EA-8

670 31 2
                                    

"Spencer Romeo olmak benim için gerçekten sorun olmaz, aptal bir sahne sadece." dedi Aria.
Drama dersinden önce Spencer ve Aria ,Romeo ve Juliet'i düzgünce canlandırabilmek için saatlerdir uğraşıyordu. Hanna, dersini değiştirebildiği için ilk sekiz dakika mutlu olmuş sonra ise dakika başı sıkıldığını ve acıktığını söylüyordu. Alison ise elimi tutuyor çok fazla konuşmuyordu
"Onun neyi var ? " dedi Hanna bana fısıldayarak . "Bu sözden sonra Shakespeare'ın dünya edebiyatına kattığı yararlardan ,Amerika'nın gururu olduğundan falan bahsetmeye başlamış olması gerekirdi." dedi.
"Shakespeare ingiliz ,Hanna." dedim.
"Her neyse." dedi.
"Bilmiyorum bu günlerde dağınık görünüyor." dedim.
Sınıf dolmaya başladığında Spencer ve Aria sahneden inip koltuklara oturdular. Gelenlere birer birer bakarken Juliet'i gördüm. Bana bakmadan yerine ilerledi.
"Onu bir yerden tanıyorum sanırım. " dedi Alison.
Dalgınlığım bir anda geçti ve Alison'a döndüm ."Benim Julietim. Yani sahnedeki."
Robin sınıfa girdiğinde ders saati boyunca herkesi tekrar tekrar Shakespeare'dan nefret ettirecek bir ders bizi bekliyordu.
"Okul sonrasında ya da okul içinde eşlerinizle sahnede mukemmel durana kadar prova yapmanızı istiyorum. Ne zaman olduğu umrumda değil." dedi ders sonunda.
O anda Juliet'e baktığımda onun da bana bakıyor olduğunu gördüm. Kitaplarını eline aldı ve bizim olduğumuz tarafa doğru yaklaştı.
"Bu akşam işin yoksa çalışabiliriz." dedi.
"Aslında bu akşam Alison ile film izlemeyi düşünüyorduk ama.." Alison'a baktım.
"Sorun değil." dedi Alison. "Neden bizde çalışmıyorsunuz , sonrasında film izleyebiliriz."
"Tamam." sözü, istemsiz bir gülümseme ile Juliet yanımızdan ayrıldı.
"Sevimli bir kızmış." dedi Alison." Ne zaman çıktınız ?"
Yutkundum ve Alison'a baktım. "Çıkmadık."
Alison gülümsedi." Geçmişin umrumda değil. Ben benim olduğum kısımla ilgileniyorum." dedi.

--○--
"Bence burayı vurgulu yapabilirsiniz. " dedi Alison.
"Ben gerçekten yoruldum belki okulda da prova yaparız." dedim.
Juliet kağıtları kenara bıraktı. "Ben de."
"O halde film !" Alison DVD lere bakmak için ayağa kalktı.
"Aslında saat geç oldu." dedi Juliet.
İki saniye pencereye kıpırdamadan baktı ve bağırdı. "Alison Hayır !"
Alison ne olduğunu anlamadan pencere bin parçaya ayrıldı ve beş kez üst üste ateş edildi. Silahlar patlarken hepimiz kendimizi yere atmayı başarabilmiştik.
"Emily!" dedi Alison. Ona doğru koşarak ilerledim.
"Iyi misin? "
Juliet geldi. "Emily." ilk çağırışında Alisona bakmakta olduğumdan ona bakmadım. "Emily !"
Titreyen elini gösterdi, parmakları kana bulanmıştı. Ilk önce ona bir şey olduğunu sansam da sonra Alisonun vücuduna baktım , her yer kan olmuştu. Yere oturdum ve onu kendime çektim bir kaç saniye ne olduğunu şoka girdiğimden anlamdım.
Juliet "Emily!" diye bağırdında kendime geldim.
Alison'un göz kapakları yavaş yavaş ağırlaşıyordu. "Sorun yok, Em." dedi Alison. Bakış alanım gözyaşlarımdan git gide bulanıklaşırken Juliet Alison'un bluzunu yırttı.
Yırttığı bir parça kumaşı yaraya bastırdıktan sonra kemer ile sıkıştırdı.
Polis ve ambulans sirenleri git gide yaklaşırken Alison'la konuşmaya devam ediyordum.
" Seni seviyorum Alison, uyuma .Lütfen uyuma . Hepsi geçecek, her şey güzel olacak." Ağlamam konuşmamı zorlaştırdığından derin nefes aldım.
"Devam et." dedi Juliet."Uyumasını engelle."
"Ve birlikte Paris'e gideceğiz. Birbirimize bakacağız, sadece ikimiz olacağız, Alison. Sadece ikimiz."
Ambulans görevlileri içeri girerken Alison bilincini yitirmeden önceki son kelimesini söyledi.
"Emily."
Gözlerini yavaşça kapattı.

Some Feelings (Emison)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin