kalp atışı

26 3 0
                                    

KALP ATIŞI

Ayrıldığımızda ikimiz de şaşkındık. Ege bana bakı yordu. Ama ben ona bakamıyordum. Tam bir şey diyecekti ki onu dinlemeden hemen koşarak odama gittim. Kapıyı hızla çarpıp önüne oturdum nefes alamıyordum. Kalbim yerinden çıkacaktı.

Bu neden olmuştu? Hadi oldu ben neden böyle hissediyorum? Aptal kafam kim bilir neler düşünecek. Ben onun suratına bakamam ki. Yerimden kalkıp koşarak yatağa yattım. Tavana bakıp ne yapacağımı düşünmeye çalıştım hep o an geldi aklıma. Hızlıca kafamı salladım. Kendimle boğuşmaya başladım.

Ege.

Beni dinlemeden hemen koşarak kaçtı. Bana karşı bir hissi var mıydı? Daha hala onun bıraktığı gibi duruyordum. Yanımdaki koltuğa oturdum. Ben gerçekten bu kızı seviyorum. Ona her dokunduğumda vücuduma bir şeyler oluyor. Neden kaçtı ki? Kaçacak ne vardı.

Kalkıp hemen yukarı çıktım. Onun odasından ses gelmiyordu. Odaya gidip yatağa uzandım. Bu kız ne yapmaya çalışıyordu? Neden buraya getirdi? Amacı ne? Yoksa bana aşık mıydı?

Aşağıdaki olay geldi aklıma. Dudaklarım onun ki ile birleşince kalbim durdu. Nefes almayı unuttum. Yanağımı öptüğünde kalbim hızla atıyordu. Keşke ona hep sarılsam. Yağmur yağacaktı galiba. Gök gürültüsü etrafa yayılırken bir çığlık duydum. Asya'nın sesiydi bu koşarak odasına girdim. Yorganı üzerine çekmişti yorganın titremesinden anladığım kadarıyla korkuyordu.

Hemen yanına gidip seslendim. " Asya " bir tane daha ses duyulunca Asya yorganı üzerinden atıp bana sarıldı. Sıkı sıkı sarılıyordu. Bende ona sarılıp " sakin ol sadece bir şimşek". " ben küçüklüğümden beri çok korkarım." saçını okşadım. " ben buradayım merak etme" " yanımda..." dedi. Ama gök gürültüsünü duyunca yine çığlık atıp bana sarıldı. Onu kucağıma alıp aşağı şöminenin yanına götürdüm. Büyük koltuğa oturtum. Kenarda ki battaniyeyi alıp üzerine örtüp yanına oturdum. Bir kolumla onu sardım. Başını göğsüme koydu. Bir az zaman geçtikten sonra " Asya ben ...ben... Asya?" uyumuştu. O kadar masum gözüküyordu ki sanki bir melekti. Kafamı onun kafasının üstüne koydum.

Umarım kalp atışımı duymuyordur. O kadar hızlı atıyor ki. Bu kız bana ne yapmıştı. İlk gördüğüm andan beri kalbim ona karşı böyle atması çok şaşırtıcı. Peki ya onun ki onun ki nasıl atıyordu? Burnuma değen sarı saçlar bir gül gibi kokuyordu. Kokusunu çekebildiğim kadar derin çektim.

Gözlerimi açtığımda dizlerimde uyuyan masumiyet sayesinde yüzümde büyük bir gülümseme oluştu. Saçlarını dokundum yumuşacıktı. Saate baktığımda öğleye geliyordu fakat dışarısı yağmur yüzünden karanlıktı. Kucağımdaki kıpırtıyla gözlerimi ona çevirdim. Bana baktı. "günaydın" hemen hızla kalktı tabi kalkarken kafalarımız tokuştu." ahh" sonra bana baktı. Sonra kafa attı. "ahh" "niye yaptın ki?" "kel mi kalayım." dedi kalkıp yukarı çıktı.

Gülümsedim, Bu kız beni gülümsetiyordu. Aklıma annemin sözleri geldi.' doğru kişi seni gülümseten ve onu her gördüğünde kalbinin hızlı atmasına sebep olandır.' Asya bunları his ettiriyor. Peki ya o? oda his ediyor mu?

Kafamda ki sorularla mutfağa gittim. Omlet yapmayı çok seven biri olduğumdan işe ondan başladım. Yumurtaları çırpar iken Asya geldi. " ben ne yapayım?" "masayı hazırlaya bilirsin." " peki." tabak ve çatal kaşıkları yerleştirirken şarkı mırıldanmaya başladı.

Good morning!how you feel?

Günaydın! Nasılsın?

You're so beautiful,I wake up in your dream

Çok güzelsin, senin rüyanda uyanıyorum

I'm tryin living for today in this lonely life

Bu yalnız hayatta bugün için yaşamayı deniyorum

Walking down your dream again

Senin rüyana geri dönüyorum

Searching for the lite and hopping that's some more

Işığı arıyorum ve biraz daha olduğunu umuyorum

You will be my star,shining like a crystal

Yıldızım olacaksın, vir kristal gibi parlayan

Baby were so far,it's only when I dream...

Bebek çok uzağız, sadece rüyalarımda...

When I dream,everything is possible...

Sadece rüyalarımda, herşey mümkün...

you're not alone!

Yalnız değilsin!

you're not alone!

Yalnız değilsin!

you have me!

Bana sahipsin!

Believe me!

İnan bana!

Who do you love?(who do you love)

Kimi seviyorsun?(kimi seviyorsun)

Who do you feel?(who do you feel)

Kimi hissediyorsun?(kimi hissediyorsun)

Who says your beautifull

Güzel olduğunu kim söylüyor

Livin' in your dream

Rüyanda yaşıyor....................

Omlet tabağını koymamla sustu. " Güzel gidiyordu ne oldu?" omuz silkti. Diğer kahvaltılıkları getirdi. Onu izliyordum. "ne o kahvaltıya etmeyecek misin?" dedi. Sandalyeye oturdu. Hemen bende oturdum. Kahvaltıda hiç konuşmadı. Ara sıra ona bakıyordum.

Kahvaltıdan sonra masayı toparladık. Bulaşık yıkama işini o hallediyordu. Sıra yıkanan eşyaları yerleştirmekti ki. "Hii" diye ses duydum. Cam tabağı düşüyordu ki tabak yerine Asya'yı kucakladım. Tabağın parçaları ayağımı çizdi. Asya mavi gözlerini bana dikmişti. O kadar yakındık ki nefesini hissediyordum.

Onu kucağımda salona götürüp koltuğa bıraktım. " ege" dedi. " evet" " kanıyor" dedi. Ayağımı gösterdi. Ona baktım. " önemli değil küçü..." "bekle" dedi. koşarak yukarı çıktı. Bir dakika içinde elinde pamuk ile ilaç getirdi. "Bunlara ne gerek var" "sus" diye bağırdı. "bana bakmada çorabını çıkar" çorabımı çıkartım. Pansuman yapıyordu. Dokunduğu yer uyuşuyordu. Pansuman bitince. "ne gerek vardı beni kucaklamaya" "sana zarar gelmesini istemedim." Bana baktı.

"Bana zarar gelmesin diye kendine zarar verdin." Bana birden sarıldı. kulağıma "bunu bir daha yapmana gerek yok." dedi. Bana bakıyordu. Derin bir of çekti. " istersen dönelim." "sen istiyor musun?" "ne?" "gitmek istiyor musun?" dedim. Bana baktı "aslında şeyy..."

Dudaklarımız birleşti. Bana baktı. "istemiyorum" dedi. Sarıldı. Ona sıkı sıkı sarıldım. Ayrıldığımızda bana baktı. Tam kalkıyordu ki. Elini tutum. Bana şaşkın şaşkın bakarken elini kalbimin üstüne koydum. "bana tam olarak bunu yapıyorsun" dedim. Kalbim deli gibi atıyordu. "bunu nasıl yapıyorsun?" Kıp kırmızı oldu. Eline çekip bana baktı. "sen nasıl yapıyorsan öyle yapıyorum.?" dedi. Elimi tutup kalbinin üstüne koydu. Deli gibi atıyordu. O an anladım kalplerimiz aynı anda atıyordu......

AŞK küçük bir felakettir...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin