Herkes bir şekilde kendi sonunu getiren olaylara bulaşır. Sonuçlarının başımıza neler getireceğini bilmeden adımlarız sadece.Birazdan yapacağım şeyin geleceğimi ne şekilde etkileyeceğini bilmiyordum.Yaşadıkça görecektim.
Kalemi masadan alıp içimdeki endişeli yanı görmezden gelerek adımın yazdığı yerin altına imzamı attım.
" İşte bu kadar basitti.Tebrikler Jesse."
Değildi. Bu kadar basit değildi. Okulu dondurup bir şirket bünyesinde işe başlamam aklımda ki tüm ihtimalleri basit kılmıyordu.
Kel kafalı tombik adama karşı sahte bir gülümseme takındım.
" Bekle bir dakika.Ona haber vereyim.Bir haftadır vereceğin kararı bekliyordu.Buna sevinecek." Diyerek telefonuna sarıldı.
Kimden bahsettiğini anlamamıştım.Her neyse.
Artık bir köleydim.En azından durum benim için böyleydi.Telefonu kapatınca yüzüne geniş bir gülümseme yayılmıştı.Bu işe benden çok sevindiği ortadaydı.
" Şimdi ne yapmalıyım?"
" Aşağı in O seni bekliyor." Diyerek ayağı kalkıp odanın kapısını açtı. " Bekletilmeyi sevmez.Kotanızı bir haftayı kullanarak doldurduğunuza göre artık dakik biri olmalısınız."diyerek açık açık eliyle dışarı çıkmam için buyur etti.
Kimin beklediğini bilmesemde tahminlerim vardı.
Kapıdan çıkıp asansöre yöneldim. İçimi nedensiz bir heyecan sardı . Asansör aşağı inmişti saniyeler içinde. Kapı açılınca karşımda gördüğüm kişi nedeniyle asansörden çıkamadım aksine daha çok alan varmış gibi geriye attım bedenimi. Korkmuştum.
Elim kalbimin üzerine giderken yutkundum.
" Benden korkmuş olamazsın değil mi? "
Dilimi mi yuttum acaba? Konuşamıyordum, elimle kendi yüzümü gösterdim onun yüzünü kastederek.Dudaklarında koyu renk bordo renk bir ruj vardı.Gözlerinin etrafını çevreleyen siyah bir kalem sürülmüştü.Teni mükemmel derecede kusursuzdu.
" Şey, bir anda böyle karşıma çıkınca..."
Sözüm havada asılı kaldı.Bilegimden tutarak ardı sıra sürüklemeye başladı beni.
" Buna alışsan iyi edersin. Ya da boşver alışmaman işime gelir." Aniden durup yüzünü bana çevirip yakınlaşması ile ben de durdum." Kork benden küçük. " diyerek yürümeye devam etti.
Küçük mü? Hah!
Siyah son model bir arabanın önünde durduk, şirketten çıkıp. Şoför gelip kapıyı açtı. Binmeli miydim? Sanırım.
" Bak, ya şimdi benim dünyama bulaşmadan çekip gidersin.Ya da şimdi benimle tüm eski hayatını arkanda bırakıp yeni bir yola adım atarsın!"
"Bunu sormak için geç kaldınız. İmzayı attıktan sonra istesem de gidemem." Diyerek arabaya bindim.
Yanıma oturması için diğer tarafa geçip hala adını bilmediğim bu adama yer açtım. O da bindiginde yüzünde bir tebessüm yakaladım.
Her şey bir kenara.. Başka şeyler olacaktı. Bu adamın hayatına kolayca girdim.Fakat çıkışımın kolay olacağını sanmıyorum.Sanki o bitmişti ve bende onun bitmiş dünyasına girip onunla bitecek gibiydim.
》》 O zaman artık olayları başlatıyorum.