SZ-14

16 1 0
                                    

Berk'in sesi:İlyas Yalçıntaş

Alya'nın sesi:Ferah Zeydan

~°~°~°~°~°~°~°~°~°~°
Mutipedia; 1.37 Berk'in söylediği şarkı :)

Özet ;

"Herkesin siyah bir sırrı vardır.Gün geçtikçe onu yıpratan..."

°°°~°°~°°°~°°~°°°~°°
Bu kelimeler ağzından dökülürken çok ciddi ve yoğundu. Onun ciddiliği banada bulaşmıçcasına beni ayıltmıştı. Onunda geçmişinde kara bir deliği vardı.Acı çektiğini hissediyordum. Çünkü o hissi en iyi ben bilebilirdim. Tanıdıktı çünkü. Kimseyle paylaşamamak ve çaresizce aynı yerde sekmek dahada kötüydü.

***

"Are you remember me?"
(Beni hatırladın mı?)
Sounds like a scream.
(sesler çığlık gibiydi.)
This voice inside my head,saying "You' ll never escape me"
(Bu ses kafamın içinde "Benden asla kaçamazsın" diyordu.)
I looked timidly around and after I felt a pain in my throat.
(Etrafıma çekinerek baktım ve sonra boğazımda bir acı hissettim.)
I couldn't move and speak.
(Hareket edemiyordum ve konuşamıyordum.)
Aftet I saw a light, it's almost like hell hot.
(Sonra bir ışık gördüm,neredeyse cehennem sıcağı gibiydi.)
Light exploded and pieces burned my body. I felt like die.
(Işık patladı ve parçaları vücudumu yaktı. Ölmüş gibi hissetim.)
Finally I remember something... It's Bronnel's torture style... DAMN!
(Sonunda birşeyler hatırladım... Bu Bronnel'ların işkence stiliydi...LANET OLSUN!)

Gözlerimi açtım ve küçük çaplı bir çığlık attım. Artık bilinçaltıma girmişlerdi.Onlardan kurtulduğum gün hayata yeniden doğduğumun resmi başlangıcı olacaktı. Elimden birşey gelmezdi, sadece o lanetlerin kölesi olabilirdim !

Gözyaşlarımı kasmadan serbest bıraktım. Haklıydılar sonuçta. Ağlamalarım yavaşça sessizliğe büründü.Odamın havası yetmeyince ayaklandım ve balkona çıktım.Ellerimi demire dayadım ve bakışlarımı gökyüzüne sabitledim. Şimdi daha iyi olacak gibi hissediyordum.Gözlerimi kapadım ve rüzgarın verdiği hafif esintiye kapıldım.Gevşememe neden olan diğer neden ise akustik gitar ve mükemmel olan bir erkek sesiydi.Sesi duygular besliyordu.Her bir nota farklı bir duyguydu.Oda sesini katarak hislerini ortaya koyuyordu.

Sesin sahibinin kim olduğunu gerçekten çok merak ediyordum.Odama girdim ve üstüme birşeyler aldım.Yan evlerden geliyordu.

"Sonuçta komşumuz ayıp olmaz." diye mırıldandım.O sırada Aylin atıştırmalık birşeyler hazırlıyordu. Kendi kendine kahkahalar atmaya başlayınca garipseyerek mutfağa yöneldim.

"Evlendikten sonra böylede yemek yapcakmısın peki?" dedi Aylin müstakbel kocasının boynuna ellerini dolayarak.

"İstersen sana yediririm ben balım.." dedi oda dudağından öperek.Gerçekten çok iğrenç bir sahneye tanık olmuştum.

Yüzümü buruşturup kafamı iki yana salladım. Gerçekten midem kalmıştı. Kapıdan çıktım ve sesin geldiği tarafa gittim.Bir an kalp krizi geçirdim çünkü şarkıyı söyleyen Berk'ti! Gitarın gizli senfonisini elleriyle yönetip aynı zamanda sesini kontrol ediyordu.

Kapıdan içeri girdim ve çekingen adımlarla yanına ilerledim. Beni farkettiği anda durdu.

"Geldiğini duymadım." dedi gitarı kenara koyarken. Koymasına izin vermedim
"Lütfen devam et.. Dinlemek istiyorum." dedim yanına çökerek.
"İstek parça?" dedi.
"Farketmez. Kafana göre takıl." dedim gülümseyerek.
Ağzında birşeyler fısıldadı ama pek anlayamadım. Sormadımda.

Notaları çalmaya başlayınca heyecanlandım ve gülümsedim.Çünkü bu en sevdiğim şarkıydı...
Nakarata geldiği zaman ona eşlik ettim. Bazen de hafifçe mırıldandım.Ve birşeyin daha farkına vardım. Ben ona aşık oluyordum.Yavaşça işliyordu kendini içime. Her bakışında, konuşmasında, davranışlarında,... Onunlayken farklı bir yörüngede dönüyordu dünya.Herşeyiyle kendine çekiyordu sanki... Bu tanıdık değildi ama çok güzeldi.

Şarkıdan şarkıya geçtik. Beraber söylüyorduk. O kadar çok keyf alıyordum ki! Hatta bir ara onunla grup olma konusunda konuşmayı bile düşündüm.Yorulmaya başlayınca karnımızın acıktı. Mutfağa gittik ve 'Sen yemek yap, ben yapmam' kavgasına girdik.Sonunda ikimizde birkaç birşey yapmaya karar verdik.

"Şeker nerde?" dedim dolapları karıştırırken.
"Tezgahta." dedi soğan ve sebzelikleri kavururken. "Gözünün önünde. Nasıl görmezsin ya." dedi dalga geçerek.
Dil çıkarttım ve krep yapmaya koyuldum.
"Bu tarifi daha önce hiç görmemiştim." dedim şaşkınlıkla.
"Çünkü bana özel." dedi tabaklara koyarken. Bende kreplerimin arasına Nutella sürmeye çalışıyordum..Çoğu yerime bulaştırmayı nasıl başarmıştım acaba?
Sürme işlemi bittikten sonra hepsini şekile soktum ve süsledim.

"Umarım görüntü kadar tadıda güzeldir.Sabaha olur umarım.. " dedi gözlerini devirerek.
"Aslında haklısın ama sana yardımcı olmaktan bitiremedim ki." dedim. Hazırladığım şeyleri masaya koydum ve oturdum.
"Sabah olmadı bak." dedim göz kırparak.Oda kurnazca gülümseyip göz kırptı. Bir an kalbim ritmini bozarak hızlı atmaya başladı. Yanaklarıma sinyal göndererek onları da kızarttı.Bozuntuya vermeden ağzıma birşeyler attım. Gözleri üstümdeydi ve bu beni tedirgin ediyordu.
"Yarın için planın varmı?" dedi yudumladığı bardağı masaya koyarken.
"Akşam bir açılış balosu var. Şirketin yani." dedim lokmamı bitirmeye çalışırken.
"Güzel,gündüz boşsun.Benlesin."Cümlesi biter bitmez lokmamı fazla aldığımı ve yutamadığımı fark ettim. Öksürmeye başlayınca su uzattı.
"Belli ki çok acıkmışız." dedi gülerken.Ağzımı peçeteye sildikten sonra afiyetle yaptığı şeyleri yemeye başladım. Gerçekten tadı mükemmeldi.
"Kesinlikle aşçı olmalısın." diye mırıldandım.
"Başarılı olduğum tek konu o değil." dedi çapkınca ve yemeye devam etti.
"Pisleşme." dedim sahte kızgınlıkla.
"Senin aklın fesat, konuyu oraya sen çektin."dedi kalkıp tabakları tezgaha koyarken.
"İmaların öyle değildi ama." dedim ona yardım ederken.Mutfak işleri bitti ve bahçeye çıktık.

"Geç oldu eve gitmem gerek." dedim ayaklanırken.
"Saat geç oldu, burda kalsana."dedi önüme geçerken.
"İyide arada sadece 4 ev falan var." dedim onu kenara itmeye çalışırken.
"Sen bilirsin." dedi ve beni omzuna aldı.Ne olduğunu anlamadan çırpınırken kendimi soğuk havuzda buldum. Suyun yüzeyine çıkar çıkmaz öksürmeye başladım. Bir sürü su yutmuştum. Ama kısa sürede geçti.

"Neydi bu şimdi?" dedim kızgınlıkla.Havuzun kenarına geldim ve elimi uzattım. Elimden tuttu ve yukarı çekti. O sırada onuda havuza çekmeye çalışmıştım ama boşuna. Çocuk buldozer gibi..!

Ona sarıldım ve ne olduğunu anlamadan oda bana sarıldı. Tam boş anı kollayıp havuza atladım ve oda benle düştü.Havuza düşer düşmez vücudumu soğuk yalayıp geçti.Kolumdan tuttu ve yukarı çekti.

"Bunun hesabını ödeyeceksin küçük hanım.." dedi ellerini belime sarıp kendine çekerken.Gülümsedim,çünkü ilk öpüştüpümüz zamanda sudaydık. Aramızda inanılmaz bir büyü vardı sanki.Bende ellerimi boynuna doladım. Şuan karşı konulmaz gözüküyordu. Saçları hafiften dağınıktı ve bazıları alnına düşmüştü.Daha fazla uzatmayıp dudaklarına yapıştım ve öpmeye başladım. Oda bunu bekliyormuş gibi öpmeye başladı. İnanılmaz derecede zevkli ve mükemmeldi.Ellerimi saçlarına daldırdım ve okşamaya başladım.Nefessiz kaldığımızda dudaklarımızı ayırdık fakat fazla sürmedi. Artık ne olduğumuz hakkında bazı şeyler netleşiyordu ve bu beni delirtiyordu...

Son Ziyaret...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin