Sevdanın telsizden konuşmasıyla
Askerin önde tek başına gitmesini görmem bir oldu.
Resmen aklım çıktı.
Ona telsizde cevap verecek zamanım yoktu.
Refleks olarak dağa doğru koşmam bir oldu.
Ben koştukça bana doğru ateş açılıyordu.
Hayatımda belki de bu kadar hızlı koşmamıştım.
Askere bir şey olacak düşüncesi beni öldürüyordu.
Bir insan bu kadar operasyon bilincinden askerlik bilincinden uzak olabilirdi.
Çocuğa doğru nasıl koştuysam çocuk bir an korkuyla bana baktı.
Ayaktaydı çocuk bildiğin yürüye yürüye ölüme gönderiyordu çocuğu.
Üzerine atlamamla ikimizin birden düşmesi bir oldu.
Herkes durmuş bizi izliyordu.
Teröristler dahil.
Bi an ateş falan her şey durdu.
On saniyeliğine.
Düştüğümde çocuğun üzerinden kalktım.
''İyi misin asker?'' dedim.
Yerde debelenirken.
Çocuk eli yüzü toprağa bulanmış yüzüme baktı.
Üzerimize doğru hala kurşun geliyordu.
''İyiyim komutanım da neden böyle bir şey yaptınız?''
Kurşunlar yağmaya devam ederken çocuğun kafasını tekrar aşağıya bastırdım.
Göğsümdeki telsizi elime aldım.
''Sevda sen nasıl bir gerizekalısın
Çocuğu tek başına ölüme yolluyorsun?''
Arkama doğru kafamı döndüm.
Sevda malı hala bakıyordu.
''KORUSANA BİZİ''
diye bağırdım.
Hemen silahımı çıkarıp yattığımız yerden mevzi aldım.
Askere de yerde kalmasını söyledim.
Çocuk daha ne atlattığının farkında bile değildi.
Bulunduğumuz yer öyle boktan bir yerdi ki.
Çapraz ateşte kalmıştık.
Etrafıma bakındım.
Sığınacak bir kaya aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
512
Action''Adın ne?'' ''Ceylan yazıyor dosyada'' ''Onu demiyorum kızım gerçek adın ne?'' ''Gerçek adım yok benim kodum var 512'' ''Hey Allahım, robot musun kızım sen ne kodu ne numarası, iyi Ceylan fazla bile sana '' Söylene söylene arabadan çıktı. Sabırlı o...