512

Gül

Yüzüm mosmor olmuştu eminim ki.

O sırada arkadan bir ses duyuldu.

''Eksik söyledin Solo.

Oğuz komutan diyecektin'' dedi.

Oğuz sert adımlarla gelip ikimizin arasına şık bir oturuşla kuruldu.

Şuan düştüğümüz duruma şaşırmamıştı.

Aksine çok rahat gözüküyordu.

Şaşkınlıkla ona bakıyordum.

Solo'da daha büyük bir koz vardı.

Ve bu yüzden o da oldukça geniş bir ifade takınmıştı.

Neler oluyordu çözememiştim.

Solo konuştu.

''Oğuz komutan..

İlk gördüğüm anda anlamıştım seni.

Çözmüştüm.

Ceylana bakışların..

Onun sana bakışları..'' dedi lakayıt bir tavırla.

Yüzümü önüme eğdim.

Aşk saklanabilen bir şey değildi.

Hiç bir zaman da olmamıştı.

Oğuz ise bakışlarını adamdan çekmeden konuştu.

''Bunu ikiniz de anlamıştınız.

Sizi ilk gördüğüm anda ben de biliyordum hala devam ettiğinizi.

Fakat hesaplayamadığınız şey Ceylandı.

Onun bu kadar zeki olacağı aklınıza gelmemişti.

Toplantıda bunu gördünüz'' dedi sakin sakin.

Adam kafasıyla onayladı.

''Tabi gözünü korkutmak,aklını karıştırmak istediniz.

Benimle korkuttunuz.

Beni öldüreceğinizi söylediğinizde Ceylanın panikleyeceğini biliyordunuz.

Dediğiniz gibi de önce beni çağırdı yanına.

Plan mükemmel ilerliyordu.

Fakat Ceylana zarar gelemezdi.

O beyefendinin kızıydı.

Benimle gireceğiniz silahlı bir operasyonda o da olacaktı şüphesiz.

Onu geri plana çekmenin yolu da Cateline 'den geçiyordu.

Böylece Cateline'in oyunu başladı.

Gitti ve bacağına bıçağı sapladı.'' dedi son sözleri içini acıtarak.

Bense bunun bir plan olduğundan bile habersizdim.

Şuan Oğuz'un ağzından her şey mantıklı geliyordu.

Nasıl olmuştu tüm bunlar.

Tamamen uyuyordum.

Oğuz dişlerini sıkarak parmaklarını koltuğun başında gezdirdi.

''Şimdi Solo,

Sen benim kadınımın bıçaklanmasına göz yumdun.?

Sence ben senin kadınına ne yapayım?''

İçimden Ohaaa diye bağırmak geliyordu.

Cateline Oğuz'un elinde miydi?

Solo da bunu düşünmüş olacak ki.