Bölüm/10

48 7 3
                                    


Boran..

Hayal kırıklığı.. İnsanı derbeder edebilen bir duygu. Düşüncelerine Son veren duygu. Hislerini bitiren, kararlarını değiştiren bir duygu.. Ve ben şu an uzun zaman sonra ilk defa bu duyguyu tadıyorum..

Bana bu hayal kırıklığını yaşatan kişi o inatçı kız. Almila. O kıza karşı kendimi farklı hissediyorum. Normalde takılacağım kız tipi değil. Hemde hiç.. Ama bir şey beni ona çekiyor. Bu sinirlerimi bozsa da bazen kendime dur diyemiyorum.

Zaten bir daha onun yüzünü görmek mi? Hayatta olmaz. Beni görmek istemeyen insan umrumda olmaz. Bu yaşıma kadar kimsenin peşinden gitmemişim o inatçı kızın peşine mi gidicem? Ama kokusunu içime her an çekmek isterdim. Kendine has portakal kokusu vardı. Ben portakal sevmem ama onda farklıydı. Ne diyorum ben? Saçmalama boran..

Otelde bana dediklerinden sonra kardeşim dediğim insanla her zaman takıldığım bara sürdüm arabayı. Savaş.. Yedi yaşımdan beri hiç bir zaman beni bırakmayan kardeşim. Zaten bu hayatta sadece o var. Gözümü kırpmadan canımı vereceğim tek kişi.

Arabadan inip bara girdim. Savaşı bir kızla otururken görünce yanına yürüdüm ve u şeklinde olan masada bir yere oturdum. Savaş bana bakıp konuştu.

"Hayırdır kardeşim ne bu hal?" savaşa almila ile yaşadığım her şeyi anlatmıştım. Zaten bir bok da yaşadığımız yok ya neyse..

"Almila." gözlerine baktım. Beni anlamış olacak ki yanında ki kızı gönderdi. Kız mutsuzca masadan ayrılınca arkasından tiksinti ile baktım.

"Ne oldu gene?" ananın ki oldu savaş.

"Kız bana onun hayatında bir hiç olduğumu çok güzel kanıtladı." savaşın ağzı şaşkınlıkla açılırken bende ona ifadesiz baktım. Şaşırması normal çünkü ilk defa bir kız beni reddediyor. Ki ben bu kızın ayağına gittim. Şu an kendime küfürler yağdırdım. Bok vardı sanki kızın yanına gidecek.

"Sen ne yaptın?"

"Öldüğünü bilsem bir daha yanına gelmem diyip çıktım."

"Salak." şerefsiz.

"Ne diyon lan?"

"Salaksın oğlum. Kız kesin şu an ağlıyordur. Almila senin her takıldığın kıza benzemez. İki gördüğü adama hayatımda yerin var demez. Yanında kalsaydın belki bir şeyler olurdu." savaş konuştukça düşündüm. Haklıydı. Almila farklıydı. Cidden ağlamışmıdır? Diye düşündüm. Zihnimi zorladım ve gözüme gelen görüntü ile mırıldandım.

"Siktir.. Bıraktığımda gözleri hafif kızarmıştı." ben nasıl onu o an anlamadım ki? Şu an aklıma gelen küfürleri kendime sıraladım.

"Salaksın oğlum." gözlerine dik dik baktım. Bir kez daha salak derse kardeş falan dinlemeyip dövücem.

"Ne yapmayı düşünüyorsun." savaş tek kaşı kaldırıp bana baktı.

"Ona dediğimi yapıcam. Ben sözümden dönmem savaş. Ölsede yanına gitmiycem."

"Vazgeçiyorsun yani?" duruşunu bozmadı.

"Vazgeçmek değil bu. Vazgeçmem için bende bir değeri olmalı ama o değer bende yok bu yüzden umrumda değil." savaş sinsice güldü. Aklından gene ne geçiyor bunun?

"Seviyorsun?" saçmalık. Sevgiye inanmayan ben birini mi sevicem.

"Delirmedim daha. Sevmek diye bir şey yok savaş."

"Hoşlanıyorsun?" Hayır. Tipim değil.

"Beğendiğim tiplere benzemiyor. "

"Kes sesini artık boran ne halin varsa gör." deyip içkisini içmeye başladı. Bende onun gibi yapıp içmeye başladım.

SevilmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin