EA-12

491 35 2
                                    

Juliet'in elini tutmak garip bir histi. Aitlik hissettirmiyordu ama güven veren tarafı da vardı. İlişkimizdeki aşk açıklığını fazlasıyla güven ile dolduruyorduk.
Hayaller yoktu, sonsuz süren bakışmalarda öyle. Sadece anı yaşamak vardı ve bu da bazen iyi hissettirebilirdi.
Edebiyat dersinde hiçbir kelimeyi dinlemezken gözüm yandaki boş sıraya kaydı. Alison hep oraya otururdu ve kendimi bildim bileli oradaydı.
"Notları aldınız. " dedi Ezra Fitz. "Alison sanırım kısa bir süre bizimle olmayacak onun içinde notları sen verebilirsin ,Emily."
Ismimi duyduğumda aniden sıradan gözümü ayırıp ona baktım. Istemsizce başımı yukarıya asağı haraket ettirerek onayladım.
-o-
Akşam kendini göstermek üzereyken elimde kağıtlarla Alisonlar'ın kapısını çaldım. Jason'un çıkmasını diliyordum. İstediğim de oldu.
"Emily." dedi Jason.
"Alison'un ders notları." dedim elimdeki kağıtları uzatarak. Gülümsedi.
Arkamı dönüp gitme üzereyken seslendi. "Emily."
Geri döndüm ve ona baktım.
"Alison'un nerede olduğunu biliyor musun ?" dedi.
"Hayır." dedim. "Yani geçen gün ormandaki evdeydi ama.."
"Teşekkürler." diyerek yanıtladı." Klinikten sonra onu fazla sıkmamam gerektiğini biliyorum ama endişeliyim."
"Atlatılması zor bir olay." dedim." Bende bazen kabuslarımda kurşun seslerini duyuyorum."
"Kurşun? " dedi. "Alison sana anlattı sanıyordum."
"Neyi ?" dedim ."Telefonlarıma hiç cevap vermedi."
"Alison hasta." dedi gözlerini yere çevirirken. " Ameliyat sırasında anormal tepkiler gerçekleştiği için tomografi çekildi, beyninde oldukça büyümüş kötü huylu tümör var." Gözlerinin altının kızarmaya başladığını gördüm. Ben ise tamamiyle kendimi kaybetmek üzereydim." Diyorlar ki-"
Boğazını temizledi. "Diyorlar ki ona zaman tanımalıymışız. Cerrahi müdahalede masada kalma ihtimali diğer ihtimalden daha fazla ve diyorlar ki ; Özgür bırakmalıymışız. "
"Emily bana Alison'u özgür bırakmamı söylediler." Artık tümüyle ağladığı belli oluyordu.
Hiçbir şey diyemeden arkamı döndüm. Önümü görmeden yürümeye başladım, her adımda herşey anlam kazandı. Koşmaya başladığımda nereye gittiğimi biliyordum.
Ormandaki evdeydim. Nefes nefese kalmıştım, kapıya ilerledim. Birkaç kez zile bastım. Açılmamasının ardından kapıya vurmaya başladım.
"Alison lütfen aç." sesim titriyordu.
"Emily git burdan."dedi kapının ardından.
"Lütfen ."dedim."Sadece konuşmak istiyorum."
Kapı yavaşça açıldı, soluk yüzüyle Alison karşımda belirdi.
"Biliyorum." dedim hissizlikle. "Neden böyle davrandığını biliyorum."
"Emily git burdan ." dedi. Bu defa sesindeki titremeyi hissetmiştim.
"Her şeyin çözümü vardır." dedim gözlerim dolarken."Birlikte atlatırız ve ben yanında olacağım."
Aniden bağırmaya başladı. "Yok." dedi. "Her şeyin çözümü var ama bunun yok anlıyor musun beni ?"
Kollarımı tuttu. "Emily duyuyor musun beni ?" Artık gözyaşlarımı fazla saklayamadım. "Ben kimseyi hayatım boyunca mutlu etmedim. Seni edebileceğimi sanmıştım ama yapamadım Emily. Artık bu hikayenin sonu mutlu bitmiyor. Ölüm benim yalnız beklemem gereken bir son."
Bağırması son bulduğunda gözyaşlarını görebiliyorudum." Seninle olacağım." dedim ve ona sarıldım. Beni itmeye çalışsa da onu bırakmadım.
Hıçkırıklar içinde konuşmaya devam etti. "Görmüyor musun ?" dedi. "Gözlerime baktığında ölümü görmüyor musun ? Bir gün öylece olacak, ne olduğunu bile anlamayacaksın Emily." dedi.
"Birlikte." dedim sımsıkı sarılırken.
" Ne kadar yıkılacağını görmüyor musun ? " dedi. "Seni hep yıktığımı ama bu sefer bin parçaya ayrılacağını görmüyor musun ?"

Some Feelings (Emison)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin