YAZARDAN
Scorpius karşısındaki ölüm yiyeni hallettikten sonra çok az ölüm yiyen kalmıştı.Onlarla da aileler ve profesörler ilgileniyordu.Scorpius o sırada iki ses duydu birisi Riddle'ın diğeri ise Emily'nin sesiydi.Scorpius'da bunu anlamıştı zaten.Riddle iğrenç kahkahasını atıyordu ve
Riddle:''Ben başladığım işi yarıda bırakmam.Zeki olduğunuzu sanmıştım,özellikle de Weasley'nin.''Emily ise hıçkırarak ağlayıp ''ROSE!ROSE!HAYIR!''diye bağırıyordu.Ne demişti o öyle?Scorpius hemen koşarak Emily'nin yanına gitti.Rose yerdeydi,hareketsizce yatıyordu.Yoo,bu doğru olamazdı.Hayal görüyordu.Kafasını çarpmış olmalıydı ya da bir büyünün etkisinde olmalıydı.Doğru olamazdı.Rose'un yanına eğilip başını kucağına aldı.Sesini çıkarmaya çalışıyordu ama olmuyordu işte.Musluktan boşalırcasına akan gözyaşları kızın suratına düşüyordu.Scorpius avazı çıktığı kadar bağırıyordu.''ROSE!UYANSANA,UYAN!''kızı sarsmaya başladı.Genç adamın sesini duyanlar onun etrafına toplanıyordu.Harry Potter'ın attığı bir lanet Riddle'a denk gelip onu öldürmüştü.Ordusu ise özgürdü,ama hepsi cezalarını çekecekti.Tek ölü Rose'du,diğerleri hafif yaralar almıştı,birkaç kişi de ağır yaralıydı,ama iyileşebilirlerdi.Rose'u orada görenler hemen ağlamaya başlıyordu.Sesleri duyan Hermione ve Ron topluluğa doğru ilerlediler.Scorpius hala avazı çıktığı kadar bağırıyordu.Ne arkadaşlarının hıçkırarak ağlamasını,ne genç kızın anne ve babasının feryatlarını,ne de Albus'un ona seslenişini.''ÖLEMEZSİN ANLIYOR MUSUN!BU KADAR ŞAKA YETER ROSE!SENİ SEVİYORUM!HADİ!''Albus'un düşünceli bir hali vardı.Aynı zamanda da gözlerinden damlalar damlıyordu.Scorpius Albus'tan önce davrandı.Aklına bir fikir gelmişti.
Scorpius:''Zaman döndürücü.''diye fısıldadı.Albus onu duymuştu.
Albus:''Ne?Nasıl?Zamanla oynayamayız.''
Scorpius:''UMRUMDA BİLE DEĞİL!ONUN İÇİN HER ŞEYİ YAPARIM.''her şeyi kelimesinin üstüne vurgu yapmıştı.Albus burukça gülümsedi.
Albus:''Zaman döndürücüyü nereden bulabiliriz?''
Scorpius:''McGonagall'a söylesek.''
Albus:''Hayır nerede olabileceğini biliyorum,gel.''dedi ve birlikte Hogwats'ın yedinci katına çıktılar.Boşkafa Barbanas'ın ifritlere bale öğrettiği goblenin arkasındaki boş duvara geldiler.Scorpius gözlerini kapayıp aklından şunu geçirdi.'Rose'u hayata döndürmemizi sağlayacak bir zaman döndürücü.'üç kere önünde yürüyüp aynı şeyi düşündü.Gözlerini açtığında karşısısında bir kapı vardı.Albus'a baktı.İfadesizdi.Scorpius'ta öyle.'Ya işe yaramazsa.'diye düşündü Scorpius.Hayır bunu yapacaklardı.İçeri girdiklerinde içeride binlerce zaman döndürücü vardı.Harika bir görüntüydü.Albus elini uzatıp bir tanesini almaya çalıştı ama çığlık atıp elini geri çekti.
Scorpius:''Kız gibi çığlık atıyorsun.''bunu bile somurtarak söylemişti.
Albus:''Elim-off-aşırı derecede çok yandı.Ben sıcağa dayanıklı değilim.''dedi ve elini Scorpius'a gösterdi.Hem iğrenç hem de çok kötü gözüküyordu.
Scorpius:''SENİ LANET ODA!ACELEMİZ VAR!BURAYA ZAMAN DÖNDÜRÜCÜYÜ ALMAK İÇİN GELDİK,SENİN APTALLIĞINLA UĞRAŞMAK İÇİN DEĞİL!ÜSTELİK BURASI İHTİYAÇ ODASI'BİZİM DE ZAMAN DÖNDÜRÜCÜYE İHTİYACIMIZ VAR!SENİ APTAL ODA NEDEN BÖYLR YAPIYORSUN!''
Albus:''Sakin ol!''
Scorpius:''OLAMAM TAMAM MI?!!''sesini alçalttı.''Ne hissettiğimi anlamıyorsun.''bu sefer de Albus sesini yükseltmişti.
Albus:''Senin sevgilin olabilirdi,ama benim de kuzenimdi,ne hissettiğini çok iyi anlıyorum!''
Scorpius:''Özgünüm.''