Tatlı bir ürperti tüm bedenini ele geçirirken, dudaklarındaki tebessüm silinmiyor aksine genişlemek için olabildiğince kıvrılıyordu. Genç kadın heyecanının izlerini belirten titrek parmaklarını birbirine kenetledi ve derin bir nefes alarak aynadaki aksini izlemeye koyuldu.
Buğday tarlalarına güneş vurduğunda renginin açıldığı gibi açık tonlardaki sarı saçları büyük bir özenle kuaförü tarafından yapılıyordu. Makyajı ise henüz tamamlanmıştı. Parlak olmayan, mat kırmızı ruju yüzüne renk katıyordu. Fakat yanaklarındaki turunç allığa gerek görmemişti çünkü heyecanı yanaklarını kızartıyor, rujunun rengine dönüyordu. Kendini masallardaki küçük, yanakları kırmızı prensesler gibi hissediyordu.
Gözleri hafif belirginleştirilmişti toprak tonlarındaki göz makyajı ile. Tekrar derin bir nefes aldı. Koltuğa oturduğu andan beri sürekli nefes alma ihtiyacı hissediyordu, fakat onun yanında da derin nefesler alabileceğine emin değildi. Akşamki yemeği bayılmadan atlatmayı dileyerek başını hafifçe öne eğdi.
Kalbi, boş salıncağın fırtınada sarsılışı gibi hızla atıyorken, telefonunu eline aldı ve kilidi açarak saati kontrol etti. Çok az bir zamanı kalmıştı. Dudakları yeniden bir tebessüm ile kıvrıldığında tekrar aynaya çevirdi başını ve kuaförü ile göz göze geldiğinde inci taneleri gibi dizilmiş beyaz dişlerini göstererek gülümsedi.
"Bu kadar heyecanlanman doğal değil," deyip kaşlarını çatan pek de yaşlı olmayan kadın derin bir nefes alarak devam etti. "Sıradan bir arkadaş olmadığını anlayabiliyorum. Peki, aranızdaki bağı bana anlatmak ister misin? Belki heyecanını yatıştırabilirim canım."
Genç kız minnetle gülümsedi ve ardından dudaklarını birbirine bastırdı. Onu ilk görüşü geldi aklına. Dalgalı denizler misali hırçın bakışlarından evvelinde çekinmişti fakat onunla konuştuğunda salon beyefendisi olduğunu anlamış, nazik tavırlarıyla gönlünü fethetmeyi başarmıştı. Hayır, aralarında henüz bir ilişki yoktu. Birbirlerine bağlanmaları için bir ad konulmamıştı lakin genç kız kalbinin en derinlerinde hissediyordu ona olan bağını.
"Bayan Clair, o sıradan bir arkadaş değil. Onu tanıdığımı sanmıyorum lakin anlam veremediğim bir şekilde ona çekiliyorum. Henüz bir kez gördüm onu, bu akşam yemeğe çıkmak istedi. Hayır, demeyi düşündüm fakat evet dedim. Sıradan bir arkadaş olamayacak kadar düşüncelerime sızmış birisi."
Bayan Clair, genç kızın saçlarını özenle okşadı, ardından tekrar saçlarına şekil vermeye koyulduğunda dudaklarında tatlı bir tebessüm yer alıyordu. Genç kız ile gözleri aynada kesiştiğinde başını salladı.
"Ken ile nasıl tanıştığımı öğrenmek ister misin canım?" diyerek kavisli kaşlarını kaldırdığında genç kız büyük bir mutlulukla başını salladı. "Ken, büyük bir firma sahibiydi lakin yaşı gençti. Bense ona göre basit bir kuafördüm. Fakat ikimizin de ortak yanları çoktu, mesela işlerimizi severek yapıyorduk. Ben kuaförümde mutluydum, o da şirketinde... Bir araya gelemeyecek kadar uzaktık birbirimize."
Genç kız merakla kaşlarını çattığında Clair eski anılarına dönmüştü. Sesinde büyülü bir tını vardı ve genç kız onu sonsuza kadar dinleyebilirdi. Onu ve onun hikâyelerini dinlemeyi seviyordu.
"Öyle ki imkânsız gibi görünen birçok şey kader aracılığı ile bir araya gelebiliyor. Arabası çok önemli bir günde bozulduğunda şans eseri ben oradaydım. Komik değil mi? genelde kitaplarda ve filmlerde erkekler, kadınları gideceği yere bırakır. Lakin onu şirkete, önemli toplantıya yetiştirdim." Genç kız incecik sesiyle tatlı bir kıkırdama ile onu dinlerken sözlerini tasdiklercesine başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOR KIZILI #wattys2022
General FictionCesur Yenerler. Merak uyandıracak kadar gizli, gizli olduğu kadar da tehlikeli bir adam. Minel Çağan. Merak uyandıracak kadar güzel, güzel olduğu kadar saf bir kız. Aynı zamanda güçlü. Ve Kor Kızılı bir tutku... Tehlikenin masumluğa tutkusu, saf...