Hayatımda normal olan tek bir şey bile yoktu.Her daim karmaşa ve kaos ortamının içine kurulmuş bir hayatın başrolünü üstleniyordum. Ve bu bazen yorucu olabiliyordu.
Gözlerimi kapatıp soğuk havayı içime çektim.Az önce duyduklarımı duymamayı dilemek için çok geçti değil mi?
" Lütfen bana sadece şaka yaptığını söyle. " Sesim olduğundan daha ince ve güçsüz çıkıyordu.
Twiggy başını umutsuzca sallayınca söylediklerinin ne denli gerçek olduğunu anladım.
"Marilyn nerede?"
" Beni odadan atıp kapıyı kilitlemişti. Hala da orada."
Yürümeye başladığında ardından takip etmeye başladım. Soluğu Marilyn'in odasının kapısının önünde aldığımızda ikimizde bir süre susup öylece kaldık.
Bu şeyi söylemek belki de Twiggy ve benim için kolay olsada , söylenenleri duyacak olan Marilyn için zor olacaktı. Twiggy hareketsiz kalıp gözlerini kapatınca cesaretimi toplayıp kapıyı tıklattım iki kere.
" Kapıyı aç Marilyn. Önemli bir durum var. " İçeriden ses gelmiyordu.Aklımda ki kötü düşünceleri kovup kapıya vurdum tekrardan. Vakit kaybedecek zamanımız yoktu. Hastaneye gitmeliydik. " Marilyn, kötü bir şey oldu.Leon, o iyi değil. "
Kapı aniden açılınca bir adım geri gittim.
"Ne demek Leon iyi değil? !" Diyerek ellerini omuzlarıma koyup beni sarstı."Konuşsana!"
"Sakin ol dostum.Hastaneye gitmeliyiz." Twiggy araya girdiğinde Marilyn'in dikkati benim üzerimden çekilmişti.
" Kahretsin, her şey benim yüzümden! " Marilyn merdivenleri hızla inmeye başlamıştı bile.Arkasından bizde inip evden çıktık.
Bu adamın hızına yetişemiyordum.Arabayı çalıştırmıştı bile.
Bir şey demeden biz de bindik. Ve ardından arabayı hızla hastaneye sürmeye başladı.Twiggy bildiklerini aktarırken Marilyn kendisini suçlamaya devam ediyordu. Bense arabada hiç yokmuşçasına hayalet gibi varlığımı sürdürüyordum. Çok hassas bir konuydu ve yanlış bir şey söylemekten çekiniyordum. Bu yüzden sessiz kalarak ortama uymaktan zarar gelmezdi.Bu sırada uzun zaman önce yapmayı bıraktığım şeyi yaparak dua ediyordum içimden.
Leon'a bir şey olmaması için Tanrı'ya yalvarıyordum.Uzun zamandır adını anmadığım Tanrı'nın ismi dökülüyordu dilimden sessizce.Dualarımın O Yüce dedikleri güce ulaşmasını istiyordum. Hiç bir zaman varlığını hissetmediğim bir gücün bugün duama ses vermesini ve varlığını hissettirmesini istiyordum.
Hastaneye geldiğimizde ortalıkta bir adet bağırarak dolaşan Marilyn vardı.Önüne rastgele çıkan hemşirenin önlüğünü kavrayıp bir şeyler söylediğini görünce yanına gittim.
" Marilyn, lütfen sakin ol . Twiggy bilgi almaya gitti."
Eliyle saçını çekiştirdi ve sağında duran sandalyeye tekme attı. Şuan da ne desem biliyorum ki boştu. O bildiğini okumaya devam edecekti. Hiç beklenmedik bir şey yaparak bende sandalyeye tekme atarak küfür savurdum seslice.
" Ne yapıyorsun? !"
Bu sırada etrafta bize kınayan bakışlar atan insanlar vardı. Ve kimse bizi uyarmayı istemeyecek kadar cesaretsiz görünüyordu.
" Senin yaptığını yapıyorum!" Onun gibi bağırarak cevap verdiğim sırada Twiggy'nin karşı koridordan bize doğru geldiğini gördüm.