Sabah burnuma dolan erkeksi koku ile uyandım. Gözlerimi açtım. Bana sarılarak uyuyan egeye baktım. Ne zaman gelmişti? Saate baktım 09:45 di. Hemen fırladım tabi ben kalkınca egede uyandı. "Asya" "sen uyumaya devam et benim okula bir dosya yetiştirmem gerek." "bekle seni ben bırakayım." "sana sen uyu dedim iki saate gelirim." "Asya seni ben bırakırım. Hem kah..." "hayır." Ege birden kalkıp bana geldi. "ne oluyor?" kolumu tutunca silkelendim. "Asya.....Asya" "gelmene gerek yok ben..". "konu okul değil. Sensin" "ben mi?" "ne oldu?" "yok bir şey." Kıyafetimi alıp banyoya girdim. Çıktım. Odamda ege yoktu. Aşağı indim. "emine ege nerede?" "çıktı." "nereye git..." "bana söylemez" "tamam...peki saat kaçta geldi." "üç sıraları geldi..." eminenin suratındaki ifade ille "ee söyle?" "şey.... geldiğinde üstündeki gömleği çıkartıp yakmam için verdi." "neden?" "bilmiyorum tek bildiğim gömlek kan içindeydi. Ona yaralı mısınız diye sorduğumda benim kanım değil dedi." "tamam." Evden çıktım. Ege ne iş çeviriyordu. O kan kimindi? Arabaya atlayıp okula gittim. Dosyayı profesöre verdim.
Okuldan ayrılınca şirkete gittim. Egenin odasına baktım. Hayır yoktu. Sekreter kıza sordum. "ege geldi mi?" "iki- üç gündür uğramıyor." "peki" egeyi aradım ama açmadı. Eceyi aradım aratın numarasını alınca hemen aratı aradım. "alo." "arat" "evet benim kim.." "ben Asya" "aa evet Asya sorun ne?" "ege nerede?" "bil..." "bana sakın bilmiyorum deme.." "Asya .." "kardeşinin numarasını söyle." "şe..". "arat." "peki." Numarayı mesaj olarak atınca alazı aradım. "evet"" diye açtı. "Ege nerede alaz?" "siz.." "Asya. Şimdi ege nerede onu sö..." suratıma kapattı. Eve gittim. Gelmemişti. Yine aradım. Cevap yine aynıydı. Ada aradı. "ece hazırlandın mı?" "hayır." "ne? Kızım bak aşkının çenesi çekilmez lütfen." "tamam." Ada telefonu kapatınca. Köşedeki kutuyu gördüm. Açtığımda kırmızı dantel uzun bir elbise. Birde not.
Kırmızı sana en yakışan renk..
Giydi. Baktı. Tam oturmuştu üstüne. Pudra ayakkabısını giydi hafif makyaj ve dağınık atkuyruğu ile tamamdım. Saate baktım. Düğüne 2 saat vardı. Yola çıktım. Vardığımda. Gelin odasına gittim. Aşkının saçı bitmiş giyiniyordu. Demet siyah ultra mini bir elbise giymişti. Ada ise lacivert tonda bir elbise vardı. "oha elbisen çok güzel." "bu ne yaa Asya bu gün benim günüm her kez in bana bakması gerekiyor sana değil." Diye kızmış gibi yaptı. Üzerine balık model gelinlikle geldi. Ona çok güzel uymuştu.
Düğüne dakikalar kalmıştı. Aşkının annesi ve babası geldi. Ve işte başlıyordu. Aşkın babasının koluna girip çıktı.
Biz önden gidip yerimize geçtik. Nikah kıyıldı. İlk dans ediliyordu. Birden tüm gözler kapıya döndü. Demet ağzını açıp "oha çok yakışıklı." Dedi. "ve buraya geliyor." Diye devam etti. Omzuma değen el ile kafamı kaldırdığımda dudaklarıma değen sıcaklık. Sonra çekildi. "geç kaldığım için üzgünüm." Dedi. İçten gülümsemeyle. "Asya" demetin sorusuyla önüme döndüm ege ise yanıma oturdu. Batu hemen demetin omzuna kolunu attı. "ege bu demet. Buda.." "nişanlısı" dedi Batu. Sahiplenici bir duygu ile "ben de ege Asya nın sevgilisi." İçtiğim su boğazımda kalınca öksürdüm. Ege bana sevgilim demişti. Kalbim ritmik dengeyi zorlamaya devam etti. Ege kulağıma eğildim. "bu elbisenin sana bu kadar yakışacağını ben bile tahmin edemedim." Sustum. Onunla konuşmayacak ona yüz vermeyecektim. Ada hemen masaya geldi. "merhaba." Dedi. "ege bu İngiltere den beri en yakın arkadaşım ada" "merhaba." Dedi. "Asya?" "hı.." "senden daha güzel olmasa bile bu güzel şarkıda benimle dans eder misin?" "ay birde roma..." demet sustu. "peki." Ege gülümsedi. Dans etmeye başladık. İlk dans edişimiz geldi aklıma. Ama şimdi çok şey değişti. Gözlerimin içine bakıyordu. Bende onun. Aslında biliyorum tirip atmalı ona bakmamalıydım ama olmuyordu işte.
Saatler ilerledi. Düğün bitmeye başladı. "Allah mutlu etsin." Dedi. "teşekkürler." Dedi. Aşkın. "şimdi izinizle gitmemiz gerek." "geldiğiniz için teşekkürler." Dedi. Damat. Aşkına adaya sarıldım. Egenin elini tutup çıktım. Arabaya bindiğimde. Surat astım.
Arabayı çalıştırdı. Ev yoluna değil de dünkü yola gidiyorduk. Birden durdu. "ne oluyor?" "asıl sana ne oluyor? Bana yalan söyledin arat mesaj attı ona gideceğim dedin. Ama arat seninle hiç konuşmamış. Arat nerede olduğunu bilmiyor alaz ise suratıma kapatıyor seni arıyorum açmıyorsun." Durdu. "özür diler..". "dileme ne olduğunu anlat. O kanlı gömleği anlat. Gece geç gelmeni anlat bana yalan söylemeni anlat işte bunların nedenini anlat." Arabayı çalıştırdı beş dakika içinde bir yere geldik. Arabadan indik. "evet seni dinliyorum." " güven kaçmış. Senin peşindeymiş. Senden habersiz olmasını istedim senin üzülmemeni." "o kan" "güvenin" "onu öldürdün mü?" "hayır. Sadece hırpaladım. O kadar." "şimdi nerede? " "polise teslim ettik." "neden açmadın telefonu." "üzerindeki elbiseyi eve koymakla meşguldüm." "ama emine.." "unutma emine benim çalışanım" gülümsedi. "şimdi gel." Elimi tutup yürümeye başladı. Her yer karanlıktı. Birden ışıklar açılınca gördüm. Her yer ışıklandı. Egeye baktım.
"gerçekten özür dilerim." "ege" sesim kısık çıkmıştı. "biliyorum daha çok erken ama seni kaybetmek istemiyorum. Sen bu hayatta bana gelen en güzel şeysin. Nefesten daha çok muhtacım sana. Asya " "hı" "son nefesim olur musun?" beynim durdu.Neydi bu şimdi? Ne demekti bu? Kalbimin sesi kulaklarımı acıtıyordu. "Asya?" ne diyecektim ben? "ege.. ben.. ne dii" "tamam çok ani oldu. Ama seni kaybetmek beni koku...." dudaklarına yapışmamla sustu. Oda bana karşılık verdi. Dudaklarımız ayrıldığında nefes nefese "eğer sende benim son nefesim olursan bende senin olurum.." işte demiştim. Yanağımı tutu bir kez daha öptü. Bana sarıldı. Ona sıkıca sarıldım. O eve geri gittiğimizde beni daha hızlı öptü. Bende onu. O bilmiyor ama o benim ilk nefesimdi ondan önce nefes aldığımı bilmiyorum.....

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK küçük bir felakettir...
Romance-Geçmişi yüzünden yaralı iki insan. Ne yaşamış olsalar da mutluluğu ve yeniden yaşamayı bir birinde bulan iki aşık. Kalpler bir atıyorsa kim geçe bilir aşkın önüne. Küçük bir kız ile gelen felaketlere ayak uydurmaya çalışan bir adam... *********...