Şaşkın gözlerle ona baktım, gülümsüyordu.Kalbimde yine öküz tepiniyordu. Birkaç kafa haricinde,kafalar bize çevrildi. Biraz ürkmüştüm, bunlar beni çiğ çiğ yer.Ne kadar masum bakışlar atsam da, bana tek kaşını kaldırarak bakan kızlara masum bakışlarımı atamazdım. Cenk'e bakmadan Rüzgar'ın yanına oturdum. Rüzgar da şaşırmış gibiydi. Yanına yerleştim ve gülümseyerek:
"Merhabaaaa!"
dedim a'ları uzatarak. O da bana gülümsedi ve dostça selam verdi.
"Rüzgar kalk ordan!"
"Abi, ön boş!"
"Kalk dedim lan kalk!"
Benim yüzümden azar da işitmişti. Lanet olsun Cenk!Yavaşça yanımdan kalkıp ön sıraya geçti.
Yanıma hayvan gibi yayılan şahısa baktım. O sırada kapıdan giren Mine dikkatimi çekti.Ağlamış mıydı o⁉
"Kalkar mısın, gitmem gerek! "
"Hayır!"
"Senden izin isteyen yok!"
"O zaman kalkar mısın değil de kalk derler!" Bilmiş...
"Kalk!"
"Ya burdan hiç çıkamazsın, ya da beni uğraştırmayıp ben otururken geçebilirsin!"
"Başka seçeneğim yok öyle mi! Son kez insan gibi soruyorum kalkıyor musun!?"
Sınıf bizi izliyordu...
"Sana son kez insan gibi cevap veriyorum, hayır!"
"Bunu sen istedin!"
Sıranın üzerine çıkıp yere atladım.O sırada da fısıldaşmalar, gülüşler oldu.
"Millet, deprem mi oldu ya?!"
Bu ukalaca soruyu kim sorabilir? Çok zor demi..
"Fay hattının üzerinde senin gibi bir ayı varken imkansız! "
Peki bu kapak lafı kim sokabilir?Tabikide Damla.. Sınıftan bir ses koptu;
"Uuuuooooyyyyyyşş!! Bu lafın altında kalıcağıma gider, Nurella'nın altında kalırım, yalnız kız iyi laf soktu abi yaa.. "gibi sözler.. İnsanları dış görünüşüyle yargılamaları iğrenç bir şey! Hepsi Cenk'in bir bakışıyla çenelerini kapadılar.....Pislik..Egoist..
"Fay hattının yerinde olmayı çok istediğini biliyoruz ikimizde!"
"O fay hattının yerinde olmuş olan çok kişi var zaten, ben eksik kalayımda sarsıntı yapmasın dengesizlikten!"
Milletçe alkışlıyoruz Damlayı..
Bir zamanlar derdi olan Mine hayretle gözlerini bize dikmiş, film izliyormuş gibi bizi izliyordu.Yanına yerleştim Mine'nin. Yeni boyattığı kızıl saçlarını geriye attı.
"Damla, bi-biz.."
"Noluyo Mine?!!"
"Gidiyoruz.. "
Ne!! Ne!! Ne!!!!
"Ne demek gidiyoruz?!!"
"Babamın tayini çıktı Damla, Antalyaya..."
Göz yaşlarım akmaya başlamıştı bile! O benim can dostum, içine girdiğim bu savaşta bana tek desteği veren giderse ne olur!? Bu savaştan, ölü bedenim çıkar!
"Gitme, gidemezsin, bırakmam seni!"
Hıçkırıklarımı tutamıyordum.
"Ne zaman taşınıyorsunuz!?"
"Haftasonu."
"Bana bak, eğer buluşmadan gidersen gözlerini oyarım senin!"
Tebessüm etti.. Kalan için mi zor,giden için mi?
İtici bir dershanenin,lanet gününün bitmesi için dua etmeye başladım..
---------------------------______-------------------------
~Haftasonu~"Sen bizim evin orada ki parka gel Damla,ordan gideriz alışveriş merkezine."
"Anlaştık, hadi çabuk ol, ben evden çıkıyorum şimdi."
"Tamam canım öptüm. "
Kapattı telefonu.. Siyah bir pantolon ve üstünede pudra pembesi gömleğimi giydim. Saçlarımı tarayıp, güzel bir topuz yaptım. Hafif bir makyajla tamamdır!Evden çıktığımda Mine'yi arayıp yolda olduğumu söyledim. Nihayet gelmiştim. Parkta bir banka oturdum. Koşa koşa geldi Mine. Beyaz, püsküllü bluz ve dar kotuyla çok güzel olmuştu. Ayağında en sevdiği kahverengi çizmeleri vardı. Sarıldık..Aynı anda çok güzel olmuşsun diyince, kıkırdadık tabi ki.Yarım saat sonra gelmiştik.Minenin yükseklik korkusu vardı. Bu sefer kural tanımayacaktım. Lunaparka zorla sürükledim. Jetonlarımızı aldıktan sonra eğlence başladı..
Minenin korku dolu anların etkisiyle bana sövdüğü o anlar...
Gondol, çarpışan arabalar ve daha bir çok şeye bindik. Dinlenmek için oturduğumuz koltukta Mine telefonunu alıp bir selfie çekti. Sosyal medyada paylaşacakmış. "Beni de bindirdin ya gondola, helal olsun sana Damla! " diye durumunuda paylaştı.Aşağıya inip gezmeye başladık. Mine eline, siyah,lacivert,pembe gibi tişörtler alarak denemeye başladı.
"I -ıh bu çok açık, bu çok gösteriyor ıyy bu iğrenç!"
En sonunda pembe tişörtü beğendi.Kendine aldığı şeyi hediye paketi de yaptırdı!Çatlak yaa! Bende ayıcıklı çorap aldım. Napıyım, çok seviyorum böyle şeyleri!Porselenlerin olduğu yere gidip direk mumların olduğu bölüme koştuk. Bir mum gözümüze çarptı. Yaban mersini aromalı!!Paketi alıp içindekileri bölüştük. Üç tane bana,üç tane ona. Deodorantları satış görevlilerinden gizlemeye çalışarak sıktık. Her çeşidinden deniyorduk! Emin olun bunu herkes yapmıştır. Çilekli bir vücut spreyi ile babylips arasında kararsız kaldım. Minenin önerisiyle spreyi aldım. Bir süre daha dolaştıktan sonra dışarı çıktık. Minenin evinin önünde ki parka geldiğimizde biraz oturduk..
"Bana bak, orda ne b*k yediysen her şeyini bana anlatacaksın, aşklarını, arkadaşlarını,başına gelen olayları, her bir haltı anlatacaksın Mine!"
"Keşke daha fazla vakit geçirseydik önceden.. "
"Belki beni unutursun, ama unutursan var ya gebertirim seni!"
"Sen benim aklımda hala biriciğimsin şapşal, ne unutması, güçlü olacaksın, güçlü!"
Göz yaşlarımı saldım..
"Kalan için mi zor, giden için mi?!" diye sorduğunda;
"Giden pılını pırtısını toplayıp gidiyor be abi.. Burayı gördüğümde,seninle vakit geçirdiğim her yeri gördüğümde anılarım sarsılcak benim. Kalan için daha zor... "
Ağladık, yeniden görüşmek için bir söz verdik birbirimize. Ayrılık yolu gözükmüştü..
İki can yoldaşının yollarını ayırdığı vakit gelmişti.. Son kez sarılıp ters yöne adımlarını attılar..BluesBerries belki sana bölüm bir şeyleri hatırlatıyordur..
Bölüm geç geldiği için özür dilerim. Mine ve Damlanın başından geçen bu olay yaşanmıştır..Sizi seviyorum. Medyadaki Mine.. Holland Roden.. Bölüm şarkısı çok güzel oldu. Ece Mumay --Gidiyorum yolcu et.. Melike'ye ithaf ediyorum bu bölümü.. Karakter bulmama yardım ettiği için..
Mutlu kalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İTİCİ
RomanceDamla,babası yüzünden hayal kurmayı unutan, satılığa çıkarılmış,evliliğe mahkum edilmiş, platonik aşık bir kız.. Cenk,egoda tavan yapmış Damla'nın ulaşamayacağı haram bir hayal.. Rüzgar,ikili oynayan bir piyon.. Burçin ise bu oyunun devamını geti...