Hayatımın en güzel doğum günüydü. Babam yanımda olmasa da sevdiğim herkes yanımdaydı. Ve bana en güzel hediyeyi Sonat vermişti. Bebeğimizin babası olacaktı. Ve artık her şeyin yolunda olacağına emindim. Sanki bütün vücudumda kelebekler uçuşuyordu. O kadar mutluydum ki, yağmurun ıslattığı bedenim üşümüyordu bile. İçim sımsıcaktı. Sonat'ın kolları şefkatle beni sarıyordu. Daha ne isteyebilirdim ki?
''ADAAAA!!!! MANYAK MISINIZ İÇERİ GİRSENİZE HASTA OLUCAKSINIZ!!!''
Pelin'in sesiyle ikimiz de kıkırdayarak birbirimize baktık.
Sonat karnımı okşayarak'' Pelin haklı Ada, bebeğimize de sana da bir şey olmasını istemem.'' Dedi.
Ahh ne kadar da tatlı. İşte benim müstakbel eşim.
Parmaklarını parmaklarıma kenetleyerek beni eve doğru çekti.
Herkes bize bakıyordu ve bu biraz da utanmamı sağlamıştı.
''Ay Peyruze şuna bak kıpkırmızı oldu hahahyt, çocuğu yaparken de utandı mı acaba?'' Anneannem fısıldadığını sansa da, bir sağır sultanın duymadığı kalmıştı.
''Anne çok ayıp ama, Ada duyacak şimdi.''
''Bu yanındaki bebeğin babası mı?''
''Anneanneciğim seni duyabiliyoruz, hepimiz.''
''Ve evet efendim, ben bebeğin babasıyım. Kısa bir sürede de Ada'nın eşi olacağım.''
Odanın ortasına meteor düşse kimse bu kadar şaşırmazdı. Herkesin ağzı açık bize bakıyorlardı.
''Sonat anneannemle dedemin kalbi var, böyle pat diye söylenir mi?''
''Ben bir an.. Ne bileyim..''
Buna en çok şaşıran kişiyse şüphesiz İlker'di.
İLKER.
Sonat'ın ondan haberi yoktu ve onu fark ettiği an kıyametin kopma olasılığı oldukça yüksekti.
Herkes teker teker bizi öpüp tebrik etti. Annem yine muslukları açmıştı. Tabii bu sefer sevinçten.
Sıra İlker'e geldiğinde kalbim ağzımda atıyordu. Kavga çıkmaması için bildiğim bütün duaları okuyordum.
İlker bize yaklaştı ve..
''ADA? BU NE DEMEK ŞİMDİ?'' Ve Sonat yine bağırmıyor adeta kükrüyordu.
''Sonat.. İ-İlker benim a-arkadaşım.. Ş-şeyden..Iıı.. Yazlıktan..''
Sonat öfkeyle bir bana bir İlker'e baktı. Ama İlker'in yüzünde en küçük bir nefret belirtisi yoktu. O sadece Sonat'ın onu affetmesini istiyordu.
''Sonat, lütfen gel konuşalım.''
''Ne konuşacağım seninle ha? Sevgilimi nasıl ayarttığını mı?''
Sevgilim.. Bahar.. Bu söz gerçekten canımı acıtmıştı. Daha birkaç dakika önce hayatımın en mutlu anını yaşarken, eski sevgili gerçeği bir tokat gibi yüzüme çarpmıştı.
Sonat'a evet derken bunları hiç düşünmemiştim. İlker'in dediklerini de.. Evet, Sonat bana değer veriyor olabilirdi. Fakat bana Bahar'a olduğu gibi aşkla, tutkuyla bağlı olduğunu düşünmüyordum. Bahar'a hiçbir zaman bana davrandığı gibi davranmadığına emindim. Ve Sonat'ın ölü ilk aşkıyla aşık atabileceğimden de gerçekten emin değildim.. Aklımda çok fazla soru vardı ve ben buna rağmen bir saniye bile düşünmeden Sonat'a evet demiştim.
Sonat'a aşıktım, bununla ilgili hiçbir şüphem yoktu. Fakat onu doğru dürüst tanımıyordum bile. Normal flörtler gibi bir sinemaya gitmişliğimiz ya da doğru dürüst vakit geçirmişliğimiz bile yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ezkaza
Teen Fiction24 yaşında, hayatı boyunca gururu ve kendi doğruları için savaşmış bir kız, Ada.. Ve karanlık, puslu bir gece. Sözlerin, gururun, onurun unutulduğu puslu bir gece. Hayatını babasına verdiği bir söz üzerine kuran Ada'nın hayatı tek bir geceyle değişi...