Bölüm/2

108 11 0
                                    

          Nasıl olur da şu an yedi yıldır rüyamda gördüğüm adam iki masa yanımda oturuyor anlamıyorum. Bu bara ilk defa geldiğine yemin bile edebilirim. Çünkü bu bar emrenin babasını zor zor ikna edip açtığı bar. Neredeyse her gün buraya geliriz. Onu burada görsem hatırlarım öyle değilm mi?.. Kesinlikle hatırlarım.

          "Almi bir problem mi var iki masa ötedeki adamla geldiğimizden beri bakışıyorsun ve yüzün bembeyaz. Seni ilk defa böyle görüyorum." Düşüncelerimden ayıran emrenin sesi oldu. Evet bir şey oldu. Yedi yıldır beni seviceğine inandığım adamla neredeyse iki saattir göz gözeyiz. Evet.. Biliyorum rüyanda gördüğün adama umut mu bağladın diyeceksiniz ama bu böyle bir şey değil. Anlayamazsınız.. Doğduğunuzdan beri sevmek sevilmek ne demek bilmeden büyüdüm ben. Bebekliğimde bile bana sevgi gösterilmemiş. Hangi insanın bebeklik fotografı olmaz ki? Benim yok işte. Bir tane bile yok. Bu yüzden gerçekten farkı olmayan rüyalarımın asıl kahramanına güvendim.

          "Emre şu adamı bir sordursana?" Rüyamda gördüğüm adamı göstererek kurduğum cümle arkadaşlarımın bana 'sen ciddimisin?' bakışlarına maruz bıraktı. Dediğim gibi benim gibi bir duygusuz insanın hiç erkek sorduğunu görmemişlerdir.

          "Ta-tamam hemen hallediyorum ben.. " Emre bile kekelemişse eğer gerçekten çok şaşırmış olmalılar. Özellikle de kızların yüz ifadeleri görülmeye değer. Emre ise bir çalışanını yanına çekmiş onunla konuşuyor. Yine o çok beğendiğim yeşil-ela gözlere bakmak için kafamı çevirdiğimde zaten o gözlerin bana baktığını gördüm. Yine de yüz ifadem de mimik oynamadı. Heyecanlanmam gerekmez mi? Ah.. Kimi kandırıyorum benim gibi 11 senedir duygu görmeyen biri nasıl hemen heyecanlanır. Sadece kendimi kandırıyorum. Bana çoğu erkek bakar zaten. O da onların niyetinde biri. Ama tek farkları.. Hiç biri bana böyle boş gözlerle bakmamıştı. Şu an karşımda resmen buz kütlesi var.

          "Almila! O adama bakmayı hemen kesiyorsun yoksa çok kötü şeyler olucak.!" Evet düşüncelerimden ayıran itiraf istemiyorum anlamı taşıyan sert ses tabi ki de emreye ait. Emre delidir, çoğu şeye şakaya alır ama ciddi olduğu zamanlar gerçekten inanılmaz korkunç biri olur. Ve şu an gerçekten çok ciddi..

          "Neden? Ne öğrendin onun hakkında." Sesim her zamankinden daha duygusuz çıkmıştı. Açıkcası şaşırdım. Çünkü bu ses tonumu hiç bir zaman arkadaşlarıma kullanmazdım. Duygu barındıran ses tonuyla da pek konuşmazdım ama yine de bu ses tonuyla onlara cevap vermezdim. Onlarda benim düşündüğümü düşünmüş olmalılar ki şu an bana şaşırmış gözlerle bakıyorlar. Özellikle de Doğu..

          "Çok ciddiyim almila! Uzak duracaksın." Hayır anlamıyorum. Tamam adam resmen bendende duygusuz ama neden bu kadar tepki gösteriyorlar anlamıyorum. Anlatsalar anlarım ama.. Neyse. Buz kütlesinin hala bana boş gözlerle bakmaya devam ediyor olması ise beni deli ediyor.

          "Ne öğrendiğini bana da anlatsan, bende ona göre karar versem? Ha.. Ne dersin emre." cevabım üzerine emrenin gözleri koyulaştı. Hayır.. Biliyorlar inatçı bir insan olduğumu neden beni bu kadar yoruyorlar ki.

          "Adam yasal olmayan ortamlarda dövüşüyor. Ve adamı bu zamana kadar yenen olmamış. Dövüşlerde öldürdüğü insan sayısı belli değil. Soyismi DEMİR.. Soyisminin anlamını daha çok taşıdığı için herkes Demir diye tanırmış, seslenirmiş. İsmini bilen çok nadir. Adamın konuşma şekli dövüşmüş. Adam psikopatın teki! İki hafta önce dönmüş. Ve bu bara ilk gelişi. Sevmiş burayı, bundan sonra boş vakitlerinde buraya gelecekmiş. Ve bu demek oluyor ki Almila sen artık buraya gelmiyorsun.!" Emrenin dedikleri beni çok şaşırtmadı. Zaten buz kütlesi, duygusuz bir adamdan ne beklenir ki. Bende dövüşüyorum. Ama yasal! Kıck box'da profesyonelim. Çoğu zaman dövüşmem ama benim alanımda da benim ismim bilinir. Beni de şu ana kadar döven, yenen çıkmadı ama ben yasal dövüşüyorum.

          "Emre abartıyorsun, sadece merak. Yoksa aynı benim gibi duygusuz bir buz kütlesi ile işim olmaz." Emre cevabımla biraz gevşemiş gibi duruşunu değiştirdi. Bu iyi.

          "Aynen emre abartma. Almila yanlış kişilerle konuşmaz." Doğu.. İlk doğru tercihim..

          "Bu zamana kadar ilk defa bir erkek sordu ve sorduğu kişi psikopat. Abartmıyorum." ah..emre en deli ama neredeyse şu son zamanlarda beni en çok  düşünen kişi.

          "Merak etme emre, yanlış bir şey yapmam. Sende biliyorsun." Dudaklarım yukarı kıvrıldı. Ama yapmacık olduğunu beni ilk gören kişi bile anlar. Ama daha fazlası içimden gelmiyor.

          "Off, konuyu kapatalım. Hadi kalkın Dans edelim.." Selin yine o neşeli sesi ile şakıdı resmen cümlesini..

          "Tamam. Hadi kalkalım." Göktuğ selinin elini tutup kalktılar. İki attıktan sonra, dönüp bize baktılar. Bu bakıştan sonra, Doğu ve doğa da el ele kalkınca emre bana dönüp

          "Almi hadi kalk dans edelim?" Dedi. Ama soru sorar gibi söylemişti. Normalde dans etmeyi seven biriyim. Müziğin ritmine uyunca her şeyi unutuyorum çünkü.. Ama, şu an dans etmek istiyormuyum? Galiba.. Hayır.

          "Yok ben bu gün dans etmiycem. Sen bulursun bir kız. Hatta yan masadaki sana alıcı gözle bakıyor." dedim. Tabi biz konuşurken Doğu-Doğa Göktuğ-Selin çiftleri dans etmeye başlamışlardı bile..

          "Sen yanımdayken başkasını napayım? Hadi kalk gidiyorum. Kafa dağıtmaya geldik Almi." diyince bende kalktım. Bu çocuğun gerçekten ağzı iyi laf yapıyor.

          Şu an piste çıkmış müziğin ritmine ayak uyduruyoruz. Kendimi çok fazla kaptırmak istemiyorum. Çünkü bana seçtikleri elbise bir deli hareketle yukarı çıkıcak türden. Ve.. Ben böyle bir şey olsun istemiyorum. Emre sağ elini belime doladığında onun ritmine ayak uydurdum. Kafamı kaldırdığım da çoğu kız rahat koltuklar varken erkeklerin kucaklarında oturmayı tercih etmiş. Gerçekten anlamıyorum. Ne anlıyorlar böyle şeylerden. Başka tarafa baktığımda ise bir kaç çiftin yiyiştiğini gördüm. İğrenç.. Şu an midemin bulandığına yemin edebilirim. Onlardan kafamı çevirip emrenin yüzüne baktım. Ona baktığımda bana baktığını fark ettim. Gözlerimiz buluştuğunda ise güldü. Gülünce sağ yanağında bir gamzesi çıkıyor. Bu onu daha bir çekici yapıyor. Bunu ona ilk ben söylemiştim. Söylediğim günden beri gözüne kestirdiği kıza gamzesini ortaya çıkaracak şekilde çapkın bir gülüş atıyor. Ve kızlar hemen emrenin dibinde bitiyor.

          Emre gülünce bende ona bir iki saniyelik gülüşümü armağan ettim. Bunu ilk defa yapıyordum. Ve.. Yüzüme odaklanan emrenin gözleri bu iki saniyelik gülüşümü kaçırmadı. Ve gördüm dercesine bir bakış atıp güldü.

          "Emre! Aramızda." İtiraz istemeyen ses tonuyla söylediğim cümleme emre gözlerini devirdi.

          "Neden saklıyorsun gülüşünü almila. Sana o kadar çok yakışıyor ki.. Anlatamam.."

          "Abartma emre.. Zaten bir daha olmiycak."

          "Öyle olsun.. Almi" Emrenin dediğinden sonra şarkı ritmini slowa çevirdi. Emre sol elini de belime dolayınca, bende iki elimi de boynuna koydum. Emre belimi tutan ellerini daha bir sıkılaştırdı. O böyle yapınca yapışık ikiz gibi birbirimize yapışmış dans ediyoruz. Kafamı sağa çevirdiğimde bana bakan yeşil-ela karışımı gözleri gördüm. O kadar dikkatli bakıyordu ki. Bir an kendimi çıplak hissettim. Onu incelediğimde siyah bir pantolon ve üstünde vücudunu saran bir tişört giydiğini gördüm. Buradan bile kasları çok kolay ayırt edilebiliyor. Yüzü yine buz kütlesi gözleri boş bakarken çenesinin kasıldığını gördüm. Buna bir anlam veremedim. Ne yani beni emreden kıskandığını düşünmem tam bir aptallık olurdu.

          "Nereye daldın almila?" Emrenin sesi ile gözlerimi o gözlerden ayırıp emrenin yeşil gözlerine baktım.

           

SevilmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin