EGE DENOnun muhteşem kokusuyla uyandım. Yanımda uyuyordu. Bana dün gece evet demişti. Arat bu fikrime hızlı gitmiyor musun? Diye sordu ama bilmiyor ki onu kaybetmekten korkuyordum. Sabah olmak üzereydi. Kalıp. Koşuya çıktım. O bana iyi geliyordu. Telefonun sesi ile durdum. alo abi neredesin? koşudayım alaz ne oldu? konuşalım mı? iyi Fırat abinin yerine gel tamam koşmaya başladım. Fırat abinin yerine geldim. oo koçum ne haber? iyi be abi senden? iyi be oğlum sana çay katayım mı? yok abi alaz ile konuşacağız. sen bilirsin
En uzaktaki masaya oturdum. sabah sabah hayırdır alaz? dün arat la konuştuk o senin ikizin tab.. sen dün ne yaptın abi? ne yapmışım? abi sen Asya ya evet ne olmuş? Ne zamandır özel hayatıma karışıyorsun alaz? bak ege Asya yı sevdiğini fark ediyorum. Ama yapma. neden? Ben sevemez miyim? Ayrıca onu sevmiyorum. Ben ona aşığım. abi aşk küçük bir felakettir. Ama senin aşkın büyük bir felaket olacak. İkinizin felaketi. İkinizin sonu. alaz sadede gel. Asya rahatsızlığını biliyor mu?
hayır. sence öğrenince ne olacak? Korkacak abi korkacak. Sen bile kendinden korkarken o daha fazla korkacak. Söylesene onun yanında hiç hastalandın mı? kafamı salladım. yapma abi yapma o kız neler çekti sen neler çektin. O zaten yaralı yaşadıkları zaten ağır. Senin yaşadıkların ve yaşayacakların ona zarar verir. Bu aşk sizin felaketiniz olacak. Onu gördüm. O uçurumdan düşerken tutunacak bir dal, boğulurken bulacak bir nefes arıyor. Yapma sen bu olamazsın sen ancak onu uçurumdan atan, derinlere çeken kişi olursun.
Kalktım. alaz sakın bana karışma sakın. Koşarak uzaklaştım. Nefesim tükenene kadar koştum. Sabahın erken saatleri olduğundan kimse yoktu. Bir banka oturdum. Alazın dedikleri geldi aklıma. Doğruydu ben onun felaketi olacaktım. Yada o benim. Ben mutsuzluğa esir kalmış biriyim. Ne sevmek nede sevilmek beni kurtarırdı. Ben karanlıktım. Ve etrafımda ki her kez i bu karanlığa çekiyordum. Ama Asya ışıktı benim için. Ya karanlığımla söndürürsem o ışığı ya karanlığımda kaybolursa.
Evin önüne geldiğimde anahtarımı alıp stres atmaya gittim. Eski depoya geldim. İçeri girdiğimde gömleğimi çıkarttım. Yumruklarımı indirmeye başladım. Gittikçe kum torbası sallanıyordu. Vurdukça aklıma annem geliyordu. Onun sözleri. sakın oğlum seni sevene zarar verme. Eğer sende onu seviyorsan asla zarar verme. Sana küçük bir öğüt paşam asla senin sevdiğin değil seni sevenle evlen. Benim yaptığım hatalara düşme üzülen sen olursun. Sakın felaketin olacağı veya felaketi olacağın biri ne yaklaşma yapma bunu paşam. Yapma tamam mı sakın yapma. Telefonla alaza çağrı attım. Ben sevemezdim. Kum torbasına vurmaya devam ettim. En sonunda torba patlayınca işte yine başlamıştı..
ALAZdan
Ege çağrı atınca aradım ama açmadı. Tekrar aradım kapalı olunca depoya gittiğini düşündüm. Depoya gittim. Arabası deponun önünde olunca koşarak içeri girdim. Gördüğüm manzara ile donup kaldım. Kum torbası patlamıştı. Duvarlar ise yumruk izi ve kan doluydu. Egeyi gördü gözlerim bir kenarda kanlar içinde yatıyordu. Ellerin daha la yere vuruyordu. Koşarak tuttum kollarını. ege yapma dostum kendine gel. ben sevemem alaz. Ben hep acı çektiririm. Doğru söylüyorsun ona zarar veririm. Bak sana ahahaaha bana bak ahahaha ellerime bak ahahahh ben kendime bile zarar veriyorum. Haklısın ondan uzak durmalıyım. Yoksa ona da zarar veririm. Hahaha ben her kez e zarar veriyorum. Ahahahh hatta sen bile git ben yoksa sa.... işte kendinden geçti. Egeyi hemen aldım arabaya bindirdim. Gideceğim tek yer vardı oda arattı. Aratın evine geldiğimde .kapıyı ece açtı. abiii. Çığlığı duyan arat geldi. yine mi? yardım et belim koptu. Arat ile salona yatırdık. Ece ağlıyordu. ne oldu ona abime ne oldu... alaz cevap ver alaz şunu ellerine sar. Diye bez ve ilaç verdi arat. ecem hadi sen yuk... bana ne olduğunu anlatın. Kim yaptı bunu ona. ecem arat beni gerçekten seviyorsan söyle kim kapt... kendisi yaptı. Ağzımdan çıkmıştı işte. alaz ne demek bu? Arat? abin rahatsız. nasıl? bazen sinir krizi geçiriyor. Bu ileri düzeyde. Tedavi edilmeli ama kabul etmedi. bana neden:.. söyleyemezdik ona sözümüz vardı. alaz sebep ne? bu sefer beni yüzümden oldu. nasıl? arat o dediğini yapmış işte. Bunu öğrendiğimde onunla konuştum. Bir az tartıştık. Sonra gitti. Bende eve gidecektim. Çağrı attı. Sonra telefon kapanınca depoya gittim. Onu bu halde gördüm. sana ne lan sana ne? Ben sana karışma demedim mi? Asya iyi bir kız ege benim arkadaşım onu uyarmalıydım. hayır bu işe karışmamalıydın. Çok bencilsin. Sen sevemiyorsun diye yaptın değil mi? Ne dedin aşk felakettir mi? O senin için belki bu aşk onlar için bir kurtuluş. Şimdi kes sesini ve insanların hayatına burnunu sokma. öyle mi? Peki ama o daha da kötü olursa sana bir yumruk atacağım dedim. Çıktım.
Arabayı çalıştırdım.
ASYADAN
Uyandığımda yoktu yanımda aşağı indim. günaydın günaydın ege nerede? erken çıkmış. peki. Onu aradım telefonu kapalıydı. Elimdeki yüzüğe baktım. Ege başıma gelen en güzel şeydi. Arat ı aradım. Ece açtı. günaydın. günaydın Asya ece abine ulaşamıyorum da arata onu... arat uyuyor Asya peki. Haber.. arar söyleriz sağ ol ece kapattı. Emine ni hazırladığı krepten yedim. Kahvemi içince okula gittim. Okul her zamanki gibi geçti. Tek fark hafta sonu yapacağımız müzikaldi.
Okul çıkışı ada ile buluştuk. O gerçekten çok iyi biri. Ben anlarım sana büyük değer veriyor. o benim... ada ben ona aşık oldum. Onun yanında huzurlu hissediyorum. Uzak kaldığımda onu özlüyorum onu merak ediyorum. Fazla gülümsemiyor ama gülmek sanki onun için var olan bir şey gibi. O kadar yakışıyor ki. Kendi gülüşüm bana iğrenç geliyor. romantik te ha. evet. yüzüğün çok güzel. bana göre ondan gelen paslı demir parçası bile güzel gelir. sen gerçekten aşıksın. Gülümsedim. Konuşmamız böyle ilerledi.
Eve gittiğimde akşam olacaktı. Yemek hazırlandı egeyi aradım tekrar kapalıydı. Beklemeye başladım. En sonunda dayanamadım Arattı bir daha aradım. Ama o da açmadı. Telefon sesi ile hemen açtım. Alaz Asya seninle marinada buluşalım diyeceklerim var. tamam yarım saate gel. Ege ile ilgili. Telefonu kapatınca hemen anahtarımı alıp çıktım. 20 dakika içinde marinadaydım. İleride küçük bir teknede oturan alazı görünce gidip karşısına oturdum. Donuk bir yüz ile bana baktı. anlat. Asya... egeyi seviyor mu sun? evet o zaman git. ne? git uzaklaş ondan neden? onun iyiliği ve senin iğliğin için. ne diyorsun sen? Asya ege .... hasta HASTA....HASTA...EGE HASTA.. kelime beynim de defalarca yankılandı. ne hastalığı ne? egenin yaşadıklarını biliyorsun. Bu yaşam onu kötü etkiledi. Sinir hastası ve tedavi gerekiyor. nasıl ya? geçen gün kanlı gömlekle geldi. Sana anlattı mı? evet güvenin kanı olduğunu biliyorum. peki ya değilse. nasılı? peki ya o kanın tamamı güvenin değilse. açıkça konuş alaz. o kan güvenin değildi. Bilmen gereken şey bu. Ona zarar veriyorsun. yeter o seni sevmiyor. sana yeter dedim. annesine benziyorsun. O seni sevdiğini sanıyor ama sadece annesinin boşluğunu doldurmaya çalışıyor. Bunun olmayacağını anladığında senden uzaklaşacak. Ayağa kalkıp koşarak çıktım.
Neler demişti böyle. Ne demek bu? Egeyi aradım açmadı. O gömlekteki kan kimindi? Ege bana yalan söylemişti. Derin derin nefes aldım. O hastaydı o gün kendine zarar verişti. Off..eve gittim. Ege daha la yoktu. Koltuğa oturdum. Gece oldu yoktu.
Ne zaman uyudum bilemem eminenin dürtmesiyle kalk tım.kızım uyuya kalmışsın hadi yatağına. saat kaç? on ege.. gelmedi kızım gelmedi. yukarı çıktım duş aldım. Zilin çalmasıyla koşarak aşağı indim karşımda babamı görmemle olduğum yerde kaldım. senin burada ne işin var? san her şeyi anlatacağım .içeri geçti. ne konuşacaksın? Konuşacak bir şey yok. anneni tanıdığımda çok gençti... bunları niye ... onu her şeyden çok sevdim. Onun için sustum ben. Çok bekledim onu. Sonra kavuştum sen geldin kucağıma. Minicik sapsarı. Altın gibiydin. Annen adını asya koydu. Sonra büyüdün büyüdükçe ona benzedin. Bir kaç yıl sonra su doğdu. O senin gibi annene değil bana benziyordu. Büyüdün annene daha da benzedin. Çok güzeldi annen bir gün geldi hamile olduğunu söyledi. Çok sevindim. Ondan bir parçam daha olacaktı. Aylar geçti. Annen acil doğuma girdi sonra çıkamadı. Çok acı çektim seni gördükçe daha da acılar çektim. Sen gözümün önün de oldukça sana da çektirecektim. O an aptallığım la seni uzaklaştırdım kendimden. Ama hep acı çektim. Ne yaptığımı anladığımda çok geçti. Senden beni affetmeni isteyemem kızım çünkü ben bile kendimi affedemedim. Babam etkili konuşmuştu. peki. Bittiyse git artık. Diyerek odama çıktım. Kapıyı kapattığımda gözyaşlarım yüzümde yerini almıştı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK küçük bir felakettir...
Romance-Geçmişi yüzünden yaralı iki insan. Ne yaşamış olsalar da mutluluğu ve yeniden yaşamayı bir birinde bulan iki aşık. Kalpler bir atıyorsa kim geçe bilir aşkın önüne. Küçük bir kız ile gelen felaketlere ayak uydurmaya çalışan bir adam... *********...