Everything's Gonna Be Alright.

41 1 0
                                    

TAYLOR

Alex kapıyı sertçe kapatıp arkasına bile bakmadan eve yürümeye başlamıştı. Onun cidden psikolojik sorunları olduğunu düşünüyordum. Bir saat iyi davransa, ruh halinin tekrar değişmesi birkaç saati bulmuyordu. Onunla nasıl uğraşacağımı bilmiyordum. Lanet olsun.

Ayrıca, Alex haklıydı. O da tıpkı Chris gibi bir katildi. Belki de daha kötüsüydü. Bir katilin sizi yakalamasını istemiyorsanız, daha kötü bir katilin kollarında daha güvende olurdunuz. İşte şuan için hayatım bundan ibaretti. Ama Alex'in bana zarar vereceğini düşünmüyordum. Yada verir miydi?
Bütün bunları boşvererek, arabanın kapısını açıp dışarı çıktım.

Dışarı adımımı atmamla birlikte iki tane koruma yanımda bitmişti. Umursamayarak kalabalığın arasına karışıp eve doğru yürüdüm. Yine insan kalabalığının arasındaydım. Bu bizim 'kafa dağıtma' yöntemimiz sayılırdı. İçki içen, sallanarak dans eden, birbirinin dili birbirinin ağzında olan, uyuşturucu kullanan gençlerin arasında olmak. İlginç. Gerçekten ilginçti. Bazen buraya ait olmadığımı düşünüyordum. İstediğim her şeye sahiptim ama yine de bir şeyler eksik kalıyormuş gibi hissediyordum bazen.

Kalabalık evin arasında Alex'i bulduğumda, evin diğer taraflarına kıyasla daha az kalabalık olan bir yerdeydi. Alex, Michael'ın yanında uzunca bir koltuğa oturmuş masada duran içkisini yudumluyordu.
Oraya doğru ilerleyerek yanına oturdum. Arabadan çıkarken ki öfkesi azıcık olsun dinmiş gibiydi.

Michael beni görünce şaşkınlıkla baktı. "Vay canına," dedi. "İlk defa benim partilerimden birine geldin."

Alex istifini bozmayarak, "Benimle birlikte," dedi.

Michael hâlâ şaşkınlıkla öylece bakıyordu. "Evet," diye mırıldandı. "Bunu görebiliyorum. Başka türlü olacağını düşünmemiştim."

Tam olarak ne demek istediğini anlamasamda hafifçe gülümsedim. Michael'ı birkaç kez Ashley'nin partilerinde görmüştüm. Onun haricinde pek yakın olduğumuz söylenmezdi. İyi bir insana benziyordu. Neredeyse hergün farklı yerlerde parti düzenlediğini duymuştum bir keresinde.

Michael, Alex'e dönerek, "Uzun zamandır seni de göremiyorum," dedi elindeki içki bardağını Alex'e doğru sallayarak.

Alex başını salladı. "İşlerim vardı."

Tek kaşını kaldırdı. "Ne tür işler?"

Alex, "Senin meselen değil Michael," dedi net bir şekilde.

Ağzımı açmadan birkaç dakika boyunca öylece oturmaya devam ettim. Alex bana bir içki bardağı uzatmıştı. Elime alarak, bir yudum aldım ve bardağı tekrar masaya yerleştirdim.

"Eric ile takıldığını duydum," dedi Michael bana bakarak. Eric'i tanıyor muydu?

Ben daha ağzımı açamadan, Alex, "Kimseyle takıldığı yok," dedi sert bir şekilde.

Alex'e aldırmayarak, "Eric'i nereden tanıyorsun?" diye sordum.

"Buralarda pek ünlüdür." Göz kırptı. Ünlü mü? Ne açıdan Eric buralarda ünlü olabilirdi ki?

"Nasıl yani?" diye sordum anlamsızca ona bakarak.

Michael cevap vermek yerine omuz silkti. Birkaç dakika sonra kucağına oturan kısa sarı saçlı bir kızla ilgilenmeye başlamıştı. Midemin bu görüntüyü kaldırmayacağını düşünerek başımı başka yöne çevirdim.

"Belki sen de benim kucağıma oturmalısın," dedi Alex gülümseyerek.

"Neden öyle bir şey yapayım?"

BAD CHOICEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin