Kardeş

163 11 0
                                    

Yağmur Acar

Ben sessizliği son demlerinde yaşayan bir kızım. Mutlu olunca da, üzülünce de. Gözyaşlarım sessizce akarken sadece silerim onları.

Bir kardeşimin olduğunu öğrendiğim zaman ki yaşadığım acıyı hiçbir acıya değişmem. Hep bir kardeşimin olmasını isterdim. Başkalarında görüp özenirdim. Ben,m yaşlarımda olsa, sürekli kavga etsek, sonra dayanamayıp barışsak...

Başka bir hayat yaşayan on yedi yaşında bir kız kardeş.

...

Okuldan çıktığımda annemin yüzünü görmek istemiyordum istediğim kesinlikle bu değildi. Bunu anlamış olacak ki babama bunu söyledi. Acaba işler daha ne kadar kötü olabilir diye düşündüm. Beden dersinin ortalarına doğru Gonca'yı bırakıp bahçenin arkasına geçtim. Burası sıcaktı ama şuan da umurumda değildi. 

Sonunda yıllardır özlemini çektiğim kişiyi bulmuştum. Ama yaşadığı hayata rağmen beni bulamaması çok garip geliyordu. Anlamsızdı.

Gözyaşlarım benden bağımsız bir şekilde akarken saçlarımı geriye doğru ittim. Bir el beni taklit edermiş gibi yüzüme yapışan saçları geriye çekerken Selim'in endişe dolu yüzünü gördüm. Bana anlamadığım bir ifadeyle bakıyordu. Ah! Ağlayınca gerçekten çok çirkin oluyordum. Bunu görmemesi için biraz arkamı döndüm.

"Şey, senin burada ne işin var?" derken sesim de borazan gibi çıkmıştı. Cidden rezil olmuştum. Boğazımı temizleyerek devam edecektim ki "Neden ağlıyorsun?" dedi bana. Tam olarak korktuğum şey beni görmüştü. Cidden rezil olmuştum.

"Lütfen gider misin bunu sonra konuşalım çünkü şuan ağlıyorum." dedim sessizce. Sesimi inceltmeye çalışmıştım.

"Ağladığın için yanındayım zaten Yağmur'du değil mi? Sorun ne?" dedi. Gerçekten iyi birine benziyordu ama şuan umursadığım çirkin olduğumdu.

"Bak ben ağlayınca çok çirkin oluyorum tamam mı ve bu halimi kimsenin görmesini istemiyorum. O yüzden şimdi lütfen gider misin?" dediğimde durumu anlamış gibi nefes verdi. Ellerini çeneme koyup yüzünü döndürürken "Evet, çirkin oluyorsun. O yüzden ağlama." demişti.

Ah! Şurada yok olmak istiyordum. Sümüğümün aktığına eminim. Ayağa kalkarken peçete uzatmıştı. Bu çocuk gerçekten çok iyiydi.

Peçeteyi alıp burnumu sildim. Daha sonra spor salonuna girdik.

Damla Acar

Aslında nerede olduğunu bilmiyordum ama spor salonunda onları görünce beynimde şimşekler çaktı. Hızla Selim'in yanına yürürken elimdeki topu sertçe Gamze'ye çarpmıştım. Acı içinde yere savrulurken umurumda bile değildi açıkçası. Benim yanımda sırf popüler olmak için takılan bir sürtükten farkı yoktu gözümde. Selim'in yanına geldiğimde ezik olarak nitelendirdiğim kız geriye çekildi. Gonca'yla takıldığı belliydi. Arkadaşına bir şeyler söylemeye başladığında onunla göz temasımı kestim.

"Neredeydin Selim?" dedim yüksek sesle. Ses tonum beyefendinin hoşuna gitmemişti sanırım.

"Arka bahçedeydim. Şu kız küçük kız kardeşime benziyor ve ağlıyordu. Ona peçete verdim." dedi. Direk konuştuğu için yalan söylemediğini anladım.Zaten bana yalan söyleyemiyordu. İzleyici koltuklarına oturduktan sonra babamla bir yere gideceğimizi hatırladım. Soyunma odasına hızla girerek üzerimi değiştirdim. 

Babam çıkışta beni bekliyordu. Arabaya bindiğimde bana sarılarak saçlarımdan öptü. "Prensesim benim." ona gülerek karşılık verdim. Ben geldiğim halde hala gitmiyorduk. Babamın birine bakındığını görünce "Ortağının çocuğu falan da mı gelecek?" dedim keyifsizce. "Hayır beraber yemek yiyeceğiz. Baş başa. Baba kız."dediğinde şaşırdım. Fikri değişmiş olacak hiç üstelemedim. 

Düşman KardeşlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin