Bölüm/5

61 8 0
                                    

Kararlar. Hayatta bir çok karar alırız. Bazıları gerçekten doğrudur. Fakat bazı kararlar ise hayatını alt üst eder. Dün ölümü hissettim. Eskiden ölmeyi çok isterdim. Hatta düne kadar hala ölmeyi çok isterdim. Yaşamak bana göre değildi. Beni istemeyen insanlarında yanında yaşıyordum. Ve bu bana kendimi sığıntı gibi hissettiriyordu. Dün ölüyordum.. Bu berbat bir duyguydu. Ne kadar çok ölmek istesemde, ölümü hissedince düşüncelerinden vazgeçiyor insan.

Yeni kararlar aldım. Artık değişmem gerekiyordu. Ben bile kendimden nefret ederken başkalarının beni sevmesini bekleyemezdim dimi? Değişime ilk ayrı eve çıkarak başliycam. Onların yanında sığıntı gibi hissetmektense. Bir ev tutup kendi hayatımda özgür yaşayabilirim. Evet.. Kesinlikle yarın ev bakmaya başliycam.

İkinci kararım ise.. Saçlarımı kestiricem. Tamam çok kısa yapmiycam ama en azından bir miktar kesicem. Sonuçta yeni bir hayata başlıyorsam eğer yeni bir almila olmalıyım.

Ve.. Son kararım.. İşte bu en zoru. Değer verdiğim kişilere iyi davranıcam. Duygularımı onlara belli edicem. Sadece onlara gülücem ve konuşucam.. Bu gerçekten benim için zor olmamalı ben güçlü bir kızım. Başarmalıyım. Başarırım.

Göz kapaklarımı gene zorladım ama başaramadım. Kendime geldiğimi hissettiğimde, karnımın üstünde bir ağırlık hissettim. Ve saçlarımın üzerinde bir nefes.. Burnuma gelen koku sayesinde hastanede olduğumu ve şu an bana sarılan kişinin buz kütlesi olduğunu da anlamış bulunuyorum.

Gözlerimi tekrar zorladım ve bu sefer zafer benim. Boğazımda ki yumruyu yok etmek için bir kez yutkundum. Yutkunmamla birlikte ağzıma ilaç tadı geldi, bu durum yüzümü buruşturmama neden oldu. Buz kütlesi sağ tarafımda sıkışmış bir vaziyette yatmaya çalışmış. Gözlerimi devirdim.

Sağ tarafıma dönmek için hareket ettiğimde bana yardım. Şu an yüz yüze bakıyorduk ve aramızda yok denecek kadar az bir mesafe var.

"Bir şey istiyor musun?" dedi.

"Su. Hiç fena olmaz." yine istem dışı yüzüm buruştu. Yanımdan hemen kalkıp, küçük buz dolabının yanına gitti. Bir şişe su çıkartıp bana uzattı. Kapağı açmasını bekledim. Bir süre sonra anlayıp kapağı açıpta uzattı. Alıp bir kaç yudum aldım. Ağzımda ki tat biraz daha iyi hal aldı.

"Bir şey sorucam. Arkadaşlarım.. Nerde?" Şu an bunu ciddi anlamda merak ediyordum. Odada olmadıklarına göre dışarda bekliyor olabilirler ama onları en son çok kötü gördüğüm için daha çok merak ediyorum.

"Saat gece üç buçuğa geliyor. Yani kızlar annelerine ne dediyseler izin alamadılar. Onlar evde, erkekler ise hastanenin cafesinde kahve içmeye gittiler. Gelirler birazdan." Doğu.. Gizli gizli ağlamıştır bilirim.

"Anladım. Teşekkür ederim yanımda kaldığın için. Bir de babam o burda mı?" burda olduğunu hiç sanmıyorum ama bir ihtimal dedim kendime. Sadece bir ihtimal.

"Doğu telefonda hastanede olduğunu söyle-" cümlesini kesen kapının açılması oldu. Beni gören erkekler 'çok şükür uyanmış.' diyip yanıma geldiler. Doğu sağ tarafıma oturup elimi tuttu. Emre sol tarafımda, göktuğ ise ayakta kalmayı tercih etti.

"Almila'm, canım benim iyimisin? Bir şey istiyor musun?" doğu.. Dediğim gibi gözleri kızarıktı.

"Doğu. İyiyim. Bir şeyde istemiyorum. Babam. Konuşmuşsun, ne oldu" doğunun çenesi kasıldı. Ve arkasına dönüp buz kütlesine baktı. O burda diye anlatmak mı istemiyordu?

"Doğu, anlat. Gizli saklım yok."

"Aradım. Olanları yüzeysel anlattım belki gelir diye, bıçaklandığını ve ameliyata girdiğini söyledim. Ama.." bir süre sustu ardından devam etmesi isi başımı hafif salladım. "Doğanayla birlikte tatile çıkıyorlarmış, ertelemesi imkansızmış, gelemeyeceğini söyledi bende.. Ağzıma ne geldiyse söyledim." yeni aldığım kararların doğruluğunu babam bana kanıtladı.

SevilmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin