Canlarım! Sonunda sizinleyim. Birazcık ateş, birazcık baş ağrısı ile bölümü tamamladım sonunda!
Keyifli okumalar, yorumlarınız için çok çok teşekkür ederim!
***
Bir kez daha dünyaya gelebilse insan acaba aynı kişiyi sever miydi? Kimisi kalbi yanmış bir şekilde hayır der, başkasına açardı yüreğini. Kimisi de ne kadar yanarsa yansın vaz geçmezdi sevmekten. Minel de öyleydi. Bir daha dünyaya gelse yine aynı adamı seveceğini düşünüyordu.
Güçlü görüyordu kendini. Adamın varlığı bile ona güç veriyordu sanki. Böylesi bir sevmek nasıldır ki baltalar ile koparılırdı ki? Kopmasın istiyordu genç kız. Adam ellerini ellerinden, gözleri gözlerinden çekmesin; isterse uzakta kalıp, gelmesin yine de severdi.
Usulca adamın elini kavradığında geri çekilen uzun iri parmaklar ile yüzü asılsa da umursamadı ve yüzsüzlüğü sevdasına katarak tekrar tutuverdi o yapılı, damarlı eli. Parmaklarını parmaklarına kenetlediğinde avucunu avucuna bastırıp dizinin üzerine konumladı. Tek eli ile arabayı kullanmakta zorlanmayan adama bakarken gülümsedi.
"Heyecanlıyım. Bırakma elimi huzur yuvam," diyerek fısıldayan kıza bakarken dudağının kenarını kıvırdı, eli direksiyonu yana doğru çevirirken. 'Huzur yuvam' nasıl bir sıfattır diye düşünmeden edemedi fakat hoşuna da gitmiyor değildi. Ardından bir duvar kadar sert olan ifadesine çevirdi yüzünü. Balatlı sürekli aklının bir köşesinde kamp kurmuş bir türlü rahatlamasına izin vermiyordu. O adam gözünü karartmışsa eğer, yapacaklarından asla geri dönmeyecekti. Yalnız aklında da birçok fikir vardı Cesur'un. Nerenin hükmünü istiyorsa kabul edip verecekti ona. Tek dileği kafasını taktığını kişinin kendisi olması idi, eğer Minel'i istiyorsa kıran kırana bir mücadele başlayacak demekti.
"Neden heyecanlısın?"
"İşte senin evine gidiyoruz diye heyecanlıyım," dediğinde Minel de kendi söylediklerinin doğruluğunu düşünüyordu. Heyecanlıydı. Adamın evini görecekti ve oraya kendinden başka kimsenin, hatta adamlarının bile girmediğini söylemişti. Şimdi kendisi girecekti o eve, nasıl heyecanlı olmasındı ki? Cesur dudağını tekrar kıvırdığında Minel gülümsedi. Elini çeken adam direksiyon hâkimiyetini tekrardan daha sağlam sağlamıştı.
"Sadece senin girdiğini, bir başkasının evine girmediğini söylediğin için heyecanlandım bende."
"Beğeneceğini düşünüyorum," diyerek gaza biraz daha asıldığında Minel kaşlarını çattı.
"Zevklerine güveniyorum," dese de yine cevapsız kalmıştı Minel. Başını geriye yaslayıp gözlerini kapattı. Kısa bir süre sonra araba iyice yavaşlamış ve denizi gören, sahili olan ve balıkçı teknelerinin olduğu ışıklandırılması bol olan bir yola girdiklerini gördü. Merakla adama baktığında tekrar gaza bastığını fark etti ve tekrar geri yaslanıp başını dışarıya çevirdi. Kısa sürede geldikleri tek eve bakarken yutkundu. Evet, sahile çok yakındı fakat belli bir aralıkla sadece bir ev vardı. Koca evin arkasındaki bahçe genişken bahçenin duvarından sonra başlıyordu sıra ile dizili villalar. Şaşkınca tekrar bakındı etrafına.
Tam sahile bakıyordu ve sanki bir tepenin üzerindelermiş hissi veriyordu. Usulca park edilen arabadan indiğinde ürkekçe başını gezdirdi bir kol mesafesi ile dizilmiş, ellerindeki otomatik silahlar olan koruma yığınına. Genzini temizleyen adamın eline uzanmıştı ki yine bir adım önünden yürüyor, kollarının hafifçe germiş, adımlarını sert attığını görünce peşinden ilerlemeye başladı. Omuzlarını açıkta bırakan bluzunu biraz yukarı çekiştirdi ve kapıyı açan adamı izledi. Cesur kapının kilitlerini açmış, yan tarafta duran tuş kutusunda hızla parmaklarını dolandırmış ve kendiliğinden aralık kalan kapıyı iterek genç kızı buyur etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOR KIZILI #wattys2022
General FictionCesur Yenerler. Merak uyandıracak kadar gizli, gizli olduğu kadar da tehlikeli bir adam. Minel Çağan. Merak uyandıracak kadar güzel, güzel olduğu kadar saf bir kız. Aynı zamanda güçlü. Ve Kor Kızılı bir tutku... Tehlikenin masumluğa tutkusu, saf...