Karşımda duran Perrie bir saattir yemekte kararsız olduğum bi kaşık makarnayıda zorla yutmama sebep olmuştu.Perrie bir sandalye çekmiş Zaynin yanına oturmuş ona kene gibi yapışmış ve resmen bana zafer bakışlarını atıyordu.Gözüm Zaynin olduğu yere kayınca o ifadesiz anlamsız ve ciddi duruyordu.Kalp atışlarımın yavaşladığını ve kalbimin tam ortasının ağrıdığını hissettiğim zaman masadan kalkmak zorunda kaldım .Roza Teyzeden izin almak için ona yöneldim.
"Ben biraz çıkıcam müsaadenizle.Herkese afiyet olsun."
Roza teyze bana şüphe dolu bakışlarını yollamaya devam ediyordu.
"Kızım daha bi kaşık zar zor yedin.Doyduğuna eminmisin."
Gözlerimi dolu bi şekilde başımı eğdim ve boğazımdaki kalın düğümü çözmeden dışarı çıktım.L.A ye yeni gelmiştim ve burda hiçbiyer bilmiyordum.Hiç bilmediğim bi sokakta yürümeye başladığımda gökyüzünün yavaşça karardığını farketmiştim.Çiftlerin takıldığı bi sahil görünce hemen oraya yönelip büyük bi kayanın üstüne oturdum.Kenardaki taşları elime alıp sırayla suya fırlatırken tam arkamda bi nefes hissettim.Arkama aniden döndüğümde marul kafa Harry den başkasının olmadığını anladım.
"Korkuttun marul."
Pişkince gülümseyip hiçbirşey olmamış gibi yanıma oturdu.
"Sakin ol şampiyon ben sadece senin nasıl olduğunu merak ettim."
"Yol boyunca beni takip etmediğine eminmisin." Gözüm hala suyun en derinlerindeydi.
"Başına bişey gelmesinden korktum sadece olan bu."
"Beni kimse önemsemez Marul.Özellikle en sevdiğim ve güvendiklerim."
Son dediğimi bastırarak söylemiştim.Oda bu dediğimi anliycakki gözlerime bakarak konuşmaya başladı.
"Zayn Perrie ye gerçekten aşık değil.Şirket sözleşmesi var."
"Bana açıklamak zorunda değilsin.Ondan nefret ettiğini bana defalarca söylemişti.Ben Zaynie nin hayatında başka birinin olduğunu kabullenerek kabul ettim stilistlik teklifini.Ama bu kişi Perrie olunca canım koptu.Başka biri olsaydı belki bu kadar acımazdı."
Gözlerim dolmuş ve boğazım yeniden düğümlenmişti.İşaret parmağımın tersiyle gözümden aşşağı süzülen damlaları sildim.Harry beni izleyip teselli vermeye çalışıyodu.
"Hey Pırasa.Bu kadar sulu göz olmak yok."diyip bana sıkıca sarıldı.Şuan bana iyi gelicek tek şey belkide sarılmaktır diyip Harry nin iri vücudunu kollarımla sardım.Başımı boynuna yaslamıştım.Ama bu daha çok ağlamama engel değildi.Harry yüzüme bakıp gözyaşlarımı sildi.
"Bugün ağlamak yok hanımefendi.Böyle güzel bi hanımefendiye ağlamak yakışmıyor ayrıca."
Hafifçe gülümsedim.Tabi yapmacık bi gülümsemeydi bu.İçimde ne fırtınalar kopuyo ne dalgalar savruluyordu bunların hiçbirinden onun haberi yoktu.
Marul kafa aniden ellerimden tutup ayağa kaldırdı.
"Paparaziler gelmeden gitsek iyi olucak." dedi alaycı bi tonla.
Elimi geri çekip yanında yürümeye başladım.
Sessiz sakin bi sokağa geldiğimiz zaman ürperdim Harry hafifçe kikirdeyerek önümü kesti.Ben korkup geri çekildim.
"Sakin ol tecavüz etmiycem"
Omzundan itip dil çıkardım.
"Şuan tecavüz ediceksin diye çok korktum Marul."
İkimizde gülüp ilerlemeye devam ettik.Bar diye tahmin ettiğim binanın arka kapısından içeri girdiğimizde Harryden asla tahmin edemiyceğim bi yere gelmiştik.
Harry ve buz pateni iki alakasız şeydi.
Paten ayakkabıların olduğu odaya girdiğimizde bana yönelip sordu..
"Ayakkabı numaran kaç?"
"38"
"Harbiden o kadar minikmi o ayaklar yaa yazıııık :D" Kikirdemeye başlamıştı.Bende gözlerimi devirerek yumruğumu sıktım.
"Ayaklarım küçük olabilir ama yumruğum için aynı şeyi söyleyemiycem beyfendi"
Harry ellerini yukarı kaldırdı. "Tamam sinirlenmeye gerek yok bayan.Buraya paten yapmaya geldik."
"Hayatımda hiç paten yapmadığımı söylesem."dedim.Evet hayatımda hiç paten çünkü bana göre birşey değildi.
Harrynin benim ayak numarama uykun paten ayakkabı aramasına başlamasıyla karşısındaki minik puf koltuğa oturdum ve onu bekledim.
"38 numara tamamdır buldum" diyip ayakkabıları önüme getirdi tam elinden alıcakken buna engel oldu.
"Boşuna kalkma ben giydiririm" diyip ayakkabımı çıkardı bende ayağımı uzatıp etrafı izlemeye koyuldum.
Ardından yüzüme bakıp ekledi "Ayrıca merak etme ben sana paten öğretirim."
Paten ayakkabılarımı giydirdikten sonra kendide giydi ve beraber buz pateni alanına gitti.İtiraf ediyorum yere kapaklanmaktan tırsmıştım.Ama Harry elleriyle elimi kavradığı için düşme ihtimalimin daha aza indiğini farkettim.Harry karşımı geçip öteki elimide tuttu ve konuşmaya başladı.
"Şimdi dengede durmaya çalış ve yavaşça ilerlemeye çalış."
Harry hafiften ellerimi serbest bırakıp dengede durmamı sağladı.Yavaş yavaş ilerlerken gurur dolu göğüsümle sanki bin yıllık patenciymişim havalarına girdim.İçimden bu kadar hava yeter yoksa rezil olucaksın diyip duraksadım.Harry gayet güzel paten yapıyordu.Harry gibi olabilmem için sanırım on yıl ders almam gerekirdi.Harrynin yanında yavaşça gelip tökezlememek için kolundan tuttum.
"Beraber ilerleyelimmi" diye teklif etti kafamı evet anlamında salladım ve Harry ilerliyor bende ardından gelmeye başlıyordum.Harry e çevredeki kızların yiyici bakışları etkili olucakki nazar değdi ve aniden yere popo üstü düştü.Tabi bende ona güvenip koluna tutunduğum için bende yere kapaklanmıştım.
İkimizde sızlanıp ağlamak yerine kahkahalarla yerden kalkmaya çalışıyorduk ama yeniden ve yeniden yere düşüyorduk.Telefonumun çalmasıyla ortamdaki gülüşmelerde kesilmişti.Telefonu arayanın kim olduğuna bakmak için aldığımda ekranda bilmediğim bi numara yazıyodu.Numara ne kadar tanıdık gelsede bende ekli değildi.Telefonu açıp kulağıma götürdüğüm anca Zayn in sesi kulaklarıma doldu.
"Ashley nerdesin sen söylermisin?"
Telefonu direk Harry e uzattım ve toprlanıp ayağa kalktım.
Hadi ama Zayn gerçekten nerde olduğumu merak ediyomuş gibi konuşmayı kesmelisin.
Tabi bunu sadece içimden söyleyebildim.
Harry telefonu alıp kulağına götürdü. "Alo? Tamam Zayn o benim yanımda merak etme geliyoruz.Görüşürüz."
Harryi yerden kaldırdım ve tahmin ettiğim gibi bi mutlu olduğum an da yarıda kesilmişti.Alışılmadık bişey değildi bu benim için....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUST FRİENDS
RomanceBİR YANDA HAYATIN BÜTÜN DARBELERİNİ YEMİŞ ZAVALLI KIZ ASHLEY ÖTEKİ YANDAN KENDİSİDE HAYATI GİBİ KARANLIK VE GİZEMLİ OLAN ZAYN. İKİSİDE BİRBİRİNDEN HABERSİZ, İKİSİDE ACIMASIZ, İKİSİDE TAM Bİ İNATÇI, TANIŞMALARI İSE TAM Bİ TESADÜF. AŞIK OLMALARIDA ÖYL...