ANNEMM

25 3 0
                                    


ANNE

Elini hızla çekti. Bana bakmadan " gidelim." Dedi. Hızla yukarı çıktı. Madem oda böyle hissediyordu neden böyle davranıyordu? Yine kaçmıştı. Yerimden kalkıp eşyaları topladım. Bagajı yerleştirirken o arabaya bindi. Arkasından bende bindim.

Yol boyunca tek bir kelime etmedi. Bizim evin önüne geldik. Hava neredeyse kararacaktı. Asya koltuğa oturdu. Bende eşyalarımı odama bırakıp aşağıya inecektim ki konsolun üstündeki fotoğraf yoktu. Bu demek oluyor ki biri odama girmiş. Hem de benim yasak dediğim halde.

Hızla aşağı indim. "EMİNEE" emine mutfaktan çıktı. " buyurun beyim." "odama sen mi girdin?" "hayır beyim siz yasak dediğiniz için girmedim." "kim girdi?" "bilmem beyim evde bir ben birde ece hanım vardı." "ece nerede?" " içeride..." hızla salona girdiğimde ece ile Asya muhabbet ediyordu. "ECE" bana döndü.

" O kimler gelmi..." "odama sen mi girdin?" sustu. " Sana diyorum sen mi girdin?" Asya kalkıp kolumdan tutu. " sakin ol" "sana soru sordum cevap ver." "bana bağırma " "Bağırtır ma da söyle odama sen mi girdin.?" " evet ben girdim." Sinirden elimi yumruk yaptım. " peki fotoğraf sen de mi ?" "ne fotoğrafı?" "odamda ki komodinin üstündeki" "evet" "nerede?" sustu . "neredeee?" " o fotoğrafı mı....çöpe attım." Dediğinde.

Asla yapmayacağım bir şey yaptım eceye tokat attım. Sonra sinirime yenik düşüp sürgülü kapıya yumruğu indirdiğimde olduğu gibi camdan olan kapı kırıldı.

Ece ayağa kalkıp bağırmaya başladı." Söylesene kimdi o kadın ha bana vuracak kadar değerli olan. Annem ve babamı bırak benimle bile fotoğrafın yokken gözün gibi baktığın o kadın kimdi? Ha kim o kadın? Annemizden değerli olan kadın kim? Her kez den nefret ederken sevdiğin o kadın kim?" " o kadın dediğin annemiz." Sinirle söylemiştim.

Artık bitmişti ece öğrenecekti gerçeği. " ne ? ne annesi?" "bak sen hiç bir şey bilmiyorsun. " "anlat" " olanları kaldıramazsın" " bırak ta onu ben düşüneyim." " canan bizim annemiz değil. Bekle" dedim. Yukarı çıktım. Babamdan saklı tutuğum kutuyu alıp aşağıya indim. "al kutuyu aç" kutuyu açtı. İçinde ezberlediğim mektup ve bakmaya doyamadığım fotoğraflar vardı.

Asya bir fotoğrafı eline aldı. Annem hamileyken kordonda çekildiğimiz bir fotoğraftı. Diğerinde annem ile ben kumdan kale yapıyordum. Bir diğerinde ise annem babam ve ben ilk yaş günü fotoğrafımdı. "işte gerçek Annemiz elif Aker." Eceye annemin ona bıraktığı mektubu verdim. Okumaya başladı.

Sevgili kızım ece

Bu mektubu aldığına göre beni öğrenmişsindir. Özür dilerim kızım sen bıraktığım için abini bıraktığım için ama inan dayanamıyorum. Meleğim anla beni ben bunları yazarken sen uyuyordun. Baban belki beni söylemez sana ama abin söyler.

Özür dilerim kızım senin ilk adımlarını ilk kelimeni, okula başlamanı, mezuniyetini. Düğününü göremeyeceğim hatta ilk doğum gününü bile. Doğumunda yanında olamayacağım. Gerçekten çok üzgünüm. Ama dayanamıyorum annem olmuyor bu gurur insanı maff ediyor. Kızım sana küçük bir nasihatım var. Seni senden çok seven biriyle evlen senin sevdiğin değil seni sevenle çünkü sonun benim gibi olmasını istemiyorum bir tanem..

Beni affet meleğim yanını da olamayacağım. Sadece beni affet olur mu? Sizi çok seviyorum kendinize iyi bakın. Kendine iyi bak annen seni çok seviyor bebeğim hoş çakal...

Annen...

Ece okumayı bitirdiğinde ağlamaya başladı. " ne oldu ona?" .

19 yıl önce..

AKER AİLESİ.

,

Elif hanım sabah kalkıp şirkete gitti. Tüm varlığını oğlu ve kızı üstüne geçirdi. Eve geldi. Oğlu okuldan yeni gelmişti. Oğluna sıkı sıkı sarıldı. Onu bol bol öptü. Ağlıyordu. Ege annesinin göz yaşlarını sildi. "ağlama anne lütfen" "tamam" zor bela gülümsedi kadın. Oğlu ile berber odaya gittiler beşiğinde uyuyan küçük bebeğine baktı. Kızı o kadar güzeldi ki ama ona doyamayacaktı. Oğlunu odasına gönderdiğinde kızına ve oğluna mektup yazdı. Oğlu ile çekilen fotoğrafların olduğu kutuya koydu. Oğlunu çağırdı ve kutuyu ona verdi. "bu ne anne?" "bu kutuyu babandan sakla tamam mı bunu kız kardeşin büyüyünce ona ver sende bunu büyüyünce oku. Ama şimdi değil. Söz mü?" "tamam" oğlunu öptü "hadi kardeşin aşağıda sende in ben banyo edip ineceğim." "tamam" dedi ege öptü annesini. Kutuyu odasına götürdü ve oyuncak dolabının arkasına koydu.

Sonra aşağı inmek yerine annesinin keman sesinin dinledi. O kadar güzel çalıyordu ki. Hemen resim çizmeye başladı. Annesini melek olarak çizdi kocaman kanatları vardı elinde de kemanı. Resmi bittikten sonra annesini göstermek için odadan çıktı annesinin odasının önüne geldi. Tam kapıyı açacakken aşağıdan babası bağırdı. " eliiff eliff geberteceğim seni buraya gel... elif" dünkü olay geldi aklına egenin.

Annesi ile babasını duymuştu babası annesine tokat atmıştı. Annesi ağlıyordu. Babası annesin aldatmıştı oda yetmemiş kadına birde vurmuştu. Babasının merdivenlerden çıktığını görünce annesini korumak için kapıyı açtığında silah patladı. Annesi gözünün önünde kendini vurmuştu. Ege donup kaldı. Annesi yatağa düşmüştü. Kafasından kanlar fışkırmıştı. Babası odaya girdiğinde şok olmuştu. "elif" dedi. Ediz Aker yatakta kanlar içinde yatan karısına baktı. Sonra oğluna baktı. Koşarak oğlunu tutu. " ege? Ege ses ver" ama çocuk donup kalmıştı. Gözü annesindeydi. Evdeki hizmetçiler hemen egeyi uzaklaştırmışlardı. Ege bir daha görmedi.

Annesinin cenazesinden sonra babası onu tutu. " oğlum ne olur konuş." Adam sarılacakken ege onu ittirdi. Adam sarsıldı. "oğlum.." "bana oğlum deme sen katilsin" "ne?" "annem senin yüzünden öldü. Çünkü sen ona vurdun. Ben gördüm sen onu vurdun. O kadını seviyorum dedin söylesene o kadın annemden daha mı güzel daha mı iyi? Bana sakın dokunma.." koşarak odasına çıktı.

2 ay sonra

Ege hiç konuşmadı. Tam koskoca iki ay tek kelime etmedi. Babası eve bir kadın getirmişti. " ege bu canan anneniz" ege sinirle "bu aptal kadın benim annem olamaz olmayacakta..." babası tokat dı patlattı. "canandan özür dile hemen." "asla" dedi ege. İkinci tokadı yedi işte o an nefret etti babasından. " defol odana" diye bağırdı babası. Odasına gitti. Sonra ki günler o kadın evdeydi. Günler geçti kardeşinin ilk doğum günü kutlandı. Her kez gidince o da odasına giderken babasını duydu. O kadın hamileydi. Odasına gidip ağlamaya başladı. Bir ay sonra kadın evde oturuyordu. Karnı belirginleşmişti. Kadın eve gelen bir adamla konuşuyordu. Dediğine göre annesinin odasını çocuk odası yapacaktı.

Bunu izin veremezdi. Odasına çıktı bu kadına bir ceza verecekti. Babası eve geldi. Odasından çıktığında kadının merdivenden düşüyordu. Kadın çığlıklar içerinde merdivenlerden yuvarlandı. Hemen koşup merdivenlere baktı.

Babası koşarak geldi. Bağırmaya başladı. " ne yaptın lan sen?" diye bağırınca koşarak odasına gitti. İki gün sonra kadın eve geldi. "ege in aşağı" bağırdı. Ege aşağı indiğinde çocuğa tokadı yapıştırdı. Ayak atmaya başlamıştı. "sen... ne yaptın... ha ..nasıl..yaptın... ha senin yüzünden bebek öldü.... bir daha da olmayacak ... söyle neden yaptın? Neden ittirdin?" çocuk ağlayarak "benn ...bir şey yapmadım.. baa..." tokat atmaya devam ederken en sonunda kadın adamı tutu. Çocuk kendinden geçmiş yüzü gözü kan içinde yatıyordu. Adam çocuğa baktı " yarın halana gidiyorsun senin suratını görmek istemiyorum." Dedi.

O kadın yalan söylemişti suçu egeye atmıştı. Ege Almanya ya gitti. Halası korkunç bir kadındı durmadan içerdi. Eskiden hemşireydi fakat eşinden ayrıldıktan sonra içkiye başlayınca işinden atıldı. O yetmezmiş gibi birde oğlu vardı. Tam bir baş belasıydı. Kavgacı biriydi. Durmadan egeyi döverdi pis işler yaptırırdı. Ege halasının alkol koması yüzünden öldüğünde babasının yanına gitti. Kız kardeşini gördü o kadar güzel olmuştu ki hayran kaldı. Kardeşiyle fazla zaman geçiremeden babası onu bu sefer İngiltere ye gönderdi. Babasının geçirdiği kazadan sonra geri döndü bu sefer babası yoktu. Artık tüm yük onun omuzlarındaydı. Ama o babasının değil annesinin oğluydu güçlüydü....

ŞİMDİ.

" işte olanlar bu" dedim. Ece ağlıyordu. " bunu neden önce anlatmadın?" "çok istedim ama sen o kadına alışm..." "ben bir yalanla büyüdüm ha. Her korktuğumda, ağladım da , sevindiğimde ve heyecanlandığımda sarıldığım kadın annem değildi. Annem diye öpüp kokladığım kadın annem değildi. Benim büyük kahramanım olan babam annemin ölümüne sebep olmuş. .. " diyerek koşarak gitti.

Asya ya baktığımda şok olmuştu. Gözleri dolu doluydu. Yanıma gelip bana sarıldı. "asla ama asla karıma babamın anneme yaşattıklarını yaşatmayacağım. Ben annemin oğluyum." Dedim. Asya ağlıyordu. Elimle gözyaşını sildim. Anda anladım elim kanıyordu. Suratı kan olmuştu. Hemen elimi tutu " pansuman yapalım." "gere..." emine hanım ilk yardım çantasını getirdi. Asya temizlerken "buna dikiş atılmalı. Çok derin " dedi. Elimin üstündeki yaraya bakarak. Güzelce pansuman etti. Sonra hiç konuşmadık. Sessizliği ilk bozan oydu. "ege?" "evet." "iyi misin?" "...benim iyi olma umudum 19 yıl önce yok oldu." Bana sarıldı ve " o umudu geri getireceğim ve iyi olacaksın." Dedi. Sarılmaya devam ederek...

AŞK küçük bir felakettir...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin