×Karmaşık Hisler ×

355 22 14
                                    

Kendimi dışarı atıp serin havanın kollarına bırakmam iyi olmuştu.Bulduğum en kuytu köşeye geçip oturdum ve içtiğim biranın üzerimde ki etkisinin geçmesini bekledim. İçeride olanları düşündükçe kötü hissediyordum.Düşüncelerimin yoğunluğu ve hafif çakır keyif olmamın verdiği şeyle uyumuşum.Uyuduğumu uyanınca anladım.Hava kararmıştı.

Artık oturduğum yerden kalkıp içeri geçmem gerekiyordu.Umarım uyuyarak çok fazla zaman kaybetmemişimdir. Prova yapmam gerekiyordu.Buna vakit kaldı mı emin değilim.Elimde neyi çalmam gerektiğine dair bir şey de yoktu. Bu nasıl bir gevşeklikti böyle.

İnsanlar alana dolmaya başlamıştı. Adımlarımı içeri yönlendirdim.Ortamda bir telaş vardı.Hazırlıklar yapılıyordu.Kendimi gereksiz ve bir filmin figüranı gibi hissettim bir anda.Sanki olsamda olur olmasam da..

Onu bulmam gerekiyordu. Hala bıraktığım yerde mi diye o odaya gittim.Yoktu.

" Sen o kız olmalısın?"

Arkamda birinin sesini duyunca ona doğru döndüm. O kız mı olmalıyım?

" Pardon?" Demekten öteye gidemedim.

" Ben Twiggy." Dedi. Yüz hatları güzeldi fakat insanı tedirgin eden bir havasıda vardı."Ve saatlerdir seni arıyoruz.Provayı kaçırdın. "

Harika! Ne halt edecektim ben?Ortadan kaybolmam iyi olmadı.

"Konuşabiliyor musun? Hey!" Diyerek elini salladı gözümün önünde. " Neyse gel benimle. Marilyn seni arıyordu. Tanrı aşkına! Ne yaptın ona.Çok sinirli görünüyordu." Diyerek elini omzuma atıp kendisiyle beraber yürütmeye başlattı beni.

Hayır, onun yanına gitmek istemiyordum! Vereceği tepki korkutuyordu beni.

Ah, hadi ama. Gerçekten sinirliydi. Karşıdan bize doğru hızlı adımlarla geliyordu.Gözleri benim gözlerimle bulusunca vücudumun soğudunu hissettim.

" Ne halt ettiğini sanıyorsun sen?Çocuk işi mi sandın bunu?! İstediğin zaman ortadan kaybolacağını kim söyledi sana?" Diyerek üzerime yürüdü ve tişörtümün yakalarını kavradı.Sadece bir kızdım.Birazdan kafa atmazdı bana degil mi?

Duygusal yanıma bir kez daha küfür edip sol yanağımdan süzülen yaşı elimin tersiyle sildim sertçe.

Twiggy denen herif araya girip Marilyn'in ellerini çekti üzerimden.Ne farkederdi.Bana vursada olurdu. Benim için farketmezdi.Vurması yaralamazdı beni . Canımı yakan şey söyledikleriydi.Herkesin içinde çocuk gibi ezmesi...

" Her şeyin suçlusu sensin! Ben mi dedim sana o birayı bana vermeni?! Ha!" Bağırmıştım. "Bünyem zayıf ve bir tane ile kafa bulan bir insanım ben.Ve sarhoşken de herhangi bir yerde de uyuyabilen biriyim..!"

Elini saçlarının arasından geçirip gözlerini kapadı.Tüm bu saçma hateketlerini aldığı uyuşturucu maddesine borçluydu.Gercek hali bu değildi. Umarım değildir. Yoksa büyük bir hata ettiğime lanet okumaya başlayacaktım.

" Hey Marilyn.Dostum sakin ol.O sadece bir kız.Ne oldu sana? Birazdan sahne bizim.Git ve giyin şimdi. "

Twiggy'nin ortamı sakinleştirme çabası Marilyn'e yetmezdi.

Diger insanların zerre umurunda değildik.Biz tartışırken onlar işleri ile ilgilenmeye devam ediyorlardı.

"Tamam.Tamam gidiyorum. Yeter ki çek şunu gözümün önünden." Dedi ve beni itekleyerek geçip gitti.

" Ben 'şu' değilim seni lanet!!" Arkasından bağırmıştım yine.Twiggy eliyle ağzımı kapatıp beni susturmasaydı devam etmeyi düşünüyordum.

Neden tanımadığım bir insanı umursuyordum ve nasıl oluyorda söylediği her sözü bir ateş topu gibi üzerime düşüyordu.

" Görünen o ki bu gece bize eşlik edemeyeceksin.Git VIP kısmından bizi izleyenlerden biri ol . Henüz ünlü değilsin. Yani seni tanıyan yok.Bu yüzden bu gecenin tadını çıkar. " durdu." Bu geceden sonra zor günler seni bekliyor. O hep böyledir yani aldırma diyemem ama..Kabul et gitsin."Dedi.

İyi biriydi. En azından ona göre daha iyiydi.

" Tamam." Diyerek kendimi tekrar dışarı attım. En öne geçip beklemeye başladım diğerleri gibi.

Bir çoğunun üzerinde Marilyn baskılı tişört vardı.Kimilerinde de Twiggy'nin kimilerinin ise tanımadığım iki kişinin.

Bu grup kaç kişilik. Daha tam bilgiye hakim değilken damdan düşer gibi kendimi neyin içinde buldum böyle. Hiçte hayal ettiğim gibi değildi.

Zaten hayaller hayaldi. Gerçeklerse gerçek.İkisi de birbirinden farklıydı.

Aradan yarım saat geçmişti.Alandaki insanlar iyice sabırsız olmaya başladılar.Kendimi bu konserin en ruhsuz insanı olarak hissettim aniden.Onlara uymuyordum bile.Üzerimde beyaz bir tişört vardı.Benim aksime herkes siyahlar içindeydi sanki.En azından görebildiğim kadarıyla durum buydu.

Düşüncelerimden çığlıkların artması ile koptum.Sahneden müzik sesi yükselirken insanlar moda girmişti bile . Gözüm ilk önce ona kaydı.Giydigi şeye gülecekken kendimi tuttum.Aslında başka biri olmuş gibiydi.Ve kabul etmeliydim ki herşeyiyle harika görünüyordu.

Eğer Tanrı' nın nasıl göründüğüne dair bir şey göstermem ya da çizmem istenseydi şayet ki bu Marilyn Manson olurdu.Aklıma birden bu düşünce geldi.

Gözlerindeki öfke gitmişti. Şimdi daha iyi görünüyordu.Makyajı kusursuzca yüzüne yapılmıştı.Giysilerinin ona özel tasarladığını anlamam uzun sürmedi. Gruptaki diğer kişiler aletleri çalmaya başlayalı biraz oluyordu.Marilyn şarkıya giriş yaptığı sırada gözleri benimkileri buldu.Gözlerimi kaçırdım. Olmazdı.Bakamazdım.

Sanırım benim olmam gereken yerde başka bir kız vardı. Uzun bacaklara ve iyi bir fiziğe sahipti.Saçları benimkinin aksine kızıldı ve kısaydı.Aslında oraya benden çok uyduğunu söyleyebilirim.

" Hey! Sende eşlik etsene dostum.Moron gibi takılmaya mı geldin!" Bir çocuk kulaklarımın dibine girip bagırmıştı.

Haklıydı aslında. O söyleyene kadar gözlerimin tekrar Marilyn'e kaydığını farketmemiştim bile.

Çocuğa gülümseyip önüme döndüm. Şarkı sözlerini biraz sallayarak arada da tutturarak söylemeye başladım, etrafımda ki tuhaf bakışları yok etmek adına.

++++

Konser bittiğinde aklımda kalan şey sesi ve tuhaf sahne şovu olmuştu.İstemeyerekte olsa tekrar içeri kulüse gittim.Konser öncesine oranla ortalık daha sakindi.En azından çok az insan vardı etrafta dolanan.

Ne yapmalıyım derken kendimi Marilyn'in yanında buldum.Makyajını temizliyordu.Ya da fazlalıklarını.

" Özür dilerim. " Aynadan yüzüne bakarak konuşmuştum . Oturduğu yerde işine devam ediyordu.

Harika.Beni görmezden geliyordu.

" Fazla tepki gösterdim. Özür dilerim. "Dedim.

Yine ses yoktu.

" Bir sağır gibi davranmayı bırakacak mısın?!"

Nasıl başarıyordu bunu? Çıldırtıyor beni.

" Lanet olsun.Peki, bir daha yüzümü görmene gerek kalmayacak.Zirvede bırakmak benim işim." Dedim.Arkamı dönmüş gidecekken engel oldu ve bileğimden tutup kendine çekti beni. Ayağım takılınca hızımı alamayıp kucağına düştüm.Düştüm!

" Seninle çok işim var, değil mi? " Dedi yüzlerimiz çok yakınken. Kalbimin neden hızlı atmaya başladığını anlamadım.Sanırım kokusundan.Evet çok güzel kokuyordu.Bu en mantıklı açıklamaydı.Degil mi?







Marilyn Manson -Siyah MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin