15. Bölüm

59.5K 2.9K 54
                                    

"Cesur Bey," diyerek elini sıkan kadına sert bir şekilde baktı ve sertçe elini sıkarak "Sezen Hanım," diye mırıldandığında kadın elini çekip bir kapıyı gösterdi.

"Buyurun odamda konuşalım," dediğinde Cesur başını salladı ve adamlarına beklemelerini söyleyerek hızla kadının kaldığı odaya girdi. Geniş koltuğa oturup, dirseklerini dizlerine yasladı ve konuya ani bir giriş yaptı.

"Şeref ne durumda?" diyerek başını yana eğdi. Düelloya Baltabaş ile katılacaktı fakat bunun için önce onu kaldığı yerden çıkarması gerekiyordu. bir başkası ile katılmak pek de akıllıca bir fikir değildi ona göre.

"Sizin tahsil ettiğiniz koğuşta kalıyor."

"Koğuş hâkimiyeti?" derken gözleri akbaba misali kadının endişe bezeli gözlerindeydi.

"Açıkçası..." deyip derin bir nefes aldı Sezen ve "Televizyonları var. Bir evde ne kullanılıyorsa her şey mevcut... Telefon dışında tabi!" diyerek Cesur'u izledi kadın.

"Güzel. Anlaştığımıza sevindim," deyip geriye yaslanan adam ilgisiz bir şekilde eski odayı incelemeye koyulduğunda bıkkın bir şekilde mırıldandı Sezen.

"Bugün buraya gelme sebebinizi öğrenebilir miyim?" dediğinde kendi koltuğuna yerleşti. Neden bir mahkumu böylesine önemsiyor, neden onun için bir şeyler tahsil ediyordu anlamıyordu genç kadın.

"İki gün sonra, Şeref'i buradan çıkaracağım." Cesur'un böylesine ani bir şekilde ve itiraz kabul etmeyeceğini belirten ses tonuyla söylediği sözler bir bomba misali düştü odaya. Sessizlik hakimken, genç müdire bozguna uğramış bir şekilde bakıyordu adam. Ne dediğini idrak ettiğinde irkildi.

"Anlayamadım? Bakın, her dediğinizi yerine getiriyorum fakat buna izin veremem. Gardiyanlar, özel güvenlikler, kamera kayıtları, mahkûmlar... Bu imkânsız. Savcı-"

"Müdire hanım! Gardiyanları buraya çağırır mısınız?" diyerek adeta meydan okuyan Cesur, ne yaptığını biliyordu. Plansız bir iş yapacak adam değildi her şeyini planlayan kontrol manyağından halliceydi. Ona göre büyük bir şey yapılacaksa bir plan olmalıydı ve o plan kusursuz bir şekilde ilerlemeliydi. Bunun için de ciddi bir kontrol denetimi yapılmalıydı.

"Neden?"

"Siz çağırın, öğreneceksiniz." Cesur usulca ayağa kalkıp ellerini siyah, bacaklarını sararak üzerine tam oturan pantolonun ceplerine yerleştirdi. Odaya giren gardiyanları ilgisiz bir şekilde izlemeye koyulduğunda aslında içten içe detaycı bir şekilde izliyordu.

"Hepiniz halinizden memnun musunuz?" diye sorduğunda adamlar hep bir ağızdan mırıldandılar.

"Evet, Cesur Bey!"

"Beni tanımayan var mı?" diye sordu bu defa.

"Hayır!"

"Çıkabilirsiniz," deyip sinsice gülümseyerek kadına döndü. "Gördünüz mü müdire hanım, burada borusu öten tek siz değilsiniz. İki gün sonra gece alacağım Şeref'i."

"Sizi bu iki gün içinde şikâyet edebilirim. Anlamıyor musunuz? Açığa alınabilirim, cezaevine soruşturma başlatılabilir!" diyerek sesini yükselten kadına tehlikeli bir şekilde yakınlaştı ve tam karşısında durup gözlerinin içine baktı.

"Bunu yapmayacağını düşünüyorum."

"Neden yapmayayım? Kendi çıkarımı düşünüyorum. Beni bu şekilde tehlikeye sokuyorsunuz. Ya teftiş yapılırsa... Ya mahkûmun kaçtığı fark edilirse..." diyerek ihtimalleri sıralayan kadın korkuyordu bu adamdan fakat bu korkunun üzerine binen bulunduğu durumun korkunçluğu titremesine neden oluyordu.

KOR KIZILI #wattys2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin