''Sinem, yatakta kan var diyorum!''
''Ada dur panik yapma, belki şey olmuştur.. Şey.. Bacağını falan çarpmışsındır, kanamıştır.. Hemen şey yapma yani..''
''Sinem hiç bir şey hatırlayamıyorum, ama eminim ki ..'' Vee yine musluklar açıldı. Gücümü kaybedip yere çöktüm.
''Ada saki..'' daha fazla dinlemek istemedim ve telefonu kapattım. O da en azından benim kadar ne olduğuna emindi.
Çoğu kız belki bu durumda tanımadığı bir erkekle yattığına üzülür yada bir erkekle yattığına ama beni yıkan tek şey babama ihanet etmiş olmamdı. 5 senemi verdiğim, deli gibi sevdiğim erkekle birlikte olmaktan fellik fellik kaçarken bir daha 24 saat bile tanımadığım bir adamın koynuna girmiştim.
Şimdi ne olacaktı? Hadi sonra başa gidelim, sinemaya falan gidelim mi diyecektim ?
O an içimi bir panik sardı. Ya hala evdeyse?
Bir yanım dün gece ne olduğunu, bu noktaya nasıl geldiğimi merak ediyor; diğer yanım ise utançtan yüzüne bakamayacağımı biliyordu.
Ama bunların hiç biri gerçeği değiştirmiyordu.
Ben. Babama verdiğim küçücük bir sözü tutamamıştım.
Azgın bir sürtük değildim. Bacaklarımı önüme çıkan ilk erkeğe açmaya hevesli de değildim. O zaman nasıl olmuştu bu.
Kendimi kastığımı fark ettim. Titremeye başladım, artık ağlamak istemiyordum. Sadece bunların hepsinin bir rüya olmasını istiyordum.
Rüya.
Rüya?
''Yakında öğreneceksin, çok az kaldı Ada'm..
Hay ben gördüğüm rüyayı...
Keşke öğrenmeseydim kim olduğunu.
Duyduğum sesle irkilerek arkama baktım.
''Sen hala burada mısın ? Ben gitmişsindir diye tahmin etmiştim.'' Yatağa doğru bakıp yüzünü buruşturdu. Allah'ım gerçekten çok yakışıklı. Nutkum tutulmuştu, cevap vermeden oturduğum yerde karşımdaki afeti incelemeye başladım.
Saçlarının rengi tıpkı kumsaldaki kumlar gibiydi.Gözleri de uçsuz bucaksız bir deniz gibi. Yüzü o kadar bebeksiydi ki. Belki normal bir durumda olsaydık gerçekten ondan etkilenebilirdim. Üstünde dar bir siyah kot ve bol bir beyaz tshirt vardı. En azından yakışıklı birisi belki değmiştir diye düşündüm.
NE DIYORUM BEN.
''Gözlerinle ırzıma geçmeyi sürdüreceksen söyle. Çok vaktim yok ve bir cevap istiyorum.'' Nasıl bu kadar ruhsuz ve soğuk bir sesle konuşmayı başarabilliyordu ? Yani sonuçta..
''B..Ben yeni uyandım da.. Şey.. Hi..Hi.. bir şey hatırlamıyorum..'' Güzel. Şimdi de sapık artı kekeme olduğumu sanacaktı.
''Dün gece ilk defa bara gelmiş ergen kızlar gibi içtiğin için olabilir.'' Yüzünde en ufak bir tebessüm yoktu. Sadece rahatsız bir ifade vardı. İstenmediğimi anladım. Ve bu durum gerçekten gururuma dokunmuştu.
''Dün gece.. Imm.. Ş..''
''Evet.''
''Ama ben..''
''Altıma girmek için kıvranırken, bakire olduğun detayını atlamışsın, güzelim.'' BEN. MI ?!
''Sözlerine biraz dikkat etsen diyorum ?! Emin ol biraz kendimde olsam değil koynuna girmek, rüyana bile girmezdim, GÜZELİM.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ezkaza
Teen Fiction24 yaşında, hayatı boyunca gururu ve kendi doğruları için savaşmış bir kız, Ada.. Ve karanlık, puslu bir gece. Sözlerin, gururun, onurun unutulduğu puslu bir gece. Hayatını babasına verdiği bir söz üzerine kuran Ada'nın hayatı tek bir geceyle değişi...