Ceylan
Sabah Oğuzun kıpırdanmasıyla uyandım.
Yanımdan kalkmaya çalışıyordu.
''Ahh,kaşım!!''
Oğuz kalkmıştı yanımdan ama sızlanmamı duyunca koşturdu tekrar yanıma
''Ne oldu,bakıyım,kaldır kafanı''
Ağrıyla beraber inliyordum.
''Hadi revire gidelim iğne yapsınlar''
''Hayır,hayır,gerek yok
Gel yanıma''
Hemen yanıma geldi.
Omzuna başımı koydum.
Gülümsedim.
''Kızım sen çocuk musun?
Çişimi yapmaya gidiyordum''
Benim yanımdan gideceğini düşünmüştüm.
Dün geceden pişman olduğunu falan.
''Ne bileyim ben,gideceksin sandım'' dedim surat asarak.
Sarıldı tekrar.
''Seni bıraktığım falan yok asker
Bu çişi yapmam lazım,geliyorum''
Güldüm arkasından.
Geri geldi.
Sarıldı bana.
''Bu zamana kadar beklediğin için pişman mısın?''
Dedim.
Yani dün geceki öpüşünü gördüğüm zaman çok uzun bir süredir bunu istediğini anlamıştım.
Ben de farklı değildim.
İçimden bir oh çekmiştim.
Sonunda demiştim.
Beni iyice sardı.
Derin bir nefes aldı.
''Pişman değilim çok,
Eğer birbirimizi bu kadar çok beklemeseydik bu kadar güzel olmazdı''
Bi yerde haklıydı tabii.
İlk onu gördüğüm gün öpüşmekle ya da iki gün sonrasında öpüşmekle şimdiki oldukça farklıydı.
''Bugün seni gideceğiniz köye götüreceğim,
Olaylara yakından bakmak daha iyi olacaktır.''
''Köyle ne alakası var bizim pusunun?''
Gülümsedi.
''Olaylara parça parça bakılmaz asker.
Bütün olarak bakacaksın.
Gidince görürsün ne demek istediğimi.
Şimdi kalk kahvaltı için beni bekle.
Ortalık kalabalık olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
512
Action''Adın ne?'' ''Ceylan yazıyor dosyada'' ''Onu demiyorum kızım gerçek adın ne?'' ''Gerçek adım yok benim kodum var 512'' ''Hey Allahım, robot musun kızım sen ne kodu ne numarası, iyi Ceylan fazla bile sana '' Söylene söylene arabadan çıktı. Sabırlı o...