SIRLAR

249 12 2
                                    

Okuyup beğeni ve yorum yapan herkese teşekkürler!

İyi okumalar!¡!

"Su kendine gel! Benim Merih."

Yüzümdeki ıslaklıkla vücudumda ki kasılma şiddetini giderek kaybettiğinde Merih saçlarımın üzerine siyah bir şal örttü.

"Daha iyi misin?" deyip elindeki su şişesini kenara bıraktı.

"Kendimi siyah-beyaz televizyonun ekranı gibi hissediyorum." dedim kelimeler ağzımdan yalpalayarak çıkıyordu.

"Bunu daha önce söylemeliydim fakat görünce tanırsın sandım." dedi. Bahsettiği annem ve babamın mezarlığıydı.

"Daha önce hiç gelmedim."

"Nasıl?" dediğinde bulunduğum yere göz attım. Cenaze için tutulan hoca gitmişti. Hatta ölüyü bile mezara koyup üzerine toprak atmışlardı. Bunların hangi ara olduğunu bilmek istesemde daha fazla abimin nasıl gömüldüğü ile ilgili bir şey bilmek istemiyordum.

"Annem ve babamın öldüğünü söyledikleri gün ilk krizim gerçekleşmişti. Hastaneye kaldırıldıktan kısa bir süre sonra polisler tarafından sorguya çekilmiştim. Çünkü kazada kasıtlı sırlar gizliydi. Keza o kazada bir de çocuk ayakkabısı bulduklarında küçük bedenin yanıp kül olduğu için cesede rastlamadıkları gibi tahminde bulundular." dedim dilim damağıma değiyordu. "Arabanın ön camında iki kurşun izi vardı. Egsozdan çıkan duman patlamaya neden olmuş fakat frenler tutmasa o kurşunlar yakın mesafeden o kadar güzel nişan alınmazdı."

"Ne demek bu?" dedi Merih kafasını kaşıyorken. "Patlamada ön cam nasıl zarar görmemiş ki?"

"Frenler tutuyordu. Hatta yolda kötü bir durum olduğu için babamlar durdu. Ya da durduruldu! Önce motora ateş edilmiş. Hemen ardından da..." dediğimde ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.

"Ön cama." dedi Merih. "Fakat katilin motora ateş etme gibi bir düşüncesi yoktu. Sadece eli titrediği için ıskaladı. Polisler gelmeye yakın ön cama ateş edildi. Bu sebepten... Bir dakika sen ön cama ateş edildiğini nereden biliyorsun?"

"Olay için soruşturma açıldı. Hastanede kaldığımın ertesi günü abimle olay yerine gittik." dedim yüzümdeki suyu şalın ucuyla siliyorken. "Fotoğraflar patlama gerçekleşmeden önce çekilmişti. Nasıl olduğunu hatırlamıyorum fakat bir şekilde o fotoğrafları çekip, kopyaladım."
"Ateş'in öz abin olmadığını anlayamadın mı?" dedi benim oturduğum yerin hemen yanına kıvrılarak.

"Ateş benim öz abim... Sadece o, sırların peşine düştüğü için soyismini değiştirdi."

"Öyle mi dersin?"

"Ben eve gitmek istiyorum." dedim burnumu silerken. "Beni bırakır mısın?"

°

Merih yanağımı öpüp geri çekilirken kulağıma fısıldadı.

"Seni seviyorum."

Gülümsemekle yetindiğimde yüzü kasıldı. Ardından bakışlarını benden alıp direksiyona sabitledi. Mesaj alınmıştı.

"Teşekkür ederim."

Arabadan inip apartmana doğru ilerlediğimde Merih' te öfkesine yenik düşüp sokağı toz içinde bırakıp gitti. Çantama attığım araba anahtarını alıp gösterişli arabaya doğru ilerledim. Arabaya bindiğimde nereye gideceğimi bilmiyordum. Tek bildiğim bileğimdeki zincir bir işe yaramazsa Ateş bana ulaştırma çabasına girmezdi. Derin bir nefes alıp Özgen hastanesine gitmeye karar verdim.

Danışmana tekrardan Batı Koles' i sorduğumda taburcu olduğunu söyledi. Hastaneden çıktığımda artık yapacak bir şeyim olmadığını biliyordum. Zaten ben ne kadar üstelersem daha çok çıkmaza giriyordum.

İNTİKAMIN SIRRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin