Sevilmek

Bölüm/3

Öncelikle multimedia da Almila SAYINER var.
Okuyucu sayısı git gide artıyor. Bu beni sevindiriyor. Umarım beğeniyorsunuzdur. Yorum yaparsanız eğer beğenmediğiniz yerleri sizin beğeniceğiniz türden değiştirebilirim. Şimdiden herkese teşekkür ederim..

....................................................................................
Yazardan..

Genç adam arkadaşının önerdiği bara gitmeye karar vermişti. Her yerde olduğu gibi etrafında saniyesine kızlar toplanmıştı. Bu durum onu fazlasıyla sıkmaya başladı. Hayatına hep bir gecelik kadınlar girmişti. Hoş.. Bunu kendisi istemişti. Annesinden sonra kadınlara inanmıyordu. Sevgiye inanmıyordu. Yurt dışından yeni döndüğü için bu gece dövüşmemeye karar verdi. İçkisini yudumlarken kapıdan içeriye giren üç kızdan sarışın olanı takıldı. Boyu uzundu. Uzun bacaklarına mini elbisesi yakışmıştı. Göğüs dekoltesi ise kasılmasını sağlamıştı. Saçları uzundu. Hemde çok fazla.. Yüzünde sade makyaj vardı. Ve gözleri.. Masmavi.. Ve duygusuz.. Hayatında ilk defa bir kızın, gözlerinin içine bakan bir kızın duygusuz baktığını görüyordu. Boş.. Kafasını hafifçe iki yana salladı. Neden bu kızı incelemişti ki? O hiç bir kızı incelemezdi. Ama şu an o mavi gözlerden gözlerini alamıyordu. Kızın üç erkeğin masasına gittiğini görünce dudağı yukarı kıvrıldı. Ne bekliyorsun? Dedi kendi kendine. Duygusuz baktı diye kendin gibi mi olduğunu. Yada onun diğer kızlardan farklı olduğunu mu. Düşüncelerinden uzaklaşıp içkisine geri döndü.

Kızdan gözlerini ayıralı ne kadar zaman geçti bilmeden içti genç adam. Kaçıncı bardağıydı bu? Saymamıştı. Hoş aklı hala o duygusuz gözlerdeydi. Kafasını içkisinden kaldırıp dans edenlere baktı. Ve.. Gözleri yine o kızı buldu. Barın sahibiyle dans ediyordu. İzledi.. Her hareketini.. Yüzünde hiç oynamayan mimiklerini.. Konuşurken her dudağı açılınca dudağının kenarlarında üçer tane çizginin çıktığını.. Duygusuz bakan gözlerini gördüğünde ise sadece ona öyle bakmadığını anladı. Acaba neden böyle? Diye geçirdi içinden. Şarkı slow ritim bulunca kızın elleri adamın boynunu buldu ve yakışık ikiz gibi birbirine yapıştılar. Genç adamın farkında olmadan çenesi kasıldı. Dişlerini öyle sıkıyordu ki kırılıcağını sandı. O mavi gözler gözlerini bulduğunda ise hiç duruşunu bozmadı.

Dayanamayıp kızın yanına gitti onu kendine çekince bedenleri çarptı. Kendi vücudunun aksine kızın ki buz gibiydi. Kız az önce ona 'bırakırmısın?' Dedi yoksa genç adam mı yanlış anladı hayatında ilk defa bir kız ona böyle söyledi. Ve kızın sesi.. Hem çok güzel.. Hem de soğuk.. Kafasını mavi gözlere çevirdiğinde ise iki saniyelik bir afallama gördü o mavi gözlerde.. Bundan cesaret alarak 'bırakmamı istediğinden emin misin' diye sordu. Biliyordu.. Bırakma diycekti.. Ama kız 'kesinlikle.. Evet' mi dedi? Doğrumu duydum dedi kendi kendine adam. Ama doğru duymuştu. 'şimdilik' diye bıraktı kızı. Arkasını dönüp bardan uzaklaştı. Salak bir kızı nasıl inceledim diye kızdı kendine. Sinirlenmişti.. Umrumda değil dedi kendi kendine. Ve eve gidip buz gibi suyun altına girdi. Şimdi kendine gelmişti. Şu an kafasında ne o mavi gözler vardı. Ne o kız. Ne dövüşler. Ne de geçmişi..

................................................................................................

Almila..

Barda yaşanan o olayın üstüne tam altı gün geçmişti. Ne o sevdiğim gözleri bir daha gördüm. Ne de hayatımda bir olay oldu. Bu gün üniversiteye gidip hocalarla konuşmam gereken konular vardı. İstemeye istemeye gidiyorum.. Gerçi konuşmayı seven biriydim. Ama babam beni değiştirene kadar. On yaşından sonra aldığım karar üzerine az ve net konuşur oldum. Benim o çok konuşan hallerimi sadece Doğu bilirdi. O da ilk okul birden beri yanımda olduğu için. Genelde onun başının etini yerdim. Ah.. Doğu.. Değiştiğimi ilk fark eden oydu ve beni kararımdan vazgeçirtmek için elinden geleni yapmıştı ama kimse ben kadar inat değildir. Aldığım kararlardan hiç bir zaman vazgeçmedim. Odamın kapısı çalındığında düşüncelerimden çıkıp 'girin' dedim. Büyük ihtimal kızlardır diyecektim ama kapıdan giren babamdı. Kesin bir şey oldu..