13. Bölüm

16.3K 1.3K 926
                                    

Kyle varlığımı fark etmişcesine belli aralıklarla başını kameraya çevirip yeniden Kelsey'e dönüyordu. Kelsey iyice vücudunu Kyle'a yapıştırıp dudaklarına yöneldi, bunu engellemek için geriye doğru eğildi ama Kelsey hırs bürümüş bedeniyle Kyle'ın dudaklarını yakaladı. Tam bu noktada kalbimden parçaların kırılıp döküldüğünü hissettim. Dolan gözlerimin akmaması için büyük mücadele vermeye başladım. Ağlayacak olsaydım kendimden şüphe etmeye başlayacaktım. İçimde yüksek sesle söyleyemediğim şeyler oluyordu, kendime bile açıklayamazdım.

Birkaç dakikanın ardından kapının kapanma sesini duydum. Nihayetinde eve gelmeyi akıl ettiği için onunla gurur duyuyordum. Merdivende ilerlemesi giderek duyulduğundan yolunu keserim diye odamdan çıktım. Doğru tahminlerim sonucu şu an tam önünde dikiliyordum, kollarımı göğsümde birleştirip tek bacağımın üstüne yüklendim. Kendimi ebeveyn gibi hissettiğim için ona kızgındım. Ayağımın biriyle yerde ritim tutturdum. ''Neredeydiniz...''Kaşlarımı olabildiğince çattım. ''Küçük hanım?''

Annem gözlerini devirip bana omuz atarak odasına geçti. Şaşkınlık ve öfke bir arada hiç iyi hissettirmiyordu çünkü hayret içinde onu bıçaklamak istiyordum.

''Ergen!'' Söylediklerime kulak asmadan dolabını açıp içinden kırmızı bavulunu çıkardı.

''Ne o, erkek arkadaşına mı taşınıyorsun?'' Eşyalarını askılarından çıkarmaya uğraşmayıp düzensizce bavuluna doldurmaya başladı. Söylediklerime tepki vermemeye çalışsa da yüzü iyice asılmıştı.

''Önce babamın gitmesini sağladın, şimdi de kendin mi gideceksin?''

Dolap yavaş yavaş boşalmış ve valizi dolmuştu. Çekmeceyi açıp çoraplarını ve iç çamaşırlarını sırt çantasına doldurmaya başladı.

Görüş alanım bulanıklaşmıştı, ne hissedeceğimi bile bilemiyordum. O kadar kaybolmuştum ki gözlerim dolmasına rağmen devamını getiremiyordum. Gözyaşlarım bir türlü akmıyordu, bir türlü içimdeki şeyden kurtulamıyordum.

Çantalarının fermuarını çekti, birini sırtına takıp diğerini de yerde sürükledi. Geçmesi için biraz geriye kaydım. Merdivenlerin başına geldiğinde bir süre durakladı ve derin bir nefes aldı. Valizini yavaşça merdivenlerden indirirken, ''Gitmekle iyi ediyorsun. Geneleve çevirmiştin evi.'' dedim.

Valizin tekerlekleri ahşap merdivene her çarpmasında benden biraz daha uzaklaşıyordu. Merdivenin başında durup aşağıya inişini izledim. ''Senden kurtuluyorum.'' diye sesimi yükselttim. Alt dudağımı dişleyip içimdeki sabırsız hisle savaş verdim. Sanki her kelimemde sonradan kendimden nefret edecekmiş gibiydim.

Son basamağı da inip ayakkabılarını giydi. Tam bu noktada içimdeki buzdan duvarlar anında eridi, beni şoka uğratıp evrenin etrafımda hızla döndüğünü hissettim. Birazdan kusacakmışım hissi aslında pişmanlıktan kaynaklanan bir histi.

''Anne...'' Önemsemeden kapının kolunu indirdi. ''Anne, ne olur gitme!''

Hala durmadığını gördüğümde merdivenlerden hızlıca inmeye başladım. İnerken, ''Beni tek başıma bırakma!''diye sesleniyordum.

Kendini dışarıya atıp ardından kapıyı kapattığında aşağıdaydım. Aniden bedenimi durdurduğum için ayağım kayıp merdivene oturur şekilde düştüm. Kalkmak için yeltenmişken arabasının burayı terk ediş sesini işittim. Gözlerimden iki damla yaş aktı, hızlıca onları silip etrafa şaşkınca bakmaya başladım. Bakışlarımı tavana, arkama, sağa ve sola, her yere çeviriyordum. Bu koca evde tamamen terk edilmişlik hissiyle baş edemiyordum. Önceden de evde olmazlardı ama yanımda olduklarını hissederdim. Herkes tarafından terk edilmiştim.

WhatsApp SaviorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin