurban olsun diye, askere gidecek evlada kına yakılır, vatana kurban olsun diye,evlenecek kıza kına yakılır, kocasına kurban olsun diye... Damla'ya kına yakılır, babasının ölmemesi için,kaderine kurban olsun diye.. Esaretin içinde hapis olmuş bir kızdım ben. Acılarımın esiri olmuş, kaderimin kurbanı olmuştum. Yıllardır beklediğim çocuk umutlarımı tüketmeseydi belki, belki bende sadece kocama kurban olmak için kına yakardım. Soruyorum sana hayat, ne zaman bitecek bu oyun! Küçüklüğümden beri hayalini kurduğum bu günü,bu şekilde mi yaşatacaktın bana kader? Soruyorum sana, benim hayallerim nerede! Suya mı düştü! Bataklığa mı saplandı! Yoksa kursağımda mı kaldı?! İkili oynamaktan vazgeç artık! ..Annemin nemli gözleri bana acıyormuş gibi bakıyordu. Bana acıma anne! Herkes acısa bile, kaderim acımadıktan sonra ne yazar! Mine'm.. Biriciğim.. Hani biz aynı gün evlenicektik? Hani çifte düğün yapacaktık! Olmadı.. Olmuyor Mine'm.. Sen benim durumuma düşme bitanem. Hayat belki sana güler? Belki beni kucağımda bebekle acımasız bir şekilde bırakırken, sen yüzüğünü mutlulukla parmağına geçirirsin? 18. yaşımla ilgili çok büyük hayallerim vardı benim. Ama şimdi dediğim tek kelime, "lanet olsun! "idi... Herkes mutluydu.. Ben ise sahte gülüşlerimi atıp duruyordum millete.. Kızlar bir oynadı iki oynadı kaldırdılar benide.. Bi postada istemeyerek ben oynadım.. Sonunda bitti.. Mine tabiki bugün benimle geçirecekti geceyi.. Düşünün bi ya! İki gün sonra evleneceğim ben. 18 Şubat! Kaderimin beni mahkum ettiği gün!Üzerime pijamalarımı giyip yatağıma uzandım. Mine de karşımdaki yatağa uzandı. "Bak Damla, ben hep yanında olacağım tamam mı, sana hep yardım edeceğim.Bir şey istediğinde-" Sözünü kestim. "Tek isteğim senin mutlu bir geleceğinin olması. "Ve noktayı koydum. Gözlerim içimin verdiği sıkıntıyla kapandı.

Yavaşça doğruldum. Annem kapıyı tıklatıyordu."Gel anne. "dedim esneyerek. "Nuran Hanımlar geldi, düğün alışverişine gideceğiz, hadi hazırlanın. "Üfleyerek kalktım. "Tamam Dilek Sultan, geliyoruz."dedim.Mineyi dürtüklemeye başladım, yataktan sıçrayarak kalktı. "Hadi cadı, düğün alışverişine gitçekmişiz. " dediğimde çığlık atarak "Ooo gelin hanım,bakıyorum yüzünüz gülüyooo.. "dediğinde kafasına yastığı yedi. Ben dolabımı açarken o hala kafasını ovuyordu. Yarım saat sonra hazırlık. Kapıda bekleyen arabaya atladık. Bizi büyük bir alışveriş merkezinin önünde bıraktı. Mine her gördüğü mağazaya atlıyor altını üstüne getiriyordu. Satış görevlileri Mineden kaçıyordu. Annem ve Nuran Hanım bizle birlikte dolaşmıyordu. İçtiğim kahveye odaklanmışken telefonumun titremesiyle sıçradım. Annem arıyordu. "Gelinlikçideyiz hadi hemen gelin! "dıt dıt dıt.. Kapattı.. Tamam cimri olunurda bu kadar olmaz yani! Mineye olanları anlatıp masadan kalktım.Gelinlik dükkanına girdiğimde adeta gözlerim kamaştı. Evet! İşte orda,annemin elinde duruyordu hayalimdeki gelinlik. Küçükken anlatırdım hep anneme. Kenarlarında dantel işlemeler olsun, dekoltesinin üstünde inci taneleri.. Ve bir fiyonk olsun önünde anne,üstünde simleride olsun ama! Gözlerim dolmuştu hatırlayınca. Anneme minnet dolu gözlerle baktım.Sevgiyle kollarını bana açtı. Hiç düşünmeden kendimi o kolların arasına bıraktım.. Yarın evleniyordum..18 Şubat! Beyaz kar kristallerinin arasında hayalimin gelinliğiyle, kaderimin yazıldığı gün.. 18 Şubat...
Canlarııım.. Yine ben.. Yarın düğün olacak.. Hadi hayırlısı.. Bomba gibi bir haber veriyorum size.. Medyadaki Damla ve onun sesi.. Ece Mumay =Damla Akay... Bu sayede hem sesini dinlemiş hem de onu yaşamış olursunuz.. Öpüldünüz..Vote ve yorumu unutmayalım :-)

İTİCİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin