FIRSAT

103 7 0
                                    

Yağmur Acar


Ondan intikam alacak bir durum söz konusu değildi. Gizli numaranın kim olduğunu bilmiyordum ama Damla'nın başı belada olabilirdi. Bunu ona söylemem gerekiyordu. Kitabı bırakarak spor salonuna indim. 

Ona bir zarar gelmesini istemiyordum. Bunu kesinlikle istemiyordum. Gonca beni görür görmez "Bir şey mi oldu? Ağrın falan varsa söyle bak Yağmur!" dedi uyaran bir ses tonuyla. Etrafı bakınırken "Damla'yla konuşmam gerek. O nerede?" dedim.

"En son Selim'le beraber basketbol sahasının oradaydı. Bir sorun mu var?" dedi heyecanla. 

"Sonra anlatsam olur mu Gonca?" dedim. Şüpheli bakışları yok olmamıştı. Başını salladıktan sonra basketbol sahasına doğru yürüdüm. Adımlarımı yavaş yavaş atıyordum çünkü ağrım vardı. Sahanın bulunduğu köşeye dönecektim ki Damla'nın sesini duydum.

"Annemi istiyorum Selim. Onu daha yeni buldum ve başka biri için kaybetmeyi kaldıramam." dedi. Aklım başka biri kelimelerinin etkisinde kalırken Damla devam etti. "Yağmur onu etkilediği sürece annem eve dönmeyecek. Biliyorum onu benden daha çok seviyor ama bunu değiştirebilirim." dediğini duydum. Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Annemi geri getirmek için beni kullanacaktı. Açık açık söylemişti resmen. Beni nasıl da güzel kandırmıştı? Ben ona bir şey olmasın diye uyarmaya gelmiştim. Sinir olarak arkamı döndüm. Beni kullanmaya çalışan biri için endişelenecek kadar aptal biri değildim.

Okul çıkışında Damla yanıma gelirken sinirlerimi kontrol ettim. "Yağmur, bugün size gelebilir miyim? Annemi özledim de. Beş dakika uğrarım." derken şirin olmaya çalışıyordu. Ondan tarafa bakmayarak "Olur." dedim.

Bahçeye kadar yan yana ama tek kelime konuşmadan yürüdük. Dolmuşa binmek için sağa döndüğümde "Taksiyle gitsek olmaz mı?" dediğinde yüzümü ona döndüm.

"Damla ben dolmuşla gideceğim her zamanki gibi. Gelmek istemiyorsan yapacağım bir şey yok." dedim ciddiyetle. Yüzü anında gerilirken "Tamam." dedi şaşkın şaşkın. 

Beş dakika boyunca dolmuş bekleyince canının sıkıldığını belli edecek şekilde ofladı. 

Eve doğru yaklaşırken "Birazdan kusacağım." dedi. Benim tüm okul hayatım böyle geçmişti. O şoförlerle okula giderken ben her sabah binmiştim dolmuşa. Ve yine hayatından şikayet eden oydu. Biraz yürüdükten sonra eve ulaşmıştık. Annem kapıyı açar açmaz "Damla." deyip gülümseyerek ona sarıldı. Sevindiği her halinden belliydi. 

"Hoş geldin kızım." dedikten sonra "bana da sarılmıştı.

"Çok sevindim gelmene." dedikten sonra tekli koltuğa oturdum. Akılma okuldan gelen mesaj gelince gerildim. Kim Damla'ya düşmanlık beslerdi ki? 

"Aç mısınız? Ben size bir şeyler hazırlayayım." dedi annem. Tam kalkacakken "Gerek yok. Damla beş dakika oturup gidecek zaten." dedim soğuk bir sesle. Yıldırım çarpmış gibi bana çevrilen gözleri görmezden geldim. O beni evden kovabiliyordu o halde bende onu kendi evimden kovabilirdim.

"Kızım o nasıl söz öyle? İstediği kadar kalabilir. Burası onunda evi." dedi annem.

"Kendisi öyle söylemişti." dedikten sonra çantamı alarak odaya geçtim. Yatağımın üzerine oturduktan sonra annem içeri girdi. "Yağmur, Damla'yı yalnız bırakma içeride. Hem söyle bu gece kalsın." dedi.

"Neden? O beni evinde istemiyordu. Burası da benim evim." dedim üste çıkarak. Annem benim ağzımdan çıkanlara inanamıyor gibiydi. Beni kullanmaya çalışan birine nasıl sevgi gösterisi yapabilirdim?

"Yağmur. Ben onu bırakarak buraya geldim. Yine. Bunun farkında mısın kızım?"

"Zorlamadım seni. İstersen geri gidebilirsin." dedim arkamı dönerek. "Kızım lütfen. Öyle demek istemediğimi biliyorsun. Hadi içeri geç." dedikten sonra çenemi tuttu ve yanağımdan öptü.

İçeri geçerken Damla'nın etrafı gezdiğini gördüm. Tekli koltuğa tekrar oturdum. Eline çerçevede olan başarı belgemi aldı. Bir süre inceledikten sonra geri bıraktı. Annem yemeği hazırladıktan sonra beraber masaya geçtik. 

Tam yemeğin ortasında Damla'nın telefonu çaldı.  "Babam." diye açıklama yaptıktan sonra açtı.

"Alo baba?"

"..."

"Annemin yanına geldim. Yemek yiyoruz." dedi. Annesinin yanına gelmek için beni kullanacağını da sevgilisine açık bir şekilde belirtmişti. Çatalı sertçe koyduktan sonra "Benim Goca'ya uğramam gerek." dedikten sonra masadan kalktım. Kendimi dışarı zor atmıştım. Kendimi kötü hissediyordum. Bunca yıldır babam olmadan yaşamıştım ve o da annem olmadan yaşamıştı. Bu çok zordu.

Ben bunun bilincindeydim ama Damla'nın şımarık davranışlarından sıkılmıştım. 

"İyi misin?" dedi bir ses.Yakınlardan geliyordu. Kafamı çevirdiğimde bana çarpan çocuğun yüzüyle karşılaştım. Mavi gözleri üzerimde gezinirken bana şaşkın şaşkın baktı.

"Ne tesadüf ama?" dedim. Gözlerinin içi gülümserken ben de gülümsedim.


Düşman KardeşlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin