Sinan amca.. O gerçekten çok iyi biri. Tabi aile içinde nasıl biri bilemem. Ama bana karşı, bize karşı çok iyi biri. Kötü söz ağzından hiç duymadım. Gözleri sevgiyle parlar her zaman. Her zaman babacan tavrıyla güler. Karakter olarak buz kütlesiyle alakası yok. Görünüş.. Evet biraz andırıyor ama annesine çektiğini tahmin ediyorum. Evet. Tahmin ediyorum çünkü eşini hiç görmedim. Ee buz kütlesini de daha yeni gördüğüme göre, annesiyle benzerlikleri kesinlikle var. Bu kadar yıl nasıl görünmeden yaşamış ki. Bunu bende istiyordum. Buralardan uzakta tek başıma yaşamak istedim ama beceremedim. Bir ara nasıl başardığını aklıma not ettim. Ayrıca sinan amcanın soyismi DEMİROĞLU. Ama buz kütlesinin soyisminin DEMİR olduğunu söylediler. Ah.. Gerçekten bu adam sinan amcanın oğlu olamaz. Belki de belki de bana kızım dediği gibi ona da oğlum demiştir diye geçirdim içimden ama çok geçmeden düşüncemi buz kütlesi çürüttü.
"Ani bir karar değişikliği ve şimdi burdayım. Hesap mı soruyorsun baba." baba kelimesine neden vurgu yaptı anlamadım. Zaten bu baba oğulu anlamadım.
"Tabiki hesap sormuyorum oğlum. Ama sevmezsin sen böyle ortamları diye merak ettim. Neyse tanıştırayım büyük oğlum Bo-" Sinan amcanın cümlesini kesen buz kütlesi oldu.
"İsmim Demir. Eğer tanışma fazlı bittiyse dans edebilirmiyiz?" dans edebilirmiyiz derken bana bakmıştı. Ve yine elini uzattı. Neden gerçek isminin söylenmesini istemiyordu ki? Düşünmekten vazgeçip elini tuttum ve ayağa kalktım. Dans edeceğimiz yere gelince durduk. İki elini de belime doladı. Bende mecburen iki elimi boynuna doladım. Nasıl bu kadar uzun süre gözlerimin içine bakabiliyor anlamıyorum. Ben de bakabiliyorum ama onun kadar uzun değil. Yine pes eden ben oldum ve gözlerimi sözlerinden çekip yere indirdim. Bu hareketimle belimde ki ellere sıkılaştı. Bu hareketiyle aramızda zaten az olan bir mesafeyi sıfıra indirdi. Nefes alıp verirken vücudumuz birbirine değiyor ve bu hiç de iyi bir şey değil.
"Sessizsin." sanki daha önce beni konuşurken çok görmüştü. Neyse dedim. Bu gün cesaretten yana oyniycam.
"Gerçek ismin ne?" Evet. En çok merak ettiğim soru. Bu gün cesaret.
"Demir." Daha fazla soru sorma der gibi söylemişti. Ama dediğim gibi bu günü cesaret ilan ediyorum.
"Gerçek isminin demir olmadığını biliyorum. Gerçi olsaydı da seni iyi yansıtırdı ama değil. Söz aramızda kalır." çenesi kasıldı. Sinirlendi..
"Seni kendime o kadar yakın hissetmiyorum. Herhangi bir kızsın işte." İşte bunu demiycekti. Beni tanımadan benim hakkımda yorum yapmiycaktı. Hem en çok nefret ettiğim şey hemde onun çevresinde ki kızları az çok tahmin edebiliyorum. Beni onlara benzetmesi çok sinirimi bozdu. Gözünün içine Son kez duygusuzca bakıp ellerimi göğsüne indirdim ve ittim. Bu hareketimi beklemediği için belimde ki elleri çözüldü. Tam arkamı dönüp gidecekken. Kalbim beni durdu. Ve kalbimin dediklerini dile döktüm.
"Ah.. Farkın olmadığını bana çok güzel gösterdin. Seni diğer erkeklerden farklı sanmıştım. Ama sen onlardan da adisin. Beni tanımadan benim hakkımda böyle iğrenç yorumlarda bulunamazsın." diyip yanından ayrıldım. Hava almaya ihtiyacım vardı. Bu yüzden ayaklarım beni terasa yönlendirdi. Terasın kapısı ortadaydı. Sol tarafa doğru ilerledim ve en sonunda durup korkuluğu tutundum. Derin, derin nefesler alırken kendimi daha iyi hissettim. Gerizekalı beni nasıl o iğrenç kadınlara benzetirdi ki? Ben daha ilk öpücüğümü bile vermedim. Nasıl bekaretimi önemsemediğimi düşünür. Ah.. Çıldırıcam. Ensemde bir nefes hissettim ve sonra arkamdan belime dolanan kollar. Beni kendine çekti ve hareket etmemi engelledi. Tabi ki buz kütlesi başka kim olacak. Kokusundan tanıdım. Çok farklı.. Kendine has erkeksi kokusu toprak kokuyordu ve buna eşlik eden sigara kokusu. Ama hiç bir koku onun kendine has kokusunu gizleyemez. Çenesini sağ omzumun üstüne koydu. Ve..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevilmek
RomantikHer insan sevebilir ama her insan sevdiği kişi tarafından sevilmez. Sevilmek ne demek hiç tatmamış iki kişi.. Sevgiye inanmayan bir adam, Boran.. Sevilmeyi hiç tatmamış bir kız, Almila..