9. Bölüm

19.7K 1.5K 720
                                    

Burnum ve gözyaşlarım bir yarış halinde akıyordu sanki, burnumu defalarca kez çekmeme rağmen yine de akıyordu ama tekrar çekme ihtiyacı duydum. Avcumun içinde sıktığım kazağımın koluyla ıslak yanaklarımı kuruladım. Ekrandaki OK'u video oynatmak için harekete geçirdim, bir kez tıklarken midem bulanmaya başlamıştı. Video açılmadan önce bir süre yüklendi, bana bir asır gibi geliyordu. Titremeye başlarken gözlerimi sıkıca kapattım. Bütün odayı alkış sesleri doldurduğunda şaşkınlıktan dolayı gözlerimi açtım. Islaklıktan dolayı ekranı bulanık gördüğüm için gözyaşlarımın akmasına izin verdim. Şimdi daha iyi görüyordum, ama ekranda iki erkeğin öpüşmesini değil de, Isaac tarafından zorla öpüldüğümün videosunu görmeyi bekliyordum. Vücuduma inen ani rahatlama ve sinirle bütün duygularım birbirine karıştı. Masamın üzerindeki kalem kutusunu tek vuruşla yere düşürdüm, başımı ellerim arasına alıp saçlarımı çekiştirmeye başladım. Çığlık atmamak için dişlerimi birbirine bastırırken göğsüm hızlıca inip kalkıyordu. Aynı sıkılıkta gözlerim de kapalıydı. Evde kimsenin olmaması bana bir yandan rahatlık sağlıyordu, kendimi boş yere sıkıyordum. Dişlerimi sıkmayı bırakıp ortaya sesli bir hıçkırık bıraktım. İçimde pas tutmuş ruhum çözülmek için deliriyordu. Oturduğum yerden kalkıp annemin yeni koyduğu aynanın önünde durdum. Kızarmış gözlerimin içine bakıyordum, aynı şekilde burnum -hatta ve hatta yüzüm de kızarmıştı.

"Sen hiçbir şey yapmadın..." Hıçkırıklarım arasından kendime konuştum. Çaresizliğimi görüntüme iyi yansıtamamıştım, sadece annesiyle kavga edip ağlayan bir kız gibi görünüyordum. Çevremde basit görünen ama aslında kırgın ne kadar insan vardı. Burnumu çektiğim saniye geri akıyordu. Konuşmama devam ettim. "Sadece diğerleri gibi değilsin." Yeniden burnumu çekip gözyaşlarımı yeniden sildim. "Kendine gel, Ariana." dedim güçlü çıkarmaya çalıştığım sesimle. "Video falan yok, her şey iyi olacak."

Bu sırada dikkatimi telefonumun bildirim sesi çekti. Kyle'dan geldiğini düşünerek hızla hareket edip elime aldım. Tuş kilidinin ardından karşıma SMS'den gönderilen multimedia çıktı. İnsan kendine her şeyin iyi olacağını söylediği zaman, birileri bu cesareti kırmak için her yolu denerdi. Mesaj Isaac'tendi, ekranımda Isaac ve ben vardık. Onun üzerimde olduğu zamandan. Ardından bir mesaj daha attı.

Pshaac: "Gerçekten konuşacağımız şeyler var. Yarın okula gel."

Beklediğim gibi yeni bir öpüşme resmiyle beraber bir not da bırakmıştı. Nasılsa ağladığımı göremiyordu, sesimi de duyamıyordu. Yazarak kendimi ele verecek de değildim. Bu yüzden gözyaşlarımı silip alanımı netleştirdim ve ona yazmaya başladım.

Ben: "Kanıt için teşekkürler, bakalım polis bu işe ne diyecek. Üstelik bir de tehdit mesajları."

İnterneti sevme nedenlerimden birisi de buydu işte. Karşındaki her kim olursa olsun iyi olduğunu söylediğinde aksini kanıtlayamıyordu.

Pshaac: "Kendini rezil etmeyi göze alacaksın yani?"

Ben: "Tanımadığım insanlar, bir daha görmeyeceğim için rezil olup olmamam umurumda değil. O resimler dağılırsa ya da silmezsen polis seni fena enseler. Ne de olsa medeni insanlarız, dağ ayısı gibi tehditlere gelemiyorum :-)"

Pshaac: "Polisine koş, Ariana. Çok daha kötüleri seni bekliyor."

Ben: "Bunun da ekran resmini aldım. :-)"

Sanaldan savurduğum tehditler boşunaydı, gerçekten korkuyordum. Bu resimleri bir başkasının görecek olması da beni iyice endişelendiriyordu. Kyle'ın beynine ihtiyacım vardı ve WhatsApp'a girip ona yazmaya başladım.

Ben: "Ne resminden bahsediyorsun?"

O: "Alınma ama özürlü gibi olduğun bir fotoğraf. Oh, kahküllü halin ne de çirkinmiş."

WhatsApp SaviorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin