''Bak, Ariana--''
''Siktir git.''
''Beni bir saniye dinleyebilir misin?''
''Siktir git.''
''Siktiğimin sözümü kesmesen?''
''Siktir git.''
''Bak ama--''
''Siktir git.''
''Sen siktir git.''
Derin bir nefes alıp ağzıma takılmış olan edepsiz cümleyi unutmak için içimden üçe kadar saydım. Kyle'a dikkatle bakıp sakin gözükmeye çalıştım.
Oldukça sakin olacaksın, Ariana. ''Sen ne bok yaptım dedin seni geri zekalı?!''
''Yeter artık, ne bok yediğim seni ilgilendirmez. Bana bir daha küfür edeyim deme.''
Sanki beş kafası var gibi ona baktım. Ağzını açıp elini çenesine koydu, açtığı ağzını çenesini yukarıya iterek kapattı. O saniyede ağzımı kapatmam için yaptığını anlayıp dudaklarımı birleştirdim.
''Bana kolunu göster.'' Otoriter sesim onu şaşkına uğratmıştı. Başını sallayıp, ''Abartma.'' dedi.
''Kollarını gösterir misin?''
İç çekip gözlerini devirdi. Alnımda ter damlaları oluşmuştu, vücudum sinirden yanıyordu. Sonunda sağ kolunu kameraya çevirdi. Kolu bembeyaz bir şekilde duruyordu. ''Yemedim.'' dedim. ''Sol?''
''Ah,'' Yeniden gözlerini devirdi. Sol kolunu da kameraya çevirdiğinde gözlerim hayret içinde açıldı. Kamera kalitesine rağmen kolundaki mor, yeşil, kırmızı renkler kendini belli ediyordu.
''Tamam, bak, kötü görünüyor olabilir ama kullanmayı kesersem geçecektir.''
Saçlarımı avuçlayıp tarıyor gibi yaparak ellerimi ensemde birleştirdim. Sağ tarafı kulağımın arkasına sıkıştırıp yeniden Kyle'a dikkatlice baktım. Eğer ki yetkili birine bildirecek olsaydım benimle sonsuza dek konuşmazdı. Tam bir geri zekâlıydı. Ona nasıl yardım edebilirim onu da bilmiyordum.
''Lütfen...'' diye mırıldandım. ''Lütfen bir daha o şeyi kullanma.''
Cevap olarak başıyla onayladı. Oh, sözlü olarak bu kadar kolay ikna olacağını düşünmüyordum.
''Ama sorun şu ki benim sana yardımcı olmam gerekiyordu.''
Biraz sonra ona söyleyeceklerim karşısında hayrete düşecekti, belki de sinirlenip kamerayı kapatacaktı ama sert olmalıydım ki durumun ciddiyetini kavrayabilsin. ''Yardıma ihtiyacı olan birisi bana dertten başka bir şey getirmez.'' dedim hemen bitmesi için hızlıca.
Bakışlarını ekrana dikti, kaşları yavaş yavaş çatılıyordu ve bu beni aynı hızda korkutuyordu. ''Dediğin olsun. Eğer sonunda cansız bedenimle karşılaşırsan sebebi sensin.'' Tepkisine hayretle baktım. Bu kadar sakin kalması alışılmışın dışındaydı.
''Yardım almazsan zaten bedenin cansız olacak.'' Düz bir ifadeyle söyledim.
Sigarasını havaya kaldırıp birden bıraktı ve kameranın alanından çıktı. ''İşte,'' dedi. ''Bu andan itibaren bırakıyorum.'' O noktada içtiğinin sigara olmadığını da anladım.
Cevap vermemeyi seçip bakışımı bir yere odakladım. Kyle'a bu konuda nasıl yardımım olurdu bilmiyordum. Öte yandan annemin babamı aldatması ve okuldakiler de vardı. Üstelik babama bunu söylemem gerekiyordu, daha fazla hakaret edilmesine katlanamazdım ama asıl zor kısmı da söylemekti. Derin bir nefes alıp buradan yok olmayı diledim. Tek istediğim şu sorunları arkamda bırakıp gitmekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WhatsApp Savior
Teen Fiction''Merhaba :)'' ''Kimsin?'' Hayatımı değiştiren, beni her geçen gün biraz daha ölüme sürükleyen tek bir mesaj.