SALDIRI
ASYA DAN...
Egeye hiç bir şey söylemedim. Bana doğruyu söyleyeceğini de sanmıyorum. Yani ben olsam söylemezdim. Egeyi 1 haftadır görmedim kardeşiyle anlaşıyorduk. Ece iş için İtalya ya gittiğini söyledi.
.......
Ece ile bir kafe de oturduk.
"ee abin ile iyi anlaşıyor musunuz?" dedim. Kahvesinden bir yudum aldı ve gözlerime baktı. " fena değil." dedi burun kıvırdı." sanki hiç ... neyse niye?" . "abim uzun zamandır yurt dışında biz hiç yakın olamadık onu ilk gördüğümde 9 yaşındaydım sonra annem ve babamın ölümüne kadarda hiç konuşmadık ama bana hep hediye yolar , gittiği yerin fotoğraflarını atardı. Abim hep bizden uzaktı." dedi. Kahve fincanına desen çizmeye başladı. " niye ki?" bir iç çekti. " bilmiyorum onu ilk gördüğümde anneme ve babama nefret ile bakıyordu. Ama bana baktığında dudağının kenarında bir gülümseme görüyordum. Sonra bu gülümseme kayboldu. Hiç gülümsemesini görmedim. Ona neler yaptıysam gülmedi. Dudağının kenarı dahi kıvrılma dı ." " Nedenini hiç söylemedi mi?" umutsuzca kafasını salladı. " o duygularını aldırmış biri. biliyor musun? anne ve babamızın cenazesinde ağlamadı. Gerçi hiç ağladığını görmedim. Babama hep kızdım ondan uzak duran birine neden? neden? şirketin yarısını bıraktı." garson biten fincanları aldı ve gitti.
" sadece babamla fotoğrafı var annemden nefret ederdi. İnsan annesinden neden nefret eder ki?" dedi. "abinin evindeki fotoğrafta ki kadın..."dediğimde ecenin yüz ifadesiyle sustum. "Abimin evindeki fotoğraf ta ki kadın mı? Abimin evinde bir kadın ile fotoğrafımı var? Ben hiç görmedim. Nerde? yani neresinde?" dedi heyecanlanarak. "odasın' da " dediğimde gözleri yuvasından fırlayacak gibi açtı. "neee sen abimin odasına mı girdin?". "şeyy yanlış anlama lavaboya girmem gerekti abin odamdakini kullan dedi." "abim seni odasına soktu öyle mi?" dedi şaşkın şaşkın ."Evet" "nasıl ya? O odaya daha ben girmedim." "nasıl girmedin?" "abim odasına kimseyi sokmaz daha kimse girmedi o odaya birde çalışma odasına sokmaz ha birde çatı katındaki odaya oraları kendi temizler hep" .ece konuşmayı her şeyini anlatmaya bayılan bir kızdı. Bunlar ne demek oluyordu? Egenin odasına giren ilk kadındım. Kendi kardeşine bile izin vermezken neden beni oraya sok muştu? . Ve şimdi. Kafamdaki taşlar yerine oturmuştu. Ece telefon konuşmasından sonra acil çıktı.
Ege bugün geliyordu. Ege ye güvenmiyorum. Galiba nedeni o aşağılık şerefsiz güvendi. Sırf onun yüzünden hiçbir kişiye güvenemiyordum tam 5 yıldır. Güven beni yerle bir etmişti.
GÜVEN SİMA: babamın İngiltere de peşime yardımcı olarak taktığı adam aşırı yakışıklı olmasa da ilk öpüştüğüm kişi benden 10 yaş büyük bir adam. Bana saldırmaya kalkan. Aşık olduğunu söyleyen benimle evleneceğini, onunla evlenmezsem kardeşime saldıracağını söyleyen beni komalık yapan adam. Babamın olayı öğrendikten sonra onu Türkiye ye getir ten. benden 1 km uzak durma cezası olan adam. geldiğim günden beri rahatsız ediyordu. Bana yardım edecek kimse yoktu. İngiltere ye gitmek istiyordum ama içim ban 'burada kal A sya' diyor..
5 saat sonra.
Ege ile oturmuş akşam yemeği yiyoruz. Çok düşünceli bir hali var. Gözlerini benden kaçırıyordu ."Konferans nasıldı?" içkisinden bir yudum aldı ."iyi" dedi sadece 'iyi' kesin bir derdi vardı ."İhale ne oldu?" "aldık projeyi" dedi. " senin canın bir şeye sıkkın gibi" omuz silkti. "yarın beni gezdirir misin?" diye sorduğumda. "toplantım var bilmiyorum "dedi .suyundan içtikten sonra. "kalkalı mı?" diye sordum ."Tamam sen çık hesabı ödeyip geliyorum" dediğinde hemen kalkıp kapıya doğru gittim.
Arkama baktığımda ege cebinden çıkartı 'ğı parayı kasaya uzattı. Bende arabaya doğrun gittiğimde bir kaç metre uzağımda duran güveni gördüğümde afalladım. Bana bakıyordu. Gelmemi işaret etti gitmek istemiyordum. Ama olay çıkaracağına emindim. Bir kaç adım attığımda durdum. Ona yaklaşmayacaktım. Geri gittiğimde arkamdan kolumu sertçe çekip beni kendine çevirdi.
Leş gibi bira kokuyordu pezevenk. "bana niye cevap vermiyorsun?" " bırak beni" " daha'la anlamadın mı bırakmıyorum kızım seviyorum seni aşığım sana" " bırak unutun mu cezan var." " ceza mı si***im senide" " benim ile doğru konuş" " sende o ana kuzusu ile konuşma benden başka biriyle görmek istemiyorum" " bana karışamazsın şimdi bırak kolumu" " sana karşı hiç kötü olmadım ama.." "sen beni komalık yaptın güven" "çünkü kafamı patlattın joe denen o piçe koştun ona sığındın" " sen onu felç yaptın. Ben senin yüzünden hastayım, senin yüzünden kimseye güvenemiyorum." " ama o piçe güveniyorsun. Ama sen hala bana aşıksın." "sana bin kez dedim sana hiç bir zaman aşık olmadım ben." " ama olacaksın" "asla" "Görücez" birden beni sürüklemeye başladı. Çığlık attım. Beni ara sokağa soktu. " bunu sana yapacağım" dediğinde çığlık attım ama beni tutuğu gibi öpmeye başladı. 3 yıl önce bu öpüş bana mutluluk verirken şimdi midemi bulandırıyordu vücudu diken gibiydi soğuktu. Dudaklarımı koparacak şekilde öpüyordu. Çırpınmaya başladım. Kasığına geçirdiğimde benden ayrıldı tam kalacaktım saçımdan tutuğunda çığlık attım.
" ne o ona veriyorsun bana versene?" "bırak beni o.çocu'ğu" bana tokat attı sonra eteğimi yırttı attı gömleğimi koparttı. Eliyle ağızımı kapatıyordu. Ege neredeydi. Nefes alamıyordum. Galiba krizim tutacaktı çırpınıyordum. Ağlamaya başlamışrtım .Güven iç çamaşırımın kopçasını hayvanca çıkardı . Bir denn "bırak lan kızı" dedi güven dudaklarını boynumdan çekip sesin geldiği yöne baktı." Ooo bizde o.çocuğu nerde diyorduk." "bırak kızı" "sana mı soracağım lan?" " defol git bu kız benim" "sana kızı bırak dedim." Birden güven üstümden kalktı. Yere yığıldım cenin pozisyonu aldım yırtık kıyafetlerim ile üzerimi örtmeye çalıştım.
Sesler geliyordu kavga sesleri bir anda sesler bitti. Bende hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Siren sesleri kulağıma acı veriyordu. Güvenin " bırakın lan beni" diye bağırışından sonra. Birden biri kolumu çekti gözlerimi açtığımda ege yanımdaydı. Bana kendi gömleğini giydiriyordu zorluk çıkartmadan giydim. Ayağa zor zar kalktım. Ayaklarım titriyordu. İki düğmeyi ege kapattı. Birden beni kucağına aldı arabaya bindirdi. Kemeri taktı. Kapıyı sertçe kapattı. Polis ile konuştuğunu görüyordum ama duymuyordum. Arabaya bindi. Çalıştırdı gaza bastı yolda biri ile konuştu. Eve götürdü.
Arabadan indirip kucağına aldı sıcacıktı ama ben titriyordum . Ona sıkıca sarıldım. Eve girince beni direk odasında ki banyoya soktu. Duşu açtı. Telefonunu lavabo kenarını koydu beni sıkıca tutup suya soktu. Ona döndüm kafamı çıplak göğüsün e dayadım hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Saçımı okşuyordu. Ama güvenin asıldığı yeri okşadığı için canım acıyordu. Yüzümü buruşturdum. Ona güvenmek istiyordum. Bana iyi geliyordu şuan. Soğuksuyu kapattı. Kenardan bir havlu alıp bana sardı. Belimden tutmasa düşecektim. Beni yatağa oturttu. Dolaptan kıyafet çıkarttı. İçeriye gitti. Çamaşır aldı geldi yumuşacık havluya sıkıca sarıldım titriyordum.
Bana baktı." Kendin giyebilir misin?" hiç sanmıyorum elim ayağım tutmuyordu. Sesim çıkmıyordu. "peki istersen ben giydiririm. Merak etme bakmam hatta ışığı kapatayım." Kafamı salladım. Işığı kapattı. Ellerini vücudum da hissedince titredim. "bana güvene bilirsin" havluyu alıp saçıma bağladı gömleği çıkartı ve yavaşça beni giydirdi. Eşofman giydirmedi kazağı baya uzundu kendine kıyafet alıp banyoda giyindi. Üstünde sporcu atleti altında bol bağcıklı koyu lacivert bir eşofman vardı. Ben yatağa uzandım üzerimi örtü. "ben yan odadayım. Bir şey olursa bana seslen hemen gelirim." Kolunu tutunca bana baktı. "lütfen yanımda kal" dedim. Yalnız uyumak istemiyordum. Bana öylece baktı. Sonra yanıma uzandı. Hemen ona sarıldım. Kolunun üstüne koydum kafamı. Uyudum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK küçük bir felakettir...
Romantizm-Geçmişi yüzünden yaralı iki insan. Ne yaşamış olsalar da mutluluğu ve yeniden yaşamayı bir birinde bulan iki aşık. Kalpler bir atıyorsa kim geçe bilir aşkın önüne. Küçük bir kız ile gelen felaketlere ayak uydurmaya çalışan bir adam... *********...